Takip edip gördüğümüz kadarıyla; Ak Parti’de kendini vazgeçilmez sananlar, kişisel beklentilerini şahsi çıkarlarını davasının üstünde görenler sayesinde, yapılan kamuoyu yoklamaları durumun pek parlak olmadığını gösteriyor.
Bu durumda, 2019’a yeni umutlarla, ruh ve heyecanla gidebilmek için Erdoğan esaslı bir bahar temizliğine gidip “gerileme” tehlikesinin atlatılması gerekiyor.
AK Parti’nin hem 2019’u kazanıp ve hem de Türkiye’yi 2023’e sağ salim çıkarabilmesi için “siyaset baronlarından” ve çıkar gruplarından partinin kurtarılması şarttır. Zira Erdoğan memleketi Rize’ye tatil için gittiğinde Ak Parti İl Danışma Meclis toplantısındaki konuşmasında bu konuda şöyle demiştir:
“Davası olmayan ve bulunduğu yerde milletimizin tamamını kucaklayamayan hiç kimse Ak Parti’de yöneticilik yapamaz. 15 yıl, 20 yıl, 25 yıl öncesinin siyaset baronlarının tarzıyla Ak Parti’de etkinlik kurmaya kalkan herkes karşısında bu kardeşinizi bulur. Partimizin kuruluşunda emeği geçen tüm kardeşlerime vefa borcumuz olduğuna inanıyorum. İhanet etmedikten sonra biz onları hiçbir zaman kapıda bırakamayız.”
Eteklerinden tutunarak oluşturulmuş bu yükten Ak Parti kendisini kurtarabilirse, Türkiye’nin geleceği daha aydınlık olacaktır. Hep yazılıp söylenenler; yeni umutlar ve heyecanlar için canlı, dinamik ve Ak Parti’nin siyasetini yeniden davasının çizgisine çekecek(Tabi ki iddia edildiği gibi, kayma ya da sapma varsa) kadrolar bunu yapacaktır. Bunun özeti, mademki soru işaretleri var ve en yetkili ağızdan dillendiriliyorsa, parti içi sorgulama zorunludur. Temizlik yapılıp kan tazelemesi şarttır. Duruma göre, “Ak Parti, yeniden doğmak zorundadır.”
Belki daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi belediyeler konusunda sızlamalara tekrar tekrar değinmek durumundayız. Tabi ki, benim elimde resmi bir belge yok ama söylenenlerden şu olumsuzlukları duyuyoruz. Başkanın kardeşine müteahhitlik yaptırılanların, rüşvetçilerin, yağcıların/el ovuşturanların, tepeden bakan kibir ve gururlarından yanına yaklaşılamayanların, iyi gün dostlarının, yüzsüzlerin, FETÖ’cü ve onların kriptolarının tespitlerinin tam yapılıp ayıklanıp atılması gerekecektir.
Genelde partilerde bazıları, kendilerine ait siyasi gelecek kapısı ararlar ve bunun için de kedi gibi bekler olurlar. Buna engel olmak isteyenlere de iftiralar atıp karalayanlar mevcut olur ve vardır.
Bulundukları makam ve unvanlarından dolayı millete tepeden bakanlar mutlaka var ve bunların da tespiti yapılmalıdır. Tüm seçimlerin kazanılması rehaveti, hak edilmeyen paralarla ilişki kurma problemleri ile beraber parti içinde oluşan klikler ortadan kaldırılmalıdır.
Ak parti gücünü milletten, milletin değerlerinden almaktadır. Bu değerlere dayalı bir şekilde birikmiş problemlerin oluşturduğu yapıyı yok edecek anlayış yeniden hakimiyet kurmazsa gerilemenin gazı verilmiş demektir. Siyasette partiler zamana dayalı kendini değiştirmezse millet partisini değiştirir. Örneğin siz güvenli ve olumlu bir çalışma yapmazsanız 2019 mahalli ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde millet istediğini getiriverir. Günlerce, aylarca, yıllarca hükümet olma sistemini değiştirme çalışmalarına yazık olur. Milletin Ak Parti ve Tayip Erdoğan’dan beklentilerine yazık olur.
Siyaset sokak, mahalle ve köylerdir. Siyasetçiler, milletvekilleri, teşkilatın tüm görevlileri ve başkanları, özel kalemler ve danışmanlar gözünü kulağını kapalı yerlerden ayırıp, lüks otel lobilerinde kahve içmeleri bırakıp sokağa çevirmelidir. Oturduğu yerden muhtarı veya aracı kişileri yanına çağırıp halkın ne dediğini sormak yerine kendisi halkın sofrasına bağdaş kurup onların içinde olmalıdır. Halkın ne dediğini kendilerine sorup öğrenmelidir. Halkla kurulan iyi iletişimin karşılığı siyasetin başarısıdır. Siyasette iletişim sokakta kurulan diyalogdur.
16 yıl önce ülke adeta göçük altında kalmıştı. Ak parti iktidara gelerek ülkeyi göçük altından çıkarmış ilerlemede ve yenilikte kayda değer mesafe almıştır. Partinin değişim ve dönüşüm düşüncesinin gerçeklenebilmesi için düşünülen ayıklanmaların yapılması gerekir. ‘Yakınımdır’ imzasıyla makamda olanların, otel lobilerinden ayrılmayan vekil, danışman ve başkanların, kendini bilmez yukardan bakanların, hakkı olmadan makam sahibi olanların temizlenmesi Türkiye’miz için olmazsa olmazlardan olmalıdır diye düşünüyor ve söylüyorum.
Kendini bilen, gözlemleyen, sorgulayan, başkasındaki saman çöpünü görmeden kendindeki saban okunu görenleri bulup yetkiler vermek ve ülkenin geleceğini düşünüp plan yapmak. İnançları doğrultusunda icraatta bulunacakları makamlara getirmek. Nefsine hakim olmasını bilen, icraatlarının kötü taraflarını görebilen ve bunlardan geri adım atabilenleri değerlendirme zamanı. Ben bilir bunu görür bunu söylerim. (değişim konusundaki yazacaklarım devam edecek.)
Geçmiş Kurban Bayramınızı tebrik eder, şu mübarek günlerin Arakan’da, Filistin’de, Ortadoğu’da ve tüm Müslüman ülkelerindeki akan kanların durması ve kısaca Alem'i İslam'a hayırlara vesile olması için Rabbime dua ederim...
Hoş kalın. Eylül 2017 Anamur. İsmet Kadıoğlu.