Son olarak geçen hafta Ak Parti Milletvekillerinin katıldığı bir basın 
toplantısındaydık.
Aynı hafta CHP adayı Mustafa Baysan’ın basın toplantısındaki 
aksaklıklara ve MHP’nin ulaşımı zor, kent merkezinden 15 km uzakta 
düzenlediği bir yemekli toplantıya bakınca, insanlar “Ak Partililer bu 
işi daha iyi biliyorlar” dedirtti.
Neredeyse tüm milletvekillerinin, il ve ilçe yöneticilerinin hazır 
bulunduğu toplantıda herkes ev sahibi gibi tüm basın mensuplarının 
elini sıktı, hatır sordu.
Adaylar tanıtıldı. Sorular alındı. Son soru gelinceye ve son basın 
mensubu salonu terk edinceye kadar milletvekili adayları yerlerinden 
ayrılmadılar; her soruyu açıklıkla cevaplandırdılar.
Başlangıçta tüm partilerin adayları açıklandığında en iyi aday listesinin 
CHP’de olduğunu,  sonra MHP listesine şans tanımış ve liste 
oluşturmakta en kötü durumda Ak Parti’nin olduğunu düşünmüştüm.
Aradan geçen üç haftalık süre sonunda bazı gelişmeler ve adayların 
konuşmaları, eylemleri ve çalışmaları sonunda en iyi aday 
sıralamasının Ak Parti’de olduğunu görüyorum.
*CHP de Bakanlık yapmış Fikri Sağlar Türkiye’de marka olmuş, bölgeyi 
iyi tanıyan, Mersin’in sorunlarını bilen, kentimize faydalı olabilecek bir 
Milletvekili adayıdır.
*MHP de de Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk de parti içindeki 
etkisi ile özellikle yerel yönetimlerde Mersin’e katkı verebilir.
*Geçen dönemden hiçbir milletvekilinin aday gösterilmediği Ak Parti’ 
de ise ve tüm yeni adayların Mersin’e önemli katkılar verebileceği 
görülüyor. 
Öte yandan, Mersin’in devam eden en önemli projelere, Mustafa 
Gültak’ın İl Başkanlığı zamanında başlandığını, İl başkanlığı süresinde 
Mersin’i ve Mersinlileri iyi tanıdığını ve iyi bir iletişim kurduğunu 
biliyoruz.
Şehir Hastanesi yapımı ve diğer sağlık hizmetleri Mersin’de halka 
yeteri kadar duyurulamamış olsa da, çok önemli sağlık yatırımları 
yapılıyor ve Mersin sağlık alanında önemli bir merkez olma yolunda. 
Burada idarecilik deneyimi de olan Doç. Dr. Yılmaz Tezcan’a çok 
önemli görevler düşecektir. Bugüne kadar birçok kimlik yakıştırılan 
fakat hiç birinde tam olarak başarılı olamayan Mersin, yeni ve 
gerçekçi bir ümitle, yapılmakta olan konaklama tesisleri ile bir sağlık 
turizmi kenti ve sağlık üssü olma yolunda görünüyor. 
Yazar, Gazeteci Muhsin Kızılkaya Türkiye barışına, birlikteliğine, 
bölünmezliğine, kardeşliğe ve barışa hayatını adamış bir aydındır. 
Mersin’de gerçekçi, sahici, gönüllere hitap eden alışılmadık bir seçim 
çalışması başlatmıştır ve çok etkili olmaktadır. 
Barış ve huzur olmayan, terörün olduğu bir ortamda hiçbir ekonomik 
gelişmenin değerinin olmayacağı bir gerçektir.
İl Genel Meclisi Grup Başkanlığı yapan İbrahim Gül bugün Mersin’de 
kırsal kesimle ilgili sorunları en iyi bilen, tüm köy muhtarlarını tanıyan, 
neredeyse her köyde yapılan çalışmaların takibini yapmış bir kimsedir.
Ak Parti adaylarından Zeynep Gül Yılmaz tüm partilerin milletvekili 
adayları arasında seçilebilecek yerde tek kadın aday olma özelliği ile 
en önemli ve seçim sonuçlarını etkileyebilecek kişi konumundadır. 
Bu nedenle, isimler üzerine çok yazı yazmak istemesem de, bugün 
üçüncü kez bir adayla ilgili yazmak istiyorum: Zeynep Gül Yılmaz.
Bundan önce Fikri Sağlar ve Muhsin Kızılkaya ile ilgili birer yazı 
yazmıştım. İkisi de tüm Türkiye’de tanınan iki çok değerli kişiliktir.
