Türk insanı; başka din ve milletten olan insanlarla hiçbir ayrım
yapmaksızın yaşamıştır ve yaşamaktadır. Hatta denebilir ki, başka din ve
milletten olan insanların en rahat yaşadığı ülke Türkiye’dir.
Türkiye’nin, ermeni ve kürt olarak adlandırılan vatandaşları ile de hiç bir
sorunu olmamıştır.
Sorunu yaratan; Türkiye üzerinde ve Türkiye’de yaşayan halk üzerinde
kirli hesapları olan çevreler ve bu çevrelerin kullandığı piyonlar ve kandırılmış
insanlardır.
ERMENİ SORUNU
Ermeni sorunu, hiçbir asla dayanmayan yapay ve uydurma senaryoların
sonucudur.
Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyetinde, Türk Vatandaşı olan
ve olmayan Ermeniler tam bir özgürlük içinde yaşamışlardır. Yaşadıkları ve
vatandaşı oldukları ülkeye bağlı kalmışlar, yararlı olmuşlar, en yüksek
makamlara kadar yükselmişlerdir.
Ama aynı şeyi, şu an Ermenistan olarak adlandırılan yerde yaşamış olan
Türk ve Azerbeycan vatandaşları için söylemek mümkün değildir.
Ermeni sorununun başlangıcı; bir iç savaşı başlatmak ve Avrupa
ülkelerinin müdahalesini sağlayarak, Türkiye’den toprak koparmak isteyen
ermeni çetelerinin, kürt köylerine saldırarak binlerce kürt’ü öldürmesi ile
olmuştur.
Daha yakın tarihlerde ise; yabancı ülkelerde görev yapan ve o ülkelerin
koruması altında bulunan onlarca Türk Büyükelçisini, konsolos ve dışişleri
görevlisini öldürmek suretiyle devam etmiştir.
Bu katliamları yaşayan ve tanık olanların anlatımları ile saptırılan
gerçekler ve tarihçilerin görüşlerini kapsayan “Ermeni Sorunu ve Türkler”
isimli; Türkçe, İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak kaleme aldığım
kitabımda bunları anlatarak, tarihi gerçeğe hizmet etmeği amaçlamış
bulunmaktayım.
İşlenen suçlarda bir kısım Ermenileri kullanan çevreler ile bu çevrelere
hizmet eden ermeniler; aynı soydan geldikleri ermeni halkını da suçlarına ortak
etmiş ve kirletmişlerdir.
Şimdi bu kirli oyunlarına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni alet etmek
için çalışmaktadırlar. AİHM’de görülecek olan “asılsız soykırım iddialarına”
ilişkin davada, karar vericileri baskı altına almak için her yola başvurmaktadırlar.
Asıl özür dilemesi gereken taraf Ermenilerdir.
KÜRT SORUNU
Yapay olarak üretilen bu sorunun en acıklı yanı; kürt olarak adlandırılan,
kullanılan ve kandırılan halkın öz be öz Türk oluşudur.
Türk olmalarına rağmen, kürt olarak adlandırılan bu kişilerin; Türkiye’de
gelemedikleri hiçbir makam, yapamadıkları hiçbir iş yoktur.
Buna rağmen, kandırılan ve kullanılan kişiler tarafından yollar
kesilmekte, tuzak ve bombalar konulmakta, gösteri adı altında; otobüsler, evler
ve işyerleri yakılıp yıkılmaktadır.
Kamu oyuna halk hareketi olarak yansıtılan bu olayların düzenleyicileri
ve katılımcıları 100, 150 kişiyi geçmemektedir.
Bunlara karşı yeterli önlem alınmaması ve gereken karşılığın verilmemesi
olayların büyümesine ve devam etmesine; “açılım ve çözüm süreci” adı altında,
ne olduğu bilinmeyen ve Türk Halkı tarafından kabul edilmesi mümkün
olmayan gizli pazarlıkların yapılmasına yol açmaktadır.
SORUNLARIN TEMELİ
Sorunların temelinde; ülkeler, milletler üzerinde gizli hesapları olanlar
vardır.
Görünmeyen bu el; iplerini tuttukları uşaklarını kukla gibi oynatmakta,
onlar aracılığı ile satılık hainleri kullanmaktadırlar.
Bu oyunları bilmeyen saf ve temiz kitleler, biraz kandırılarak, biraz
bilmeden, biraz da içinde bulundukları koşullar nedeni ile istemeden ve zoraki
bir şekilde bu oyuna katılmakta veya sessiz kalmaktadırlar.
Bu insanlar, hizmet ettikleri çevrelerin eline düştükleri gün, ne büyük hata
ettiklerini anlayacaklardır.
Bu geçmişte de böyle olmuştur. Bu gün de, gelecekte de böyle olacaktır.
Oyun kurucuların ellerinden ve hilelerinden kurtulmanın tek yolu;
birleşmek, bütünleşmektir.
Haydi, Türkiye Cumhuriyeti’nin halkı, vatandaşları...
Bir ve bütün olduğumuzu dosta düşmana göstermenin tam zamanıdır.
Av.A.Erdem Akyüz