Daha önce bu konuda iki yazı yazdım. “MERVE İÇERİ” ve bir diğer yazımda “MERVE GİRMEYECEĞİNE GÖRE SERAP GİRSİN” şeklindeydi. Genel anlamda bu yazılarımda, kullandırılmayan haklardan ve özgürlüklerden bahsetmiştim.

          Ve yazımın birinde şöyle demişim: 1999 seçimlerinde iki başörtülü kadın aday TBMM'ye girmeye hak kazanmıştı; MHP'den Nesrin Ünal ve Fazilet Partisi'nden Merve Kavakçı.

          3 Mayıs 1999'da TBMM'deki yemin töreninde, yemin sırası Kavakçı'dan önce olan MHP'li Nesrin Ünal, başını açarak yemin etti ve Genel Kurul'dan büyük alkış aldı. Kavakçı ise, yemin töreninin ortasında Meclis’e başörtüsüyle girdi. FP sıralarından Kavakçı'nın salona girişi sırasında alkış koparken, DSP'li vekiller ise ellerini sıra kapaklarına vurarak protesto ettiler. MHP, ANAP ve DYP'liler ise olaya seyirci kalmayı tercih etti.

          Bu duruma, Başbakan Bülent Ecevit ve iki bakanı bizzat müdahale etti. Üçlü, kürsüye giderek oturumu yöneten geçici başkan Ali Rıza Septioğlu'ndan Kavakçı'yı dışarı çıkarmasını istediler. Ancak Septioğlu, Bakan Türk'ün, 'Laik Cumhuriyete yakışmıyor' uyarısına 'Laiklik Cumhuriyetle ne alakası var' diyerek Kavakçı'yı dışarı çıkarma eğilimi göstermedi.

          'Türkiye'de özel yaşamda kadınların giyim -kuşamına başörtüsüne kimse karışmıyor. Ancak burası özel yaşam alanı değildir. Devletin gelenek ve kurallarına burada görev yapanlar uymak zorundadır. Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz' sözleri Ecevit’e ait. DSP'liler de kürsü etrafında toplanarak alkışla 'Dışarı' diye tempo tutmaya başladı. Sonuçta, Kavakçı yemin etmeden Genel Kurul salonundan ayrıldı.

          Merve Hanımı "dışarı dışarı" diye onu dışarı çıkaranlar şimdi dışarıda. Merve Hanım kardeşimiz onların yanında değil içeride mecliste olmalı. Bu da Ak Parti'nin görevi. Eğer milletvekili yapılmaz ise tabi ki söyleyeceklerimiz olacak. Bekliyoruz, şeklinde yazmıştım.

