Öncelikle bilinmesi gereken birkaç noktayı hatırlatayım.
1. Aldığımız besinlerin %70’den daha fazlası vücudumuzda bulunan faydalı bakteriler tarafından sindirilir.
2. Vücudumuza aldığımız bir besin maddesinin sindirim sistemimizde probiyotiği yoksa yeterli faydayı sağlayamayız.
3. Probiyotiklerin yaşaması için en uygun sıcaklık 32- 38 derece arasıdır.
4. 60 derece santigrat sıcaklıkta besin maddelerinin yapısında bulunan tüm enzimler ve vitaminlerin yapısı bozulur.
5. Isıl işlem görmüş bir besin maddesinden sağlanılacak fayda yalnızca mineral ve enerji desteğidir. Yani pişmiş yemeklerden yalnızca enerji ve mineral desteği sağlanabilir. Pişirilmiş besinler vücutta biriktirilmeye en uygun besinlerdir.
6. Paketli gıdalarda raf ömrü uzatılmak için kullanılan kimyasallar paket içerisinde bulunan besin üzerinde bakteri oluşumunu önlediği gibi vücuda alındığında sindirim sisteminde bulunan bakterileri de yok eder.
7. Bugün market raflarında gördüğünüz besinlerin çok çeşitli göründüğüne aldanmayın, beslenmede kullanılan bitki sayısı 65-85 arasıdır. Bitki florasının en zayıf olduğu bir bölgede bir kıl keçisinin beslendiği bitki çeşidi 400’den daha fazladır.
8. Her iklimin bitki örtüsü farklıdır, kendine özgüdür. Her bitkinin probiyotiği farklıdır. Bütün besinlerin atmosferde probiyotiği vardır.
9. Beslenme sırasında bir besin çeşidi çok kullanılırsa o besinin probiyotikleri değer bakterilere baskınlık sağlar.
10. Sağlıklı beslenmek için besinlerin dengeli alınmasına özen gösterilmelidir.
Beslenme olayına, yukarıda maddeler halinde sizlere hatırlattığım ifadeler ışığında bakıldığında besinlerin tüketilmesinin en faydalı olduğu üç durum ortaya çıkmaktadır. Bunlar; taze, kuru veya turşu haline getirilmiş olmaları durumudur. Her üç durumda da alınan besinlerin probiyotikleriyle birlikte alınması gerekmektedir.
Taze tüketilmesi durumunda besin maddesi yıkama işlemine tabi tutulmasının ardından en az bir saat kadar atmosfere açık alanda tutulmalıdır. Yıkama sırasında sebze ya da meyve üzerinde bulunan zararlı maddeler yok olurken faydalı bakteriler de yok olurlar. Bakterilerin besin üzerine tekrar konabilmeleri için belirli bir süre dinlendirilmesi gerekir.
Besinlerin kuru tüketimi öncesi besinin üzeri ıslatılarak faydalı bakterilerin besin üzerine toplanabileceği uygun koşullar oluşturulduktan sonra onların besin maddesi üzerinde konuşlanmasına yetecek kadar bir süre atmosfere açık olan bir alanda bekletilmesi gerekir.
Turşu olarak tüketilmesi durumu besin maddesinin kendi probiyotiğiyle mayalanması durumunda en çok fayda sağlayacak durumdur. Probiyotikli turşu yapımı normal turşu yapımından çok farklıdır. Probiyotikli turşunun özelliği, turşusu yapılan besinin kendi probiyotiği ile bir arada bulunuyor olmasıdır.
Probiyotikli turşu yapmaya karar verdiğinizde öncelikle turşu yapımında kullanılacağınız besin maddesinin mayasını elde etmelisiniz, ya da temin etmelisiniz. Her besin maddesinin probiyotiği (Parçalayıcı bakterisi) farklı olacağı için sirke kullanılmaz. Sirke bakterisi baskın bir bakteridir, diğer probiyotiklerin yaşamasına izin vermez.
16.000- 18.000 bitki çeşidiyle dünyanın çeşitlilik açısından 2. Zengin florasında 80 milyon nüfuslu bir ülkede 100 Milyon insanın hastanelerin acil servislerine başvurması bilim insanlarımızın bu alanda çok az çalışma yaptıkları gerçeğini ortaya koymaktadır.
İnsanlarımızın yaşadığımız coğrafyada zengin bitki floramızdan daha fazla faydalanmasına temel oluşturmak için probiyotikli turşu yapmaya karar verdim. Şu ana kadar ülkemizde üretilmiş en fazla turşu çeşidi 120- 150 kadarken ben bu sayının 4 katına ulaşmış bulunuyorum. Konuya dikkat çekmek için Guinnes rekorlar kitabına da başvuruda bulunacağım.
ODTÜ mezunu bir Kimya Mühendisi olarak insanların sağlıklı yaşamasına bir katkım olursa kendimi mutlu sayacağım…
LÜTFEN OKUDUĞUNUZU SORGULAYIN, MANTIK SÜZGECİNİZDEN GEÇİRİN, DOĞRUYA KENDİNİZ KARAR VERİN!