okşayışı gibi. Asıl çizgiler değil cesur tutamadığım bakışlarım acemice geldi bana. Bazen
yüreğim gövdeme sığmaz olur. Bilirim ki acıyla ayrılıkla beslerim ben yüreğimi. Duygularımı
lekelerden arındırmak istedim. Belki bir deniz kadar berrak, bir gök kadar masum.
Dört mevsim olan bir fırtına idi sevdiğim an. Kimi sevdiysem nedense duygularım kir pas
içinde kalmakta. Pusular kuran her sabah seherinde gece güneşe küserek, avuntular
aramakta. Ay yüzlü masum gölgelerim havada savrulurken. Duyardım hıçkırıklarla martıların
ağladığını.
Herkesin hayatı bir yalan üzerinde kurulmamış mı? Siyahtan başka renk yok elimizde hüznün
yolları ayırdığı gibi. Sessizlik büyür ya her gece işte o an bir umut bazen bir acı düşerdi bana.
Bir ömür boyu kaçsam da bilirim duman çökmüş şehrimin üzerine.
Ne garip ki kış mevsimi doldurmamış ki miadını. Zamansız kaçışlarını yüzüme vururken.
Bugün aynaya bakışta ince çizgiler görünce adeta şok oldum.