Çanakkale’ye Giden Yolda Yanlış Hesaplar
Birinci Dünya Savaşı başladığında, hem İtilaf Devletleri hem de İttifak Devletleri savaşın uzun süreceğini değil, çabucak sonlanacağını düşünüyordu. Osmanlı İmparatorluğu'nun, savaşın zayıf halkası olduğu görüşü, özellikle İngiltere'de güçlüydü. 1915'teki Çanakkale saldırısı, Osmanlı İmparatorluğu'nu kolayca saf dışı bırakmayı amaçlıyordu. Bu stratejinin arkasında dönemin İngiltere Donanma Bakanı Winston Churchill de yer alıyordu.

İngiliz Perspektifi: Osmanlı'nın savaştan çekilmesi, Rusya'nın buğdayını İngiltere'ye ulaştırabilmesi için Karadeniz'e giden güvenli bir yol sağlanması gerektiği düşünülüyordu. İtilaf Devletleri, Osmanlı'yı savaştan çıkararak Balkanlar'dan yeni müttefiklerle güneyden taarruz etmeyi hedefliyordu. İngilizler, Çanakkale Boğazı'nı geçerek başkent İstanbul'a ulaşmayı ve Osmanlı'nın savaş dışı kalmasını sağlamayı planladılar. Bu, İtilaf Devletleri için "zaferin başlangıcı" olarak görülüyordu.

İtilaf Devletleri’nin Savaş Planı ve Zayıf Noktalar
İngiliz donanması güçlüydü, ancak savaş için yetersiz kara gücüne sahipti. Çanakkale'yi geçmek için, donanmanın gemileriyle yalnızca deniz gücüyle başarılı olmayı bekliyorlardı. Ancak Çanakkale Boğazı'nda, mayınlar ve Osmanlı topçusunun yoğun ateşi onları zora soktu. Ayrıca, donanmanın büyük kısmı eski zırhlılardan oluşuyordu ve bu gemilerin Çanakkale Boğazı gibi dar alanlarda başarılı olacağı öngörülmemişti.

Mayınlar: Boğaz boyunca döşenen mayınlar, İngiliz ve Fransız donanması için büyük bir engel teşkil etti. Osmanlı subayları, 1911'deki Trablusgarp Savaşı'ndan sonra Çanakkale'nin savunmasına yönelik stratejik planlar geliştirmişti. İtilaf Devletleri, bu planları göz ardı etti ve boğaza girdiklerinde mayınlar ciddi kayıplara yol açtı. Çanakkale’nin savunmasında belirleyici bir rol oynayan Nusret mayın gemisi, boğazı geçilmez hale getiren kritik bir fark yarattı. 18 Mart 1915'te, Fransız ve İngiliz gemileri mayınlara çarparak büyük zayiat verdi.

Kara Harekatı ve Stratejik Hatalar
İngilizler, donanma saldırısının başarısız olması üzerine kara harekâtını gündeme getirdiler. Ancak bu harekât, plansız ve eksik hazırlıklarla yapıldı. Çıkartma yapacak yeterli donanım ve eğitimli birlikler yoktu. İngiliz birliklerinin çoğu, zor bir coğrafyada ve kötü iletişimle mücadele etmek zorunda kaldılar. Ayrıca, Osmanlı tarafı, vatan savunmasında kararlıydı ve başlarında deneyimli komutanlar vardı. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Osmanlı kuvvetleri, Gelibolu Yarımadası'nda kahramanca bir direniş sergiledi.

Tarihi Yanılgı: İtilaf Devletleri, Osmanlı ordusunun zayıflığını küçümsemişti. Oysa, Osmanlı'nın askeri dehası ve kararlılığı, İngilizlerin beklediği kolay zaferi mümkün kılmadı. Kara harekâtı, büyük kayıplara ve başarısızlığa yol açtı. Aralık 1915’te İtilaf Devletleri, Çanakkale’den geri çekilmeye başladılar.

Çanakkale Zaferi ve Tarihin Akışı
İtilaf Devletleri’nin Çanakkale’deki yenilgisi, sadece askeri bir hezimet değil, aynı zamanda İngiltere’nin prestijini sarsan bir olaydı. Bu başarısızlık, savaşın ilerleyen dönemlerinde birçok siyasi sonucu da beraberinde getirdi.

İngiltere’deki üst düzey liderlerin itibarları zedelendi. Savaş Bakanı Herbert Kitchener’ın itibarı yerle bir olurken, Winston Churchill Donanma Bakanlığı görevini kaybetti. Ayrıca, Çanakkale zaferi, Avustralya ve Yeni Zelanda'da ulusal bağımsızlık fikirlerini güçlendirdi.

Çanakkale'nin en büyük etkisi ise, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sembolü haline gelmesi oldu. Mustafa Kemal Atatürk gibi büyük bir liderin yükselişi, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasına yol açtı.

Altın Fiyatlarında Tarihi Zirve: Gram ve Çeyrek Altın Rekor Kırdı! Altın Fiyatlarında Tarihi Zirve: Gram ve Çeyrek Altın Rekor Kırdı!

Çanakkale'deki başarısızlık, Birinci Dünya Savaşı'nın seyrini değiştiren, "geri çekilme" ile noktalanan nadir zaferlerden biriydi. Osmanlı’nın bu zaferi, sadece askeri değil, aynı zamanda stratejik bir zaferdi ve dünya tarihinin yönünü etkiledi.