Değerli dostlarım,
Bu yazımda doğru beslenme konusunda açıklama yapacağım...
İnsanlara bilgi aktarmak her zaman kolay olmuyor. Uzun soluklu bir çalışma sonucu bilimsel bir sonuca ulaşıyorsunuz, ulaştığınız sonucu aktarırken de günlerce doğruluğuna inandığınız sonuçları her okuyucu tarafından en iyi ve anlaşılır biçimde aktarırım düşüncesine takılıyorsunuz. Konu sağlık, konu beslenme olunca kılı kırk yarıyorsunuz ve yazmaya başlıyorsunuz. Aslında yazdığınız gerçeğin bütünü değil, buz dağının suyun üzerinde görünen kısmı. Anlatımlarımda eksik ya da anlaşılmayan yerler bulursanız lütfen yorum olarak belirtin, paylaştığım bilginin doğru anlaşılması yönünde açıklamalar yapayım.
Çok iyi bilmeniz gereken en önemli nokta; besinleri pişirdiğinizde, yani 60 derece santigrat sıcaklığa ulaştırdığınızda ana yapısı (omurgası) protein olan enzimler ve vitaminler bozulurlar. Başka bir deyişle pişirdiğiniz, haşladığınız, sıcak su ile demlediğiniz besinlerin yapılarında enzim ve vitamin varlığından söz edemeyiz. Haşladığınız, demlediğiniz, pişirdiğiniz bitkisel kaynaklı besinlerden size kalanlar yalnızca karbonhidratlar, yağlar ve minerallerdir. Besinleri pişirerek, haşlayarak ya da demleyerek tüketirseniz vücudunuza karbonhidrat yüklemiş olursunuz.
Metabolizma faaliyetlerinizin düzenli yürüyebilmesi için vücudunuzda olması gereken enzim sayısı 3.200 civarı iken sizin vücudunuzdaki enzim sayısı 600 kadardır. Tükettiğiniz bir bitkinin yapısında bulunan enzim sayısı 8 ile 37 arasında değişmektedir. Bunların bir kısmı ortak enzimlerdir. Tükettiğiniz bitki çeşitliliği 60-80 arası olmakla birlikte, tükettiğiniz besinlerin pek çoğunu pişirme işlemine tabi tuttuğunuz için onların yapılarında bulunan enzimlerden ve vitaminlerden yeterince yararlanamıyorsunuz.
Yaşadığınız sorunlara çaylar öneriliyor. Ülkemizde su 90-100 derece santigrat sıcaklıkta kaynar. Herhangi bir bitkiyi 10 dakika demlediğinizde, atmosfer koşullarına göre suyunuzun sıcaklığı 50 derece santigrata kadar düşer. Yani demlediğiniz bitki ortalama 70-75 derce santigrat sıcaklık içerisinde kalmış olur. Yorum sizin, demlediğiniz bitkiden enzim ve vitamin yönünden faydalanma verimliliğiniz minimum düzeye inmiş olmaz mı?
Ben size önerilen bitkiyi tartışmıyorum. Ben söz konusu bitkiden sizin en üst düzeyde fayda sağlamanız için önerilerde bulunmak istiyorum. 20-36 derece santigrat sıcaklık bakterilerin üremesi için ideal sıcaklıktır. Suyunuzu 36 derece sıcaklığa (süt mayaladığınız sıcaklık)ısıtıp, bitkinizi bu sıcaklıkta 15 dakika demlerseniz demleme sonucu elde ettiğiniz sıvı hem probiypotik, hem de enzim ve vitamin yönüyle de zenginleştirmiş olursunuz.
Bitkileri tüketirken yıkadıktan sonra en az 2 saat dinlendirirseniz probiyotik yönüyle zenginleştirmiş olursunuz.
Gölgede kurutup hazırladığınız bitkiler vitamin, enzim yönüyle çok şey kaybetmezler.
Probiyotikli turşular metabolizmanıza önemli faydalar sağlarlar.
Dondurulmuş gıdalar besin değerlerinden vitamin ve enzim yönüyle fazla kayba uğramazlar.
Ülkemizin, bitki florası en zayıf olan bir bölgemizde bir keçinin tükettiği bitki sayısı 400-500 arasında iken, insanlarımızın tükettiği bitki çeşidi 65 ile 85 arasında değişiyor, onu da pişirerek karbonhidrat ağırlıklı besleniyorsanız, nasıl bir zenginliğin üzerinde sağlıksız yaşadığımızı fark ediyorsunuzdur.
Üretkenliğimiz doğrudan düşünebilme yeteneğimize bağlıdır. Düşünebilmek için verimli bir metabolizmaya sahip olma gerekir. Aç kalan bir merkebin semerindeki otu yemeyi düşünemediği gibi bir duruma düşmüyor muyuz?
Saygılarımla…