Mersin’de özellikle son 10 yıldır CHP ve Özcan’ın siyasi becerisi ile bir “Hükümet
ve Ak Parti düşmanlığı” iyice yerleştirilmeye çalışıldı.
Mersin’deki yerel gazetelerin
Parti karşıtı oldu. Yine köşe yazısı yazanlar, yazılarında kentteki ve ülkedeki tüm olumsuzlukların
suçunu Ak Parti’ye yüklediler.
Yerel radyo ve tv lerde haftalık yorum yapan çoğunlukla aynı kişiler, konuşmacı
olarak bu sefer de sesleriyle Ak Parti’nin ne kadar kötü olduğunu, ne kadar
zararlı çalışmalar yaptığını anlatıp durdular.
Çoğu zaman adalet, insaf ve vicdan duygularını aşan bu eleştirilerin ne kadar
haksız olduğu bilinse de, Mersin’de 10 yıldır aralıksız sürdürülen bu kara
propaganda çoğunluğun bu fikirleri desteklemesini sağladı.
Bu arada Ak Parti’nin bu eleştirilere karşı ne yaptığına gelince: Sadece sessizce
izlediler...
Bugüne kadarki parti yöneticileri, daha çok iktidar gücünü kullanarak resmi
dairelerdeki yönetim sorunlarıyla zaman geçirdiler; böylece de belki kendi
kişisel iktidar duygularını tatmin ettiler... Kent sorunları ile ve kentin büyük
projeleri ile ilgilenmediler... Ak Parti karşıtı kara propagandayı çökertecek bir
medya çalışması organize edemediler; her konuda ve zamanında derhal cevap
verebilecek bir işleyiş kuramadılar.
Şimdikinden bir önceki Ak Parti İl Başkanı’nı ele alalım.
Tüm dönemi boyunca çok nadir olarak CHP yönetimini eleştirdi ve eleştirileri üç
konu üzerinde dönüp durdu:
*Otogar inşaatı için alınan kredinin bankaya vadeli yatırıldığı,
*Belediye’nin mazot ihalesini düşük bir kırımla verdiği
*Akdeniz Oyunları’nda Belediyenin iddia ettiği gibi 25 km. değil de 8 km. yol
yaptığı...
Bu arada Ak Parti İl Başkan Yardımcısı ve İl Genel Meclisi Grup Başkanı’nın
CHP’nin eleştiri ve suçlamalarına cevap vermek üzere bir basın toplantısı için İl
Başkanı’ndan ne kadar zor izin aldıkları bilinen bir konu.
Tabii bu durumda güçsüz, kendini savunamayan iktidar partisi Mersin’in
sorunlarına yeteri kadar eğilemedi ve Ak Parti giderek Mersin’de güçsüzleşti.
Elbette bundan zarar gören Mersin ve Mersinliler oldu.
Mersin CHP yönetimi Mersin’e yapılacak yatırım ve projeleri elinden
geldiğince engellemeye ve geciktirmeye çalıştı. Bunun en son örneğini Akdeniz
Oyunları’nda açıklıkla gördük.
Kurultay dönemleri Ak Parti eleştirileri açısında bir nefes alma dönemidir.
Şimdi CHP’nin son Kurultay süreci nedeniyle eleştirisiz günler geçiriyoruz.
CHP’liler artık bir süreliğine kent ve ülke sorunlarını bırakmışlar, yalnızca
Kurultay konuşuyorlar... Soru önergeci Milletvekilleri yeni soru önergeleri
vermiyor; köşe yazarları yalnızca Kurultayla ilgili yazıyorlar.
Radyo ve tv de konuşan yorumcular hep Kurultay’ı anlatıyorlar.
Çocukluğumdan beri tanıdığım eski bir CHP’li radyoda konuşuyor, Kurultay’ı
anlatıyor. Tüm söyledikleri 20 – 30 sene önceki söylenenlerin aynı.
40 dakika Kurultay’ı anlatıyor, yorum yapıyor... Program sunucusu süre bitti
diyor; ama o bıraksalar saatlerce konuşacak...
Yine başka bir CHP’li radyoda Kurultay’ı ve eskiden CHP’de verdikleri
mücadeleyi anlatıyor. Kendisini radyolarda neredeyse 15 yıldır dinliyorum.
Onun da 15 yıl önceki söyledikleri ile şimdi söyledikleri aynı...
Yıllar dev adımlarıyla yol almış, çağ değişmiş, anlayışlar ve ülke sorunları artık
bir başka vizyonla konuşuluyor; ama bizim CHP’li usta politikacılar(!) kırk yıldır
aynı sakızı çiğniyorlar. Yani Ak Parti karşıtlığının dışında, kendi parti sorunlarıyla
ilgili olarak bile yeni, ilginç, ülkeyi ve kendi partilerini daha ileriye taşıyabilecek
bir vizyon yok.
Kısacası: Ak Parti açısından böylesine sığ, dar ve köhne bir politik muhalefetten
gelebilecek eleştirileri anında cevaplamak için allâme olmak gerekmez. Ülke ve
kent sorunlarıyla yeterince ilgilenmek; bu arada Ak Parti’nin projeleri ve
çalışmaları konusunda bilgili bir medya ofisi oluşturmak yeterlidir.
Umarım Kurultay dedikoduları biraz daha sürer; CHP’liler bir süre daha
kendi dünyalarında oyalanırken Ak Parti biraz nefes alır da, değerli Ak Parti’li
yöneticiler bu arada Mersin’in sorunlarıyla ve kente dair projelerle ilgilenirler.
HARUN ARSLAN