Şiir; duygu ve gözlemlerin dizeler halinde dile getirildiği söz sanatıdır. Şiirde, hayal, sezgi, duygular anlatılır. Şiirde, söyleyiş etkili ve müzikle ilgili, duygular güçlü ve algılar daha ön plandadır. Şiirde ilahi bir yücelik, büyüleyici bir güzellik, çözülemez bir sır, sözcüklerinde kulağımıza hoş gelen bir ses vardır. Şiir insanın ruhunu etkileyen sözlerdir. Şiir, dilin ve insanın özüdür. Şiirin hamuru insanın kendisi ve sevgisidir. İnsanı anlayan şiir yazar. Şiir insanı insana yaklaştıran ve sevdirendir.
***
Sait Faik: “Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz. İnsanı insana ancak şiir sevdirir. Şiir, insanı insana yaklaştıran şeydir” der.
***
Şair, şiir yazan ve söyleyen kişidir. Toplumun ortak duygu ve duyarlıklarını yansıtan insanlara şair denir. Şairler, kendi toplumunda düşünen, güzel söz söyleyen ve sözü dinlenen kişiler olarak kabul ve saygı görmüştür/görmelidir.
***
Şair yaşadığı dünyayı, olayları ve insanları, herkesten farklı algılayan bir kişidir. İzlenimlerini topluma şiirle sunar. Şairler söz ustalarıdır. Kelam ve kelimelere can verenlerdir. Şairin şiirindeki hikmetli sözler hatırdan çıkmaz, etkisi yıllarca devam eder. İnsanlığın vazgeçilmezi olan hürriyet ve kavramını abideleştiren Namık Kemal’i nasıl unuturuz. İstiklal mücadelemizi bir daha silinmemek üzere vicdanlarımıza kazıyan Mehmet Akif’i nasıl unuturuz. Yunus Emre’de sevgiyi ve hoşgörüyü buluyoruz, onu nasıl unuturuz.
***
Eser; emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt. Sahibinin özelliklerini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar, fikir ve sanat ürünleri eserdir.  Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan; roman, hikaye, şiir, senaryo, v.b. eserdir.
***
Bu yazımda, içