ŞİMDİLİK KÖTÜLER güçlüdür. NEDEN?

 

Çünkü dönektirler. Efendi denilenlere sorgusuz itaate alıştırıldıkları için ne derlerse evet derler. Hergün yeni bir kimliğe kişiliğe bürünürler, çok iyi rol yaparlar. Aldatma tekniklerini bilirler. Gücü, yetkiyi serveti ele geçirdikten sonra yapamayacakları kötülük yoktur.

Bölücüler

Sırıtıyorlar

Pişkinler

Görgüsüzler

Cahiller

Bilgisizler

Bilimden akıldan nasipsizler

 

Ama güçlüler

Neden güçlüler?

 

Çünkü; Kötülüğün simgesi Şeytanın hiçbir kural tanımayan savaş oyunlarını çok iyi biliyorlar ve uyguluyorlar.

 

Kötülerin zaferi; tarih boyunca hep olmuştur. İyiler mücadele eder bedel öder, kötüler kaymağını yer. Bu insanlığın altın kuralıdır.

 

İyiler ve kötüler nasıl ayrışır?

Türkiye’nin kötüleri fazla mı?

 

Destekleyenler bakıyorum: ne kadar kötü ruhlu şeytanın emireri çıkarcı tip varsa ortalarda. Kim arasan var. Her siyasi görüşten, her etnik gruptan, her dinden, her tarikattan cemaatten.

 

Ama iyiler yok.

Bu sahne mutlak bir dehşet gibi gelmesin, artık gerçek!

 

Uçaklar vururken şimdilerde ise bilgisayarları, virüsleri yani digital terörü kullanılıyor.

İblis; siyasi kişileri şeytanlaştırmaya hala doymuyor.

 

Kitlelerin psikolojisi şizofrenik yarılmaya maruz bırakılmıştır.

 

Halka ve aydınlara yalan söylüyorlar,  ayaklarına dolaştırıyorlar, sorunları çözemiyorlar, içinden çıkılmaz hale sokuyorlar.

 

Kitleleri azdırmak için, kitle önderlerini şeytanlaştırma tarihin bir gerçeğidir. Dünya değişti her şey değişti ama şeytanları değişmedi.

 

Konuşmalarının kozmolojisi; ibret vericidir.

Konuşmalarının ontolojisi; kendileri gibi kitleleri de inandırdıkları belirsiz  başarılarıdır.

Konuşmalarının psikolojisi; insanları hayır ve şer cephesi olarak ikiye ayırmalarıdır.

Konuşmalarının teolojisi; Allah’a hamdolsun bugünleri bize nasip etti, dir.

Konuşmalarının gizlediği; Küresel güçlerin politikalarına niye niçin nasıl alet olunduğudur.

Konuşmalarının örttüğü; iyilik, doğruluk, dürüstlük, adalet, hak,  paylaşımdır.

 

Konuşmalarının unutturduğu; Türkiye’de otu sığırı dahi ithal eden ve on yılda satılan milli varlıklar madenler şirketlerdir. Yeraltı yerüstü kaynaklardır. Yabancılara toprak satışlarıdır.

 

Konuşmalarının tiksindirdiği; politikacıların halkı cahil budala görmesi, sorgusuz ve hafızasız kabullenip sürdürdükleri saltanatlarını yüzleri yine kızarmadan sürdürmeleridir.

 

Konuşmalarının başarısı; bağlı insanların sadakatlerini yenilemeleri, biat algısını pekiştirmeleridir.

 

Konuşmalarının zenginliği; çocuklara okullarda anlatılan tarihi, insanların beklentilerini çarpıtarak tekrarlamalarıdır. Sanayi üretimi diye de sadece buzdolabı çamaşır makinesi, araba satışlarının arttığı gurur ve iftihar vesilesi olarak vurgulanarak konuşuluyor.

 

Konuşmalarında; emek konuşulmuyor, işsizlik konuşulmuyor, fırsat eşitsizliği konuşulmuyor, haksızlıklar zulümler hiç konuşulmuyor, sendika işçi lafı edilmiyor, ürün konuşulmuyor, ot, köy, yumurta, peynir, inek, yani tarımsal üretim konuşulmuyor.

 

Yani; Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun yenilenen diktatöryel siyasetçi örnekleri hiç değişmiyor ve bitmiyor.

 

Şeytanın dostlarının; neonlar, ışık gösterileri, teknolojileri ile gizledikleri kirli düşüncelerine, niyetlerine amaçlarına rağmen, ruh halleri konuşma tarzları hiç değişmiyor.

 

Günün Sözü: Aldatılan aydınlatılmadıkça aldatılmaya devam eder.