Kibir, kişinin başkalarından üstün olduğunu sanması. Büyüklenme. Herkesin içinde gizli bir büyüklük güdüsü vardır. Ama insan bunu ilan etmez. Büyüklük iddiasının ölçüsü kibirli olup olmamayı belirler. Kibir toplum tarafından kabul görmez. Kibirli davranış gösteren kişiler/adaylar toplum tarafından cezalandırılır. Yani, kibirli adayı sandıkta seçmen oy vermeyerek cezalandırır.
Partiler, 31 Mart 2019 Yerel Seçimler için aday belirleme çalışmaları içine girmiş bulunmaktalar. Her parti önce aday kriterlerini ortaya koymakta ve o kriterlere göre aday belirleyeceklerini söylemektedirler. Hatta bazıları ilk defa ve çok farklı kriterler ortaya koyduklarını, önceden böyle dikkatli olamadıklarını, ama bu kez çok dikkatli olacaklarını söylüyorlar/sanıyorlar. Önceki seçimlerde uykudaydınız da şimdi uyandınız mı?
Bugün için daha çok Ak Parti ve onların kriterli adaylıklarından söz etmek istiyorum. Ak Parti’nin aday kriterlerinin en hası.. “Kibir abidelerini benim önüme getirmeyin”... Recep Tayip Erdoğan böyle söylüyor. Erdoğan bu kriteri öncesinde de söylemişti/biliyordu.. Neden önceki adaylarda bu kriteri, güvenip görev verdiği adamlar aday belirlemede dikkate almadı… Kara gözlüklü, siyah elbiseli 180-190 boyunda adamların, çalışanların yanına gelip uzaktan izleyip gidenlerin, sorduğun soruya, sen oyunu ver yeter gerisini biz hallederiz deyip uzaklaşan kibirli insanların aday olup kazanamadıklarını biliyoruz.
Bir aday etkili olacağını düşündüğü bir seçmenin yanına gidiyor ve “abi sen beni desteklersen kazanırız” diyor. O da “listendeki şu ismi silersen tamam” der. Sayın aday; “ama o benim para kasam” der. Ahlakı, dürüstlüğü, halk tarafından sevileni değil para ile her işi yapabileceğini sanan kişileri listeye almak… Doğru mu? Tabi ki adayların ve listesindeki kişilerin maddi katkısından bahsedilebilir. Ama her şeyi paraya bağlamak..
Parayı çok seven insan seçilince, mesleği gereği ihale işleri varsa ondan, her türlü mali işleri devletten görülecekse yetkisini fırsat bilip kullanacak ve kendisine ya da çevresine menfaat sağlayacaktır. 50 dönüm serayı 3 senede nasıl elde etti dediklerinde “sınır ticareti yapıyor” diyeceklerdir. Tabi bunlardan Tayip Erdoğan’ın nerden haberi olsun. Görev verip aday belirleyen güvenilen adamların güveni kötüye kullanması denir buna.
Bana göre, yeni belirlenmiş gibi gösterilen bu kriterler önceden de vardı. Tabi gene de bende inanılmaz bir umut olsun.. Şimdi kibir kulelerinde enaniyet saltanatı süren bazı başkanların veya encümendeki üyelerin son günleri mi acaba?”.. İnşallah bu sefer öyledir. Buna şahane olacak denir…
Ak Parti’nin kendisi tarafından, kendisini ve yetkilendireceği kişileri sık dokuyup sık inceleyip öyle görev vermesi gerekiyor. Ak Parti milletin bana ihtiyacı var diyorsa, vücuduna yerleşmiş virüsleri kendi içinde bir denetim yaparak, partinin ömrünü ve performansını uzatması gerekir.
Halkın hakkını yiyenin, bilgisine tecrübesine bu milletin ihtiyacı yoktur. Bu tip insanların yaptıklarını görmezden gelinir ve tedavisi gerekli şekilde yapılmazsa partinin ömrü kısalır. Adayları belirlemede virüsleri temizleyerek hareket eder ise, vatandaş 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde de, virüslerinden temizlenmiş Ak Parti’ye desteğini esirgemeyecektir. İhaleler, hortumlar vasıtasıyla elde ettikleriyle kilo almış insanları parti aday göstermemeli. Bu tip insanlar kilo alarak milletin üzerinde ağırlık yapar noktaya geldilerse, halkın kafası karışmaya başlamış demektir. Ve bu tip insanlar yine aday gösterilirse, Ak Parti kaybetmeye mahkumdur.