          O zaman milletvekili adayları belirlenmemişti. Adaylar belirlendikten sonra ve Merve Kavakçı’nın kardeşi Ravza Kavakçı için yazdığı son yazısında da bahsettiklerinden anladıklarımıza göre, tüm tesettürlüler adına çok eziyet çeken ve bu konunun lideri olan Merve Hanım yerini kardeşine bırakmış.
         Bununla ilgili Ravza’ya “yolun açık olsun kardeşim” diyen Merve Kavakçı’nın yazdıklarından bazıları:
          “On altı sene önceydi, bugün gibi TBMM’de bir ant içme günüydü, sen yukarıda locada, ben Genel Kurul’da Türkiye ve dünya kamuoyu nezdinde Müslüman başörtülü bir kadının linç edilişini milletçe yaşadık. Biliyorum o anlarda sen, çaresizliğin, öfke ve korkunun, yanımda olamayışının ızdırabını yaşadın. Çünkü sen hep yanımdaydın. TED Ankara Koleji’ndeyken de Richland’da okurken de University of Texas’da Bilgisayar Mühendisliği bölümündeyken de, Howard’da doktora yaparken de... Başbakan Ecevit, “bu kadına haddini bildirin” komutunu verdiğinde de, Cumhurbaşkanı Demirel bana ajan provokatör iftirasını attığında da, 28 Şubat medyası da bunları emir tellaki edip evimizi, mahallemizi, yerimizi, yurdumuzu bize dar ettiğinde de sen yanımdaydın… Savcı Nuh Mete Yüksel bir gece evimi işgale yeltendiğinde de, aradan yıllar geçip, sular durulup, Ak Parti iktidar olduğundan epey sonra, uluslararası bir konferansta konuşmak üzere birkaç günlüğüne İstanbul’da bulunduğum bir günün gecesinde, saat 3 sularında, Şişli’de otelde beni tutuklamaya “gönderilenler” kapımızda peyda olduğunda da sen yanımdaydın.
          Sen İstanbul’da ben Ankara’da, 1999 seçimlerindeki kampanyam sırasında sen bir taraftan benim işlerime yetişiyor, diğer yandan Belediye Meclis üyeliğine aday olduğun Bahçelievler ilçesinde kendi seçim çalışmalarına koşturuyordun. Beraber çok şey gördük, üzüldük, sevindik, şaşırdık. Şimdilerdeki birçokları henüz bu davanın “d”sini bilmezlerken biz çok şükür içindeydik.
          Birçokları senin Türkiye’de Akbil denen akıllı biletleri ilk defa üreten o küçük dahi mühendis ekibinin içinde olduğunu bilmez mesela. Sonra da uzun müddet İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Avrupa Birliği departmanında çalıştığını, Afrika, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerini kapsayan bir dizi uluslararası projeyi başarıyla yönettiğini… Ama daha da önemlisi hem Doğu’yu hem Batı’yı iyi okuyabilen, ortaokuldan sonra eğitiminin tamamını Amerika’da almış, bu eğitimle edindiği bilgiyi, üstlendiği vazifelerle Türkiye insanının hizmetine sunmuş genç bir idealist olduğunu…
          Bugün seni başındaki örtünle Meclis’e uğurluyoruz. Yalnız değilsin, Fatma var, Zehra var, Leyla var, Hüda var, çok var! Emr-i bil mağruf nehy-i anil münker yapmanı diliyoruz. Yolun açık, cihadın mübarek olsun Ravza Kavakçı!” diyor Merve Kavkçı İslam, kardeşine.

          Ak Parti 12 yıllık iktidar döneminde, tüm konularda olduğu gibi örtü konusunda da var gibi gösterilen ama olmayan kanunların yokluğunu tüm partilere gösterdi. TBMM’ine 3’ü HDP’den 18 tanesi de Ak Parti’den olmak üzere 21 tane örtülü bayan milletvekili girdi.  1999’da Nesrin Ünal başörtüsünü boynuna indirerek yemin etmişti ama bu 21 milletvekili tesettürlü şekilde yemin edip vekil oldular.

          Ravza Kavakçı’nın ablasının başörtüsü ile yemin etmesi üzerine yeğenlerimden birinin duygularının bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.
          “
Bugün Ravza KAVAKÇI Meclis kürsüsünde yemin ederken gözyaşları içerisinde kaldım. Ey birileri! Neden mi? Siz bunu anlayamazsınız. 1999 yılında Merve KAVAKÇI’ya dışarı dışarı diye tempo tutulmak suretiyle akıttığım gözyaşlarımı anlayamadığınız gibi. Siz bunu anlayamazsınız. M. Kavakçı O gün Milletin Meclisinde yemin ettirilmeden bir suçlu gibi kapı dışarı edilirken, kendisini Milletin üstünde görüp, ülkenin sahibi davranarak tepeden bakışlarının ruhumuzda bıraktığı izleri anlayamadığınız gibi..
          Müslüman kimliği ile aday gösterip meclise getirdiği bir hanım efendinin ardında durma cesareti gösteremeyecek kadar “ÖZGÜVENİ” örselenmiş siyasilerin acziyeti karşısındaki halimizi anlayamadığınız gibi..

