Ekmen’den Uyuşturucuyla Mücadelede Kritik Uyarılar
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmasında, 2025 Cumhurbaşkanlığı Bütçesi üzerine değerlendirmelerde bulunarak Mersin ve Batman’daki uyuşturucu sorununu gündeme taşıdı. Uyuşturucuyla mücadelede önemli bir paye bulan AMATEM’lerin, özellikle tedavi ve rehabilitasyon alanlarında yetersiz kaldığını belirtti. Ekmen, Yaşam Köyü konseptiyle desteklenen bir tedavi modelinin gerekliliğine dikkat çekti.
AMATEM’ler Yetersiz, Yaşam Köyü Modeli Şart!
Uyuşturucuyla mücadelede en ciddi sorunlardan birinin AMATEM'lerin kapasitesinin yetersizliği olduğunu belirten Ekmen, Kamuran Bilen’in de bu konudaki çağrılarına değindi. Mersin Uyuşturucu ile Mücadele Eden Aileler Derneği Başkanı Bilen'in söylediklerini aktaran Ekmen, "AMATEM’ler sayıca az ve gençler için yetersiz. Buradaki tedavi programlarının, Yaşam Köyü konseptiyle desteklenmesi şart." dedi. Ekmen, Cevdet Yılmaz’a bu konuda sorular yönelterek, Yaşam Köyü projelerinin nasıl şekillendiğini ve ilerleyen süreçte nasıl bir çözüm önerisinin geliştirileceğini sordu.
Atık Sularla Uyuşturucu Bağımlılığı Takip Ediliyor, Ama Sonuçlar Neden Paylaşılmıyor?
Ekmen, Yeşilay ve İçişleri Bakanlığı tarafından 2017 yılında başlatılan Atık Sulardan Psikoaktif Maddelerin Tespit Edilmesi Projesi'ni gündeme getirerek, Mersin’in de bu projeye dahil olduğunu hatırlattı. Ekipler, atık sudan numune alarak uyuşturucu kullanım oranlarını tespit ediyor. Ancak, sonuçların kamuoyuyla paylaşılmaması konusunda Ekmen, "Bu veriler neden gizleniyor? Bu bilgiler kamuoyu ile paylaşılsa, duyarlılık ve mücadele oranı artar." diyerek, şeffaflık talep etti.
Uyuşturucuya Karşı Mücadelede Şeffaflık ve Etkin Çözüm Gerekiyor
Ekmen’in konuşmasında vurguladığı bir diğer önemli nokta ise uyuşturucuyla mücadelede kamu kurumlarının işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğiydi. Mersin ve Batman’daki uyuşturucu sorununu etkili bir şekilde çözebilmek için, şeffaflık ve kapsamlı bir tedavi programı sunulmasının zorunlu olduğunun altı çizildi. Bu süreçte Yaşam Köyü gibi rehabilitasyon projelerinin hayata geçirilmesi, tedavi gören gençlerin topluma kazandırılması adına kritik bir adım olabilir.