Mersin Körfezi'nde artan deniz kirliliği, son dönemde kıyılarda gözlemlenen köpüklenme ve deniz yüzeyinde meydana gelen yoğun alg patlamaları nedeniyle kritik bir seviyeye ulaştı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, bu durumun Marmara Denizi'nde yaşanan müsilajdan çok daha tehlikeli olduğunu belirterek, acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Körfezdeki Kirlilik Seviyesi Artıyor
Mersin Körfezi'nin, Doğu Akdeniz'in en kirli bölgelerinden biri haline geldiğini belirten Salihoğlu, özellikle son bir aydır deniz yüzeyinde yoğun köpüklenme ve suyun bulanıklığında artış gözlemlendiğini ifade etti. "Mersin Körfezi'nde suyun sadece 1,5 metre derinliğine kadar görebiliyoruz. Işık geçirgenliği oldukça düşmüş durumda ve oksijen seviyeleri de tehlikeli derecede azalmış" dedi.
"Müsilajdan Daha Tehlikeli Bir Durumla Karşı Karşıyayız"
Salihoğlu, kirliliğin kaynağının büyük ölçüde karasal girdiler olduğunu ve şehir deşarjları ile yetersiz arıtma tesislerinin bu durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti. Tarımsal ve endüstriyel atıkların yanı sıra, Seyhan Nehri gibi büyük nehirlerden gelen kirlilik girdilerinin de Körfez'deki durumu kritik hale getirdiğini kaydetti.
Acil Önlemler Alınmalı
Akdeniz'in Mersin Körfezi gibi açık denizlerinde bile mevcut akıntı sistemlerinin kirliliği temizleyemediğini söyleyen Salihoğlu, deniz suyu sıcaklıklarının 34 dereceyi bulduğunu ve bu durumun deniz ekosistemlerini ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtti. "Durum çok ciddi. Denizleri komaya sokuyoruz ve bu kirlilik, ekosistemlerin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor" diye ekledi.
Sosyal ve Ekolojik Kayıplar Yaşanabilir
Salihoğlu, kirliliğin geniş bir alanı kapsadığını ve bu durumun sadece ekolojik değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik kayıplara da yol açabileceğini belirtti. Denizlerin korunması için acil bir seferberlik çağrısında bulunan Salihoğlu, iyi tarım uygulamalarına geçilmesi, endüstriyel atıkların arıtılması ve koruma alanları ilan edilmesi gerektiğini vurguladı.
Mersin Körfezi'nde durumun daha da kötüleşmemesi için toplumsal bilinçlenme ve etkili önlemler alınması gerekmekte. Aksi takdirde, hem deniz ekosistemleri hem de bu ekosistemlere bağlı insan hayatı olumsuz etkilenebilir.
