Bugün aynaya bakınca yüzümde ki ince çizgileri görünce adeta şoke oldum. Bir dokunuşun 
okşayışı gibi. Asıl çizgiler değil cesur tutamadığım bakışlarım acemice geldi bana. Bazen 
yüreğim gövdeme sığmaz olur. Bilirim ki acıyla ayrılıkla beslerim ben yüreğimi. Duygularımı 
lekelerden arındırmak istedim. Belki bir deniz kadar berrak, bir gök kadar masum.
Dört mevsim olan bir fırtına idi sevdiğim an. Kimi sevdiysem nedense duygularım kir pas 
içinde kalmakta. Pusular kuran her sabah seherinde gece güneşe küserek, avuntular 
aramakta. Ay yüzlü masum gölgelerim havada savrulurken. Duyardım hıçkırıklarla martıların 
ağladığını.
Herkesin hayatı bir yalan üzerinde kurulmamış mı? Siyahtan başka renk yok elimizde hüznün 
yolları ayırdığı gibi. Sessizlik büyür ya her gece işte o an bir umut bazen bir acı düşerdi bana. 
Bir ömür boyu kaçsam da bilirim duman çökmüş şehrimin üzerine.
Ne garip ki kış mevsimi doldurmamış ki miadını. Zamansız kaçışlarını yüzüme vururken. 
Bugün aynaya bakışta ince çizgiler görünce adeta şok oldum.