Ülkemizde 24 Kasım günü, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Öğretmen; öğreten, tecrübesiyle yapıp ya da yapmayacağımızı tavsiye eden, öğütleyen, çocuklarımıza/insanlara geleceği hazırlayan bir kişidir. Kişi, doğumundan itibaren öğrenmeye muhtaçtır ve bilmediklerini öğrenmeye ihtiyacı vardır. Öğrenmenin yaşı ve zamanı da yoktur. Değişimleri, milletlerin medeniyet ve kültürlerinin oluşumu, tarihin gelişimi, tüm olayların değişimi öğrenmekle ilgili olaylardır. Geçmişte neydi, şimdi ne ve gelecekte ne olabilir, öğrenmekle ilgilidir. Öğretmen; öğrenilecek olanı, öğrenecek olana gösterir/verir ve bunun sorumluluğundadır. Olmalıdır..
Öğretmen topluma mal olmuş kişilerdir. Bir grubun, bir cemaatin, bir partinin arka bahçesinde çalışanı değildir. Ve tüm öğretmenler tek vücuttur. Ötekileştirilenleri de yoktur. Buna da kimsenin hakkı yoktur.
Öğretmen, bir gurubun öğrenmek istediği bilgileri, yalnız o guruba veren/öğreten değildir. Öğretmen tüm topluma/millete aittir. Ve herkese ayırım yapmadan bilgi aktaran/öğretendir. Atatürk, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir..” demiştir.. Bu söylemde ne görüyoruz; öğretmen millete ait. A partisine, B partisine ait değil.. Öğretmen, A adamının hayatı değil, B adamının hayatı da değil; herkesin hayatı..
Öğretmen öğrenilecek olanı öğrenmek isteyenle buluşturandır. Öğretmen anahtardır. Ama toplumu oluşturan herkesin anahtarıdır. Sadece Ak Parti’nin anahtarı olmadığı gibi CHP’nin de anahtarı ya da oy potansiyeli değil.
Öğretmen, çocuklarımız için, ayırım yapmadan tüm partililerin çocukları için “gelecek evinin” kilidini açacak anahtarı elinde bulunduranıdır.
Öğretmen kısaca; Mimardır.. Geleceğin umududur/anahtarını elinde bulundurandır.. Gönüllerin kılavuzudur.. “Bir harf öğretene kırk yıl köle olunur” denilen kişidir..
Öğrenmeye duyulan büyük ve derin hasret, öğreten öğretmene gösterilen güzel hürmet, Türk-İslam geleneklerinde mevcuttur. Türk milletinin barış ve yardımlaşma duygusu, güzel ahlak ve fazilet gibi değerlerini geleceğimiz olan evlatlarımıza öğretecek olanlar da öğretmenlerimizdir. Ak Part’yi
değil, CHP’yi değil, MHP’yi değil, İyi Parti’yi değil; Türk Milletini yüceltecektir Öğretmen.. Öğretmen hangi partiye oy veriliri/verilmelidiri öğreten değil; milli ve manevi değerlerinin elçisi ve tebliğ edenidir. Öğretmen; ayırım yapmaksızın herkesin pusulasıdır..
Elbette, bütün bu özellikleri yanında öğretmen aynı zamanda seçmendir. Siyasetçiyi eleştirirsin ama seçmeni verdiği oy nedeniyle kınamak/suçlamak yanlıştır. Bunu yapan bir siyasetçiyse tamamen yanlıştır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ak Partiye oy veren öğretmenler için, öğretmenler günü kutlaması sebebiyle şöyle dedi:
“Hala iktidarın peşinde giden, ona oy veren öğretmen varsa, ben ona öğretmen demem..” Bu sözüyle Kılıçdaroğlu, Ak Parti’ye oy veren öğretmenleri ‘öğretmen olamayacağını’ söylemiş oldu. Daha sonrasında da, “öğretmenler bize ahlakı, dürüstlüğü öğretir” diyerek daha da ileri gitti. Ne demek bu kardeşim? Öğretmenlerden kendisine oy vermeyenlerin ahlak ve dürüstlüğünü sorgulamak.. ayıp olmuyor mu? KIlıçdaroğlu kendisine oy vermeyen öğretmenleri aşağılıyor. Siyasi tercihlerinden dolayı etiketliyor, kendisine düşman ilan ediyor. Kin ve nefret siyaseti denir buna..
Ankara Yüksek Öğretmen Okulu´nun açılışında konuşan Milli Eğitim Bakan´ı Tevfik İleri, konuşmasının bir bölümünde, “vatandaş bizden aynı zamanda essah öğretmen istiyor” demiştir. Ben de bu okuldan mezun olmuş bir “essah öğretmen” olarak, Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu sarf ettiği sözü kendisine iade ediyor ve kınıyorum… Hoş olun. Aralık 2020, Anamur. İsmet Kadıoğlu.