Gerçek Ak Partilileri uzaklaştırıp, AKP’lileri dost edinilirse, onlar dost olamaz ve Ak Partilileri kaybederiz. Kaybettiklerimiz var ise, onları öne almamız gerekir.
Adaylar; öfkesiz olmalı. Uysal olmalı. İcraatları konusunda yapılan olumlu eleştirilere gücenmemeli. Karşısındaki insanları suçlamamalı, gönül almasını bilmeli, katlanabilmeli. Edeb-Ali ne demiş bu konuda; “Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.” Adaletli davranacağını bildiğimiz kişiler aday yapılmalı. Bölücü değil birleştirici olmalı. Tembel olmamalı. Hırsız olmamalı. Kısaca aday “Milli” ve “Yerli olmalıdır.
Basından takip ettiğimiz ve yazılanlardan anladığımız kadar, bazı Ak partili belediyelerde, bazı bakanlıklarda, kamu kuruluşlarında birilerinin adamı olmadığı, olanlara da göz yummadığı için baskı uygulanan, huzursuz edilen, tehdit edilen çok elaman olduğu yazılıyor söyleniyor. Bir yazar köşesinde bakın ne diyor: “Hiçbir iş verilmeden bankamatik memura dönüştürülen personeller var.” Buyurun buradan yak derler ya.. Adalet ve Kalkınma Partisi için güvenilir bir yazar tarafından yazılan bu ifadeye bakınız. Tabi görülemeyen ve bakana ya da başkana sığınanlar bunlar.. Sırtını birilerine dayayan insanlar bunlar. Bu tip olaylar her iktidar döneminde vardı ve olacak. Ancak buna sen ne kadar fırsat veriyorsun..? Bu ve benzeri olaylarda bilenler uyarıda bulunmalı. Partiye zarar verir gibi düşünülmemeli. Partiden virüsler temizlenmeli. Bu ve benzeri kişiliklere sahip insanları aday gösterilmemeli.
Böylesi olaylar insanları yine davasından vazgeçirmiyor. Hep bir umutla bekliyorlar düzelecek diye. Virüsler görülecek ve vücuttan atılacak diye. Sabırla bekleniyor. Bu seçimde artık bu tip sülükleri adaylarda görmeyeceğiz deniyor.
Bu olayların hepsinin oluş sebebi Tayip Erdoğan’ın “yalnız adam” olmasından kaynaklanıyor. Herkes var, ama O yalnız. Güvendikleri güvenini kötüye kullandığı için bu şikayetler oluyor. Vücuttaki virüsleri temizleyecek, derece ile üniversite bitirmiş bilgisayar mühendislerine ihtiyaç var. Seçme görevi verilen seçici görevliler doğru insanlardan seçilmeli. Güveni kötüye kullanacaklardan uzak durulmalıdır.
Ak Parti, sırtına yüklediği (bilerek veya bilmeden) AKP’li kamburlardan kurtulmadan rahata kavuşamaz. Bunları da, 31 Mart yerel seçimlerde fırsat bilip kırmadan dökmeden temizlemelidir. Temiz siyasette olması gerekenlerdir bu tür temizlikler.
Aday olup seçilenler dürüst ve gerçek Ak partililer; görevinizi hakkı ile yapmazsanız, helalı haramı ayırmazsanız, o makam sizi boğacaktır. Haram para kasada durduğu gibi durmaz, zamanı gelince, kurtulmak isteseniz de, şaşkınlıkla kaçtığınızı sanarak onun yönünde koşarsınız. Ve final çizgisini onunla birlikte göğüslersiniz. O sonuç da sizi boğar.
Bana göre, Ak Parti, birçok seçimde yanlış aday faturası ödemiş bir partidir. İnşallah, Erdoğan’ın, yaptığı uyarılar ve aday kriterleri bu kez dikkate alınır.
Vatandaşa temas eden, birilerinin değil, milletin adamı olan, siyaseti millete rağmen yapmayan, milletin sevdiği, hilesiz/mert insanlar aday gösterilmelidir. Yoksa düzenbaz, menfaatçi, ikiyüzlü aday etrafta istemediğiniz kadar çoktur..
Hoş kalın. Ekim 2018, Anamur. İsmet Kadıoğlu.