Mersin’de, geçmiş belediye yönetimlerinden birinde yeni seçilen
meclis üyelerinin eline bir anket formu verilir, hangi yabancı ülkeleri
görmek istediklerini yazmaları istenirmiş. Tabii sonra da en çok
istenen ülkelere çeşitli isimler ve gerekçelerle geziler düzenlenirmiş.
Elbette hizmette sınır yoktur; örneğin bazı gerekçeler şöyledir:
Bilgi ve görgü arttırma, teknik araştırmalar yapma, kardeş şehirlerle
karşılıklı kültür alışverişi, fuarlarda kentimizin tanıtımı vs.
Bu geziler yıllar yılı giderek arttı, üstelik karşılıklı gezi dayanışması
yapılan kardeş kuruluşların oluşmasına yol açtı.
Önce üyelerinden aldıkları aidat ve vergilerinin ek yüzdeleri ile
güçlenen Ticaret ve Sanayi Odası yurtdışı geziler yapmaya başladı.
Belediye ile karşılıklı olarak yöneticileri davet ederek, işbirliği
içerisinde gezi ve katılımcı sayısını arttırdılar.
Daha sonra İl Genel Meclisi Üyeleri Özel İdare bütçesi ile yurtdışı
geziler yapmaya başladılar.
Özellikle son yıllarda geziler giderek büyüdü; 40 – 50 kişilik gruplar
halinde kıtalar arsında yapılmaya başlandı.
Bu arada bir de Akdeniz Oyunları’na talip olma sürecinde Akdeniz
ülkelerine kalabalık geziler yapıldı.
Özellikle son dört yılda bu geziler iyice rayından çıktı ve kentin yani
halkın bütçesine önemli bir yük olmaya başladı.
Gezi maliyetleri ile ilgili bu kurumlardan ise hiçbir bilgi alamadık.
Son dört yılda Büyükşehir Belediyesi, MTSO ve İl Genel Meclisi’nin
yaptıkları gezilerin maliyetini çıkarsak acaba Mersin’e kaç okul yapılır,
kaç fabrika açılır, kaç bin kişiye iş imkanı sağlanırdı? diye
düşünmeliyiz.
Peki bu geziler Mersin’e ne kazandırmıştır ? Cevap kocaman bir hiç!
Son Büyükşehir Belediye Meclis toplantısında Tataristan’a kutlama
gününde yapılacak geziye üç daire başkanının gitmesi
kararlaştırılmıştı. Mutlaka bu gezinin yapılması gerekliyse o zaman az
sayıda Belediye görevlisinin gitmesi doğrudur; fakat bir Meclis üyesi
söz alıyor ve bu önemli konudaki geziye Meclis Üyelerinin de
katılmasını öneriyor! Hadi buyurun bakalım hizmet aşkına !
Herhalde Belediyenin büyük bir yükün altında olduğu bu zor günlerde
gereksiz gezilere kalabalıkla gitmek ne kadar vicdana sığar?
O zaman eski düzenden bir fark kalmaz.
Tasarruf konusunda son derece duyarlı olduğunu bildiğimiz, son
olarak da Belediye görevlilerinin kullandığı Belediye araçlarına çip
taktırarak israfı önleme tedbiri almayı düşünen Sn. Burhanettin
Kocamaz mutlaka bu gezi israfına son verecektir.
Tabii Belediye Başkanlarının ve Belediye görevlilerinin görev gereği
yurtdışına gitmelerine kimse karşı olamaz; ama en az sayıda ve doğru
kişilerle olması koşuluyla.
Sorun, Meclis üyelerinin ve alakasız kimselerin sırf gezme amacı ile
kentin bütçesinden yurt dışı gezileri yapmalarıdır.
Gelelim bir başka sıkıntıya:
Son Büyükşehir Belediye Meclis Toplantısı’nda Kent Konseyi’nin
hazırladığı” Mezitli Balıkçı Barınağı Projesi” görüşüldü.
Bu güne kadar Belediye’ye yalnızca eleştiri getiren Büyükşehir Kent
Konseyi, son olarak da Mezitli’ye yapılacak Balıkçı Barınağına karşı
çıkarak Mersin’in geleneksel “kentin yatırımlarına ve projelerine karşı
çıkma” alışkanlığını, eski siyasi anlayışla sürdürüyor.
Bundan önceki toplantılarında da kararları alınmış, ÇED raporu
kesinleşmiş, değiştirilemeyecek uluslararası anlaşmalarla garanti
altındaki Akkuyu Nükleer Santral inşaatına karşı çıkmışlardı.
Umarım gelecek toplantıları Havaalanı inşaatına karşı çıkmaya
çalışmazlar.
Hiçbir yaptırımı ve geçerliliği olmayan bu nafile toplantıların ve politik
kaygılar güden kör muhalif tavırların kime ne yararı var? Bunca
yoğunluk arasında insanlar ve kurumlar niçin meşgul edilir? bilinmez.
Gereksiz, anlamsız, işlevsiz bu yapılarda insanlar kendilerini tatmin
dışında neyin peşindedir?
Herhalde önce bu kentin kanayan yarası yurtdışı gezi savurganlığına
son verilmelidir.
Sonra da, Kent Konseyi artık kentin yatırım ve ana projeleri ile ilgili
kör muhalefeti bırakmalı, eski dönemdeki gibi kentin yatırımlarının
önünde engel olmaktan vazgeçmelidir.
Kendilerine önerim, son yaptıkları bir çalışmada olduğu gibi, “Sarı
keçili Yörüklerin Yaşamı” gibi romantik konularla ilgilensinler ve en
azından kente yapılacak yatırımlara zarar vermesinler.
HARUN ARSLAN