Avrupa Tıp Uzmanları Birliği Nadir ve Tanısız Hastalıklar Komisyonu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serdar Ceylaner, ailesel kanserlerin klasik yöntemlerle tedavi edilse dahi tekrar etme riskinin yüksek olduğunu vurgulayarak, genetik testlerin bu noktada kritik bir rol oynadığını belirtti.İSTANBUL (İGFA) - Avrupa Tıp Uzmanları Birliği Nadir ve Tanısız Hastalıklar Komisyonu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Serdar Ceylaner, ailesel kanserlerin klasik yöntemlerle tedavi edilse dahi tekrar etme riskinin yüksek olduğunu vurgulayarak, genetik testlerin bu noktada kritik bir rol oynadığını belirtti. Ceylaner, ailesel kanser tanısının tedavi planını değiştirebileceğini, bu nedenle her kanser hastasında taranması gerektiğini ifade etti.
Ailesel kanserlere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada Ceylaner, bu kanserlerin belirli genlerdeki mutasyonlar sonucu ortaya çıkan ve nesiller boyu aktarılabilen kanser türleri olduğunu belirterek, “Bu tür kanserlerin erken teşhisi ve kişiye özel tedavi ve takip planlaması, tekrarlama riskini azaltmada ve tekrar eden hastaları çok erken evrede teşhis etmekte büyük önem taşır.” dedi.
AİLESİNDE KANSER OLAN KİŞİLER MUTLAKA GENETİK DANIŞMANLIK ALMALI
Ailesel kanserlerin tekrar etmesine en iyi örneklerden birinin meme ve yumurtalık kanserleri olduğuna dikkat çeken Ceylaner, bu gen mutasyonlarının kanserin tekrar etme riskini önemli ölçüde arttığını vurguladı.
Ceylaner, genetik danışmanlık ve testlerin, bireylerin taşıdıkları riskleri anlamalarına ve buna göre önlemler almalarına yardımcı olabileceğini belirterek şöyle devam etti ;"Bu sayede, kanserin tekrarlama olasılığı önemli ölçüde azaltılabilir. Ailesinde tekrar eden kanserler olan veya kanser hastası olan kişiler mutlaka bir genetik hekiminden danışmanlık almalıdır”
Ailesel kanserlerde erken teşhis ve uygun tedavi planlamasının önemine dikkat çeken Ceylaner, "Aile öyküsü ve genetik testler, kanser riskini belirlemede kritik öneme sahiptir. Erken teşhis, uygun tedavi ve düzenli takiplerle bu riskler minimize edilebilir" diye konuştu.