          O yüzden bu gün Ravza KAVAKÇI ablasının 16 yıl önceki başörtüsüyle yemin ederken akıttığımız gözyaşlarını siz anlayamazsınız. Çünkü; siz millete tepeden bakan sözüm ona “Seçkinci sınıf” içerisinde görüyorsunuz kendinizi. Bu nedenle de Milletle kavga halindesiniz hep. Ve milleti kimliğinden kopartmanın derdinseniz hep…

          Son 13 yılda “Normalleşen” “Özgüvenini” yeniden kazanan bu milletin durumu sizlerde şaşkınlık meydana getirdi. Bunu biliyoruz. Bu nedenledir ki siz; milletin dertleri söz konusu olduğunda geri adım atmayan, diklenmeyen ama dik duran bu “ÖZ GÜVEN MİMARI” nı hazmedemiyorsunuz. O’na düşmansınız. Bu nedenledir ki bizim gözyaşlarımızı anlamanızı hiç beklemiyorum… Bize bugün ki gözyaşlarını akıtma mutluluğunu ve özgüvenini yaşatanları rabbim de dünya ve ahrette huzurla yaşatsın. Amin.”

          Milletvekilleri yemin töreninde göze batan farklılıklar vardı. Bunlardan biri, Ak Parti Bursa Milletvekili Bennur Karaburun’un tekerlekli sandalyesi ile kürsüye gelip ,“Bismillahirrahmanirrahim” dedikten sonra yemin metnini okumasıydı.
          Bir diğer husus, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüreğini hoplatırcasına Deniz Baykal’ın “Geçici Genel Başkan” demesiydi.
          Bana göre en önemlisi ve kötüsü “Biz, Türkiye Partisiyiz” diyen ve bundan sonra barış sürecini siyasi olarak yürütülmesinin onlara ait olduğunu söylediğim (Bu kafayla silahları bırakıp küs olduklarını söyledikleri insanlarla barışı nasıl sağlayacaklarsa…) 80 tane HDP milletvekilinin Türkiye’mizin milli marşı “İstiklal Marşı”nı okumamaları… Bunlar 90’lı yılları tekrar özlüyorlar olmalı. Ak Parti’nin iktidardan olma pahasına barış süreci çabalarına ve CHP’nin oylarıyla barajı aşıp “Türkiye Partisi” iddialarına rağmen… Ayıp günah ve çok ayıp.

         
Bir diğer farklılık tabi ki başörtülü milletvekillerinin olması. 21 başörtülü hanım kürsüye başörtüsü ile çıktı. Ravza Kavakçı Kan kürsüye, ablasının milletvekili seçildiğinde genel kurula gelirken başına taktığı örtüsü ile çıktı. Ak Parti ve HDP’den, 21 başörtülü milletvekili. CHP ve MHP’den başörtülü milletvekili yok.
          16 yıl önce başörtülü yemin etmek için geldiği Meclis'te başta Bülent Ecevit ve bazı partililer tarafından linç edilen Merve Kavakçı'nın kardeşi İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı, başörtüsüyle yemin ederek resmen milletvekili oldu. Kavakçı yemin törenine ablasının, o gün taktığı başörtüsünü takarak geldi. Bakın CHP’de de 90’lı yılları özleyenler var. Sahibi CHP Milletvekili Durdu Özbolat olan Yurt Gazetesi, Ravza Kavakçı'nın aynı başörtüsüyle Meclis'te yemin etmesini "Merve Kavakçı'nın kardeşi 16 yıl sonra intikam kostümü ile Meclis'e girdi" satırlarıyla duyuruyor. Ve gazete şöyle yazmış: “Merve Kavakçı’nın kardeşi 16 yıl sonra intikam kostümü ile Meclis’e girdi”. Size de çok ayıp CHP…
İnsanların kılık kıyafetine karışılmaması, demokrasinin ruhuna gösterilmiş bir saygıdır.
Ne mutlu bugünlere. Hoş kalın. İsmet Kadıoğlu. Antalya Haziran 2015.