Bir gün akşam Ankara’dan Adana’ya uç, çocuklarınla görüş, cenaze evine taziye için uğra ve aynı akşam Ankara’ya geriye dön. Türkiye, ulaşım konusunda, özellikle hava yollarında çok iyi mesafe aldı. Mimarı Recep Tayip Erdoğan. Türkiye’nin içeride ve dışarıda aldığı konuma ve değerlere kim katkıda bulunmuşsa onlardan Allah razı olsun.
Anamur’da yapamadığım, ama Ankara gibi büyükşehirlerde rahat yapabildiğim tespitlerim olmakta. Bindiğim taksiciyi, tıraş olduğum berberi, durakta/metroda beklerken yan yana geldiğim insanları konuşturuyorum.
Başarılı bir belediye başkanlığı ve Şehircilik Bakanlığı yapan Mehmet Özhaseki’den bahsetmek ve tespitlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sokakları, kulisleri ve televizyon açık oturumlarını/tartışmalarını izliyorum. Ankara’da seçim havası sessiz geçiyor gibi düşünürken; Özhaseki'nin projeleriyle çıkışı ve güven veren konuşması seçim havasını değiştiriyor. Takip ettiğime göre ve takip edenlerin düşüncelerine baktığımda; CHP ve İP’in adayı Mansur Yavaş’ın yavaş yavaş konuşması/hareket edişi gözlerden kaçmıyor. Yavaş konuştukça, Özhaseki fark atıyor ve arayı açıyor.
Mahmut Övür bir yazısında; “Yavaş konuştukça, Özhaseki farkı fark ediliyor ve ara açılıyor.. Biri yükselirken, diğeri düşüyor” diyor. Yazısının devamında da; CHP’nin de bunu fark ettiğini ve televizyonlara çıkmamasını ve daha az konuşmasını istediğini söyleniyor diyor.
Mansur Yavaş’a sorulduğunda: “Huzur vaat ediyorum”, “Ankara’da okula gitmeyen çocuk kalmayacak” diyor. İyi de Ankara’da tüm çocuklar zaten okula gidiyor. Merak.. Acaba Mansur Yavaş hangi çocuklardan bahsediyor?
Bir televizyon tartışmasında, konuşmacının biri; anketlerin Ankara’da Mansur Yavaş’ın açık ara önde olduğunu gösteriyor demesi üzerin, o anda 2019 için en son yapılmış yerel seçim sonuçları diye google yazdım. Karşıma şu sonuçlar çıktı; Gezici Araştırma Genel Müdürü Murat Gezici’ye göre, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için hangi partiye oy vermek istediğine ilişkin dağılım incelendiğinde %52,2’si Cumhur İttifakı’nın Ak Parti adayı Mehmet Özhaseki’ye oy vermek istediği görülüyor.
Yenimahalle İlçe Nüfus Müdürlüğü’nde işim olması sebebiyle, Onkoloji Hastanesi durağından metroya bindim, İvedik durağında indim. İşimi yarım saat içerisinde görüp tekrar İvedik durağına koşarak geri döndüm. Metroya binme konumuna gelmek üzere metro geldi. Kaçırdım. Durakta hemen önümde 50-55 yaşlarında birileri de kaçırmıştı. Yanına yaklaştım, sen de mi yetişemedin gibilerinden sohbet etmeye çalıştım. Adam 3 dakika sonra gelir dedi. Doğrusu bu, kaçırdın mı 3-4 dakika demiyor hemen geliyor. Metro, harika bir toplu taşıma aracı.
Adama, metro harika bir taşıma sistemi ama daha çok yöne gitmesi gerekir dedim. Ve arkasından seçim zamanı adaylar bu konuda vaatlerde bulunur ve yaparlar inşallah dedim. Adam, bunlar yapamadı yeni gelecek olan yapar gibi bir söz etti. Tam açık olmasa da Melih Gökçek zamanında yapılmadı ama bu seçimde Mansur Yavaş kazanır ve yapar demek istediğini algıladım. Yani ben öyle anladım. İnsaf, Melih Gökçek’in ulaşım konusunda Ankara’ya yaptığını görmüyor musun dedim. Adam ne demesin.. 1980’lerde Haymana’da göreve başladım. 1997 yılında da Ankara’ya geldim. Metro yolunu göstererek(İvedik durağındayız ve yönümüz Batıkent.); bu Melih Gökçek zamanında değil, Karayalçın’ın daha öncesinden (ben de Vedat Dalokay’yı kast ediyorsunuz galiba dedim) yapılmıştı ama çalıştırılmamıştı dedi. Bazı sorularıma verdiği cevaplarda şunlar da vardı: Bunlar yaptı ama rüşvet, çalma var. Yap işlet devret modeliyle yaptıkları anlaşmalarda devleti zarar ettirecek ve ettiren durumlar var, şeklinde saçma sapan sözler. Bu arada İstanbul’daki köprülerden geçenden hem de geçmeyenden para alınacak hatta geçmeyenden daha fazla para alınacak gibi muhalefet ağzıyla konuşmaya çalıştı. Bu arada benim konuşmalarım karşısında ben siyasetten anlamam gibi laflar da ediyor. Ben de şu andaki konuştukların hep siyasetin kendisi dedim.
Konuşmamızın devamında; sen Ankara’yı Mansur Yavaş kazanacak, Mehmet Özhaseki kazanamayacak demek istiyorsun öyle mi dedim.
Yeri gelmişken, Yanlış hatırlamıyorsam Didem Yılmaz’ın programında Mansur Yavaş’ın projelerinin tanıtımı yapıldı ve tamamını izledim. Çok masumane. Ve bu görevi kendisi istemiyormuş da teklif gelince kabul etmek durumunda kalmış. Ve siyaseti bırakmışmış aslında, düşünmüyormuş ama Ankaralıymış kendisi ve Ankara’yı iyi tanıyormuş kazanacakmış. Sandıkların takibi konusunda 2014 seçimlerinde kendisi tam meseleleri takip edememişmiş de seçimi kaybetmiş. Artık bu seçimde kendisi biraz fazlaca söz sahibiymiş müdahale edebilecekmiş.
Mansur Yavaş’ın konuşmalarından, bende oluşan düşünceye göre, bu iş olmaz. Mehmet Özhaseki ile karşılaştırmak abes.
Bu düşüncelerle, metro durağında beraber olduğumuz adama yapılanlardan ve yapılacak iyi şeylerden bahsediyorum, Mansur Yavaş ne yaptı ki, kalemin izi. Öbürü Kayseri’yi dünya şehri yapması ve doğudaki PKK’lıların yakıp yıktıkları şehirlerin mimarı. Yani birisi Beypazarı diğeri Türkiye dedim. Adam ne demesin..? Kayseri’de yaptıkları ne ki? Neler yapmadığını biliyoruz. Demesin mi?
Buna en uygun söz ne; “Onlar konuşur biz yaparız” Hadi hayırlısı. Güzel hizmet, fazla hizmet, farklı hizmet yapacağına inandığımız kişiye oy verenlerden olmanız dileklerimle..
Hoş kalın. 17 Şubat 2019, Ankara. İsmet Kadıoğlu.