Üçüncü yazıya konu etmek istediğim Zeynep Gül Yılmaz, diğer iki kişi 
kadar ülke genelinde tanınmasa da 62 yaşındaki Fikri Sağlar ve 49 
yaşında Muhsin Kızılkaya’dan sonra 39 yaşında genç bir siyasetçi 
olarak gelecekte Türkiye’ye değerli ve önemli hizmetler yapacak bir 
kişi izlenimi yaratmıştır.
Zeynep Gül Yılmaz’a biraz yakından bakmayı deneyelim:
Sıcak kanlı, insanlarla çok çabuk iletişim kurabilen, mütevazı kişilikte 
bir entelektüel kadın aday...
Hukuk eğitimi sonrasında çeşitli üniversitelerde Arabuluculuk, Kamu 
İhale Hukuku, Enerji Hukuku, Rekabet Hukuku konularında eğitim 
alarak kendini yetiştirmiş; halen Genel Merkez Kadın Kolları Merkez 
Karar Yönetim Kurulu Üyeliğini ve Siyasi Hukuki İşler Başkan 
Yardımcılığı görevini yürütüyor. 
Başbakan’ın yakın çalışma arkadaşlarından ve Ankara bürokrasisini 
çok iyi tanıyor.
Özellikle kadın hakları, kadınların hukukunun korunması, kadının 
toplum ve siyasetteki yerinin güçlendirilmesi adına birçok kadın 
derneğinde aktif rol almakta. 
Kadın girişimciliği ve istihdamının arttırılmasına yönelik çalışmaların 
içinde olacağını ve bir KADER üyesi olarak kadınların karar alma 
mercilerinde daha çok yer bulması için çalışmalar yapacağını  
söylüyor.
Mersin gibi, kadın hakları ve kadına şiddetin önlenmesi konularında 
çok hassas bir kentte bu düzeyde donanımlı bir ismin Meclis’te görev 
alacak olması seçmen tercihini olumlu yönde etkileyecektir.
Çok iyi bir hukuk eğitimi almış, kendini birçok hukuki konuda 
geliştirmiş olsa da hâlâ eğitimini sürdürmekte, kendini 
geliştirmektedir.
Kadın ve gençlik konularında çok önemli katkıları olabilecek bir 
entelektüel kişidir. Bütün kadınların ve gençlerin temsilcisi olmaya ve 
onlarla ilgili önemli iyileştirme projeleri yapılmasında katkı vereceğine 
ve özellikle son zamanlarda büyüyen kadın ve gençlik sorunlarında 
devrim olabilecek gelişmelerde ve iyileştirmelerde büyük katkısı ile 
kadınların sadece sözde değil gerçekten sesi olacağına inandığım, 
“seçilecek yerde tek kadın aday” özelliğiyle dikkat çekmektedir. Yani, 
sadece kadın olduğu için vitrine konan bir aday değildir; donanımı ve 
potansiyel hizmet özellikleriyle kıymetli,  kente ve ülkeye hayırlı 
çalışmalar yapacağı muhakkak olan bir değerdir.
Şu anda Mersin’de yeterince tanınmadığını biliyorum. Seçim gününe 
kadar kalan bir aylık zamanda, özellikle sivil toplum örgütleri 
içerisinde kendisini tanıtabilmesi ve samimi ve sıcak iletişim kurma 
özelliğini onlara gösterebilmesi gerekiyor. Kentteki dinamik yapıların, 
kişilerin ve kurumların da kısır politik hesapların ötesinde bir ilgiyle bu 
kıymetli adayı izlemeleri, değerlendirmeleri gerekir; ülkeye ve 
yaşanılan kente duyulan içten sorumluluk, çağdaş siyaset ahlakı bunu 
işaret eder.
Diğer tüm değerli adaylarımızdan ayrı olarak, kişilikleri ve 
donanımlarıyla öne çıkan, parti tercihi olmadan bu kente ve ülkeye 
hizmet edeceğine inandığım  Fikri Sağlar ve Muhsin Kızılkaya’dan 
sonra üçüncü olarak farklı özellikleriyle kısa zamanda ülke genelinde 
sesini duyurabilecek bu milletvekili adayımızla,  Zeynep Gül Yılmaz’la 
ilgili  düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Böylesi isimler, hizmet 
imkânları dışında, politika yapma özellikleriyle de fark yaratarak 
seviye yükseltiyorlar. Gerilime dayalı taşra dilini aşarak çağdaş, 
nitelikli, sahici, insani bir dil kurmaya çalışıyorlar. Bu çerçevede, 
seçilebilecek yerde tek kadın aday olan Zeynep Gül Yılmaz için özel 
bir çerçeve çizmek, onun kişiliğinde bu kentin demokratik 
özelliklerine vurgu yapmak hepimizin sorumluluğudur.
HARUN ARSLAN