Tükettiğimiz endüstriyel gıdaların hemen hepsinde koruyucu kimyasallar bulunur. Sizleri uyarmak anlamında bu kimyasalların yalnızca besin içerisinde bakteri üremesine engel olmakla kalmadığını, vücudumuza aldığımızda da bağırsakta bulunan bakterileri yok ettiğini, ya da mutasyona uğrattığını sizlere defalarca anlatmıştım.
Sizlere bir kere daha hatırlatmak istiyorum; endüstriyel gıdalar içerisinde bulunan koruyucu kimyasallar Aspartam, Monosodyum Glukomat, Sodyum Benzoat, Trans Yağlar, Fruktoz mısır şurubu, Gıda boyaları, tatlandırıcılar, Sodyum Sülfit, Sodyum Nitrat, Sodyum Nitrit, BHA, BHT, Sülfür Dioksit, Bromat, E kodlu koruyucular, sebze ve meyveler üzerinde bulunan insektisitler, pestisitler, antibiyotikler vücuda alındığında bizlerle ortak yaşam içerisinde bulunan faydalı bakterileri ya öldürürler ya da mutasyona uğratırlar. Bağırsak florasının bozulması doğrudan metabolizmanın bozulmasına neden olur. İnsan vücudunda gerçekleşen sindirim işlevinin % 70’den fazlası bu bakteriler tarafından gerçekleştirildiğinden bu bakterilerin sağlığını ve çeşidinin koruma zorunluluğu vardır.
Yukarıda isimlerini saydığım kimyasalların kullanıldığı bazı besinlere binlerce çeşit bakteriyi aylarca uyguladığım halde uygulama yaptığım besinleri bozamadığımı da not düşeyim.
İçerisinde koruyucu kimyasal bulunan besinler vücuda alındığında bağırsaktaki bakterileri ya yok eder, ya da mutasyona uğratır. Bakterilerin yok olması metabolizmamızın verimliliğini düşürür. Mutasyona uğratması ise bakterilerin bağırsak içerisindeki fonksiyonlarının değişmesine neden olur. Bu nedenledir ki, yılda ortalama 20.000 yeni hastalık ortaya çıkmaktadır. Bugün tıbbın bazı hastalıklar karşısında acze düşmesi hastalığın ilk defa ortaya çıkmasından kaynaklıdır.
Bağırsaklarda bakteri florası zayıfladığında, yok olan faydalı bakterilerden boşalan alanları zararlı mantarlar, candidalar doldurur. Bağırsak geçirgenliği, crohn gibi hastalıkların ortaya çıkışı bu nedenledir.
Hipokrat:’’ Bütün hastalıklar bağırsaktan başlar, bağırsak hasta ise vücudun geri kalan kısmı da hastadır’’ dememiş mi?
Bağırsak florasının bozulmasından kaynaklı rahatsızlıkları yaşamamak için bağırsakların yeniden yapılandırılması gerekir.
Bağırsakları yeniden yapılandırırken;
1. Öncelikle bağırsakta bulunan candidaları yok etmek gerekir. Bunun için bir kaşık bal içerisine 3-4 damla çam katranı damlatılır. On gün süreyle akşam yatarken tüketilir. ( sabah uyandığınızda baş ağrısı hissederseniz damla sayısını bir azaltın, elinizin altında SİMBİYOTİK yoksa bu işlemi denemeyin.) Sabahları ve akşamları yarımşar kahve fincanı simbiyotik içilir…
2. Bağırsak parazitleri yok edilmelidir. Kıl kurtları için akşam yatarken aç karına bir kaşık andız pekmezi içilebilir.
3. Şeritler ve solucanları yok etmek gerekir. Bu amaçla bir defaya mahsus olmak üzere sabah aç karına bir kase çiğ kabak çekirdeği yenilir, üzerine bir su bardağı süt içilir. Tuvalet ihtiyacı giderilinceye kadar bir şey yenilmez.
Bu işlemler uygulanırken; raf ömrü uzatılmış gıdalardan uzak durulmalıdır, şeker ve şeker kullanılarak üretilmiş gıdalardan uzak durulmalıdır, beyaz ekmekten uzak durulmalıdır. Bunlara ilave olarak yok olan bakterilerin yerine konulması için SİMBİYOTİK içilmelidir.
SİMBİYOTİK: Her biri yoğurt mayası, kefir gibi 600’den fazla bitkiyi parçalayan probiyotikler, 600’den fazla bitkinin yapısında bulunan enzimler, vitaminler ve minerallerden oluşan bir gıda takviyesidir. Bağırsak florasını zenginleştirir, metabolizmayı verimli hale getirir, vücut direncini arttırır, bağışıklık sistemini güçlendirir…
SİMBİYOTİK: Yoğurt ya da kefirle birlikte alındığında depresyonu önleyen bir gıda takviyesidir.