Mersin de son 50 yıllık Belediyeciliği incelerseniz sanırım son 15 yılın
Mersin’in en kötü fakat en az şikayet edilip eleştirilen dönemi
olduğunu görürsünüz.
İlginç bir şekilde trafik, ulaşım, otopark, temizlik, çevre kirliliği, AVM
ler, deniz kirliliği, ekmek fabrikası, parkomatlar, sahil çay bahçeleri vs.
gibi sayısız sorun varken 15 yıl susuldu, eleştirilmedi. Özellikle son 20
yıldır kent basınını dikkatle takip eden ve arşivleyen ve bazı belgeleri
saklayan bir kişi olarak sözü geçen dönemde bazı basın organlarında
cılız eleştiriler gördüm. Fakat bir süre sonra eleştiriler kesildi hatta
yerini övücü yazılar aldı.
En çok İktidar Partisi yönetimlerinin eleştirmesi gerekirken onlar da
yalnızca birkaç konuda sonuçsuz formalite eleştiriler yaptılar.
Sahiller dolgu alanları ile yok edilirken, yeşil alanlar beton sitelere
dönüştürülürken, Aqua Parkla 35 milyon lira çöpe atılırken, otogar
inşaatı için alınan banka kredisi bankada bekletilirken vs. hep sessiz
kalındı.
Aslında şu bir gerçek ki hizmet ve kentin gelişememesi, eksiklerin
giderilmemesi ve benzeri modern kentlerin seviyesine ulaşılamaması
durumlarına rağmen kentte o zaman ki Büyükşehir Belediye
Başkanının bazı kesimleri karşısına aldığı, bazı ekonomik konularda
bazı kesimlerle karşı karşıya geldiği neredeyse hiç görülmedi.
Her zaman bu kesimlerin istediği verildi.
AVM ler yapılıyor, sahilde ki çay bahçeleri büyütülüyor, Belediyeye ait
işyerleri artış olmadan düşük fiyatlarla kiralanıyor, kaldırımlara
büfeler yerleştiriliyor, işyerleri kaldırımların üzerine istedikleri şekilde
büyütülüyor, bazı kişilere otoparklar kiralanıyor, çalışmadan maaş
alanlar çoğalıyor.
O günleri hatırlayalım. 2013 yılının Nisanında Belediye işçileri ile iş
sözleşmesi toplantısında o günkü Belediye Başkanı istenen oranda
pazarlık edip ücreti aşağı düşürmek yerine “1 puanda ben arttırdım!”
diyor işçilere ve % 10 zam veriyor.
İlginçtir; 30 Mart 2014 seçimlerinden iki gün önce de bu sefer işçilere
% 16 zam veriyor!
Benzeri birçok parasal olay hep muhatapların lehine, Belediye
aleyhine sonuçlanıyor…
Ama işte, herkes memnun…
Öyleyse, şöyle düşünmekte haklıyız:
Eski yönetim devam etseydi, bugün yaşadığımız birçok sorun
olmayacaktı.
Kırmızı Lacivert iş hanındaki işyerleri eski fiyatlarından yine kiralarını
ödeyecekler, binada da bir değişiklik yapılmayacaktı.
İş yerine gitmeden maaş alan birçok kişi yine maaşlarını almaya
devam edecekti.
Yeni otogardaki işyerleri ya eskisi gibi ya da az farklı bir bedelle kira
ödemeye devam edeceklerdi.
Parkomatlar devam edecekti.
Kişilere kiralanan otoparklar sürecekti.
Şu anda otogarda yaşanan kira sorunu ile ilgili daha önce de
yazmıştım; o zaman bir orta yol bulunarak istenen kira ödense bu
günkü duruma gelinmezdi. Yeni Başkanın da tanıdığım kadarı ile
inandığı bir konuda geri adım atmayacağını defalarca yazdım.
Tabii eski Başkan olsaydı bu sorun muhtemelen yaşanmayacaktı.
Otogar esnafına ne kadar kira ödemek istediklerini soracak ve onların
istediklerini kabul edecekti. Belki de daha ileri giderek işçilere yaptığı
gibi ” kirayı şu kadar lira da ben indirdim!” diyecekti.
Peki işçilere verilen fazla ücretler, eksik alınan kira bedelleri kimin
parası ?
Bizim; yani Mersin halkının parası…
Birkaç kişinin memnun edilmesi sonucunda ne oluyor. ?
Alt yapılarımız, yollarımız yeterli olmuyor. Battı çıktılar yapılmıyor,
raylı sisteme geçilemiyor, trafik ve otopark sorunu çözülemiyor vs.
Taşeron işçilerinin eyleminde onları her gün ziyaret edip siyasi rant
sağlamaya çalışan siyasetçiler, şimdi de otogar esnafını ziyaret ederek
kent yararına bir uzlaşma sağlanmasına çalışmak yerine, olayın daha
büyük bir çıkmaza girmesine, sorunun büyümesine çalışacaklar.
Bugün Büyükşehir Belediyesi seçimden sonra hazırlıklı oldukları
sorunların ötesinde, beklemedikleri onlarca yeni sorunla karşılaştı.
Eski dönemde anlaşmaları 2017’ye kadar yapılan parkomatlarla,
2027’ ye kadar yapılan ekmek fabrikası gibi sorunlarla uğraşılıyor.
15 yıl sessiz kalıp bugünkü yönetimi eleştirenlere karşı Mersinliler de
ellerini vicdanlarına koymalıdır; adalet duygusu içinde düşünerek
yeni gibi görünen çoğu sorunun eski dönemden kaldığını bilmeliler.
Şimdi herkesin artık eski dönemlerin bittiğini bilmesi gerekiyor.
Kentte 15 yıl ihmal edilip yapılmayan hizmetler bundan sonra kentin
hukuka uygun sağlanan gelirleri ile gerçekleştirilecektir.
Bu kentin her sorunu hepimizin sorudur; her kuruşun hesabını da biz
soracağız. Sessizce, kapı arkalarında ve bu kentin parasını harcayarak
uzlaşma sağlamak yerine kamu yararını savunmak, hukuku ve adaleti
herkes için istemek gerekiyor.
Bunun için de önce geçtiğimiz 15 yılda işlerin nasıl yürüdüğünü,
herkesle nasıl uyum sağlandığını anlamaya çalışmalıyız.
HARUN ARSLAN