Deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Türkiye’nin önemli fay hatlarına yönelik yaptığı açıklamalarla dikkat çekti.

Türkiye’de Deprem Riskini Artıran Faktörler

PTT Personel Alımı 2024: Hangi Pozisyonlar İçin Başvuru Yapılabilir? PTT Personel Alımı 2024: Hangi Pozisyonlar İçin Başvuru Yapılabilir?

Yoshinori Moriwaki, Esenyurt'ta düzenlenen bir deprem panelinde Türkiye'nin deprem risklerini ve önlemlerini masaya yatırdı. Moriwaki, Türkiye'nin tarihsel depremlerinin analizi ve mevcut sismik aktiviteler ışığında, özellikle İstanbul'un büyük bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. "1760'da büyük bir deprem yaşandı ve yaklaşık 250 yıl aralıklarla bu tür büyük depremler görülüyor. Türkiye’de büyük depremler, her 100-150 yılda bir birikmiş enerjiyle ortaya çıkıyor. Bu yüzden İstanbul'da da büyük bir deprem bekleniyor," şeklinde konuştu.

Adana’dan Kıbrıs’a Uzan Fay Hattı Uyarısı

Moriwaki, panelde Türkiye'nin deprem haritasına dair çarpıcı bilgiler paylaştı. "Adana'dan Kıbrıs’a kadar uzanan bir fay hattı var ve bu hattın yakında kırılma ihtimali olduğunu düşünüyorum," dedi. Japon uzman, denizde meydana gelebilecek bir depremin tsunami riskini de gündeme getirdi. "Türkiye'de tsunami riski Japonya kadar yüksek değil, ancak denizde bir deprem olursa, tsunami riski ortaya çıkabilir. Japonya'da tsunamiler yaygın ama Türkiye'de dikkatli olunmalı," şeklinde uyardı.

İstanbul ve Deprem Geçmişi: Tarihsel Perspektif

Moriwaki, Türkiye'nin büyük depremlerinin tarihine değinirken, İstanbul'un geçmişte yaşadığı büyük felaketleri de hatırlattı. "İstanbul'da 1509 ve 1760 yıllarında büyük depremler oldu. Bu tür olaylar, belirli dönemlerle ilişkili büyük bir enerji birikimini işaret ediyor. İstanbul’daki 1999 Gölcük Depremi, bu süreçlerin bir parçasıydı," dedi. Ayrıca, Erzincan'daki 1939 depremi ve 1990'larda Türkiye'de yaşanan büyük depremlerin bu döngüyü başlattığını belirtti.

Afet Yönetimi ve Kamu Bilinçlendirmesi Üzerine Vurgular

Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, panelde deprem bilincinin artırılmasının önemine değindi. "Deprem, ülkemizin en önemli ulusal meselelerinden biridir. Bu konu, ideolojilerden bağımsız olarak tüm toplum tarafından sahiplenilmelidir," dedi. Özer, Japonya’nın yüksek binalar ve etkili yapılaşma stratejileri ile depremle başa çıkma yöntemlerine atıfta bulunarak Türkiye’nin de benzer önlemleri alması gerektiğini ifade etti. "Depremler önlenemez ama iyi bir planlama ve yapılaşma ile felaketleri en aza indirebiliriz," şeklinde konuştu.

Kişisel Deneyimler ve Toplumsal Sorunlar

Prof. Dr. Özer, kişisel bir deneyimini de paylaştı. 1976 Çaldıran depreminde dört kardeşini kaybettiğini belirten Özer, "O gün yaşadıklarım hayatımda önemli bir dönüm noktasıydı. Deprem hazırlıkları ve yapılaşma konusunda daha fazla dikkatli olmalıyız," dedi. Bu tür kişisel deneyimlerin, toplumun deprem bilincini artırma açısından önemli olduğunu vurguladı.

Yerel Yönetim ve Toplum İşbirliği

MAG AMADER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karadayı, panelde yerel yönetimlerin ve toplumun birlikte hareket etmesinin önemine dikkat çekti. "Afet yönetimi ve yerel yönetimlerin rolü çok önemli. Bu tür paneller, sonuçların hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılmasına katkı sağlar," dedi.

Editör: Arda KERSU