Bugün itibari ile tüm ilerimizde yaşlıların bakımı için “Huzur Evleri”, kimsesiz çocuklarımız için “Çocuk Esirgeme ve Bakım Evleri” ve sahipsiz hayvanların barınması ve karınlarının doyurulması için “Hayvan Barınakları” mevcuttur. Bu kurumların bir arada olması fikri ve projesi olsa nasıl olur?
İşleyişleri ve sağladıkları hizmetler açısından hepsi de gerekli ve modern insan yaşamında olmazsa olmaz tesislerdir. Ayrı ayrı inceleyecek olursak;
Huzur Evleri; Yaşlılarımızın bir kısmı kimsesiz ve hiçbir geliri olmayan yardıma ve bakıma muhtaç durumda, bir kısmı yine kimsesiz bir emekli maaşı var bakıma muhtaç, diğer bir kısmı varlıklı olmasına rağmen ailesi ve çocukları tarafından ilgilenilmeyen sağlık hizmetleri ve bakıma muhtaç vb.
Çocuk Esirgeme Yurtları; Kimi doğuştan talihsiz terk edilmiş, kimi anne ve babasını kaybetmiş … Sebepleri çok, mağduru çok, olumsuzlukları çok olan talihsiz bakıma muhtaç çocuklarımıza verilen hizmetler çok değerlidir.
Hayvan Barınakları: Terk edilmiş ve sokakta yaşayan hayvanların da yine insana dair yapılması gereken hizmetlerin yapıldığı gibi sağlık ve yaşamsal temel ihtiyaçlarının sağlandığı mekanlar olarak önemlidir. Çünkü unutulmamalıdır ki bu dünya insanların olduğu kadar diğer canlıların da yaşama alanıdır.
Bu tanımları elbette biliyorsunuz. Burada ifade etmek istediğim durum; Aslında her bir kurumun ayrı ayrı yaptığı tesis ve istihdama dikkat çekmektir.
Mersin Üniversitesi’nden Sn. Gülnur Önder Balam hocamızın fikri ile bu üç kurumun bir arada olması ve bir tek tesis içerisinde bulunması fikrini paylaşmak isterim.
Şimdi şöyle düşünelim; Yaşlılarımız yılların tecrübe, birikim ve yaşanmışlıklarıyla huzur evinde sağlık ve bakım hizmeti alsalar da bu hizmetler rutin görev gereği yapılan işler olduğundan hürmet, sevgi, şefkat konularında eksik kalıyor. En büyük şikâyet yine de yalnız olmaları, ilginin olmaması, ziyaretçi olmaması gibi.
Çocuk esirgeme ve bakım yurtlarında da sağlık ve bakım hizmetleri tam yapılsa da yine benzer şekilde yavrularımız anne, baba ve büyüklerden beklenen sevgi ve şefkatten yoksun yetişmekteler.
Bu kurumların üçü bir arada olacak şekilde tesisler yapılsa; Yatıp-kalkma, yeme-içme ve bakım hizmetleri farklılık göstereceğinden binalar; Birlikte kalınacak şekilde tasarlanacağı gibi, aynı tesis içerisinde ayrı ayrı binalarda da olabilir.
Ancak, projenin en can alıcı ve önemli noktası bugün üç ayrı semtte ve binada toplumdan kopuk gibi yaşayan yaşlı, çocuk (hatta genç) ve hayvanların aynı tesis içerisinde ve ortak kullanım alanlarının olması ile ortak vakit geçirmesinin sağlanmasıdır.
Düşünün ki tesis içerisinde çocuk oyun alanları ve parklarda çocuklar oynarken, çevre banklarda oturan yaşlı dede ve nenelerimiz çocuklar ile sohbet ediyor veya yaşlıların dinlenme yerlerinde çocuk ve geçlerin dolaşması birlikte etkinlikler yapılması ile yaşlıların çocuklara olan ilgisi kendi yalnızlığını unuttururken, çocuklar da özlem duydukları sevgi ve şefkat ile huzur bulacaklardır.
Bu arada eğitimleri ve veteriner kontrolleri yapılmış kedi ve köpeklerinde ortamda dolaşmaları hem büyüklere hem küçüklere terapi değerinde keyif verecektir.
Bu konsepte çocuk ve gençlerimiz ailesi ile birlikte vakit geçiriyormuşçasına sevgi ve şefkat ile büyürken, yaşlılarımız da kendi çocuk ve torunları ile vakit geçiriyormuşçasına huzur bulacaklardır. Hayvanlar da her iki jenerasyona verecekleri karşılıksız sevgi ile kendi günlük yaşamları da güzelleşecektir.
TARIK AKMANLAR, 23.04.2018, ([email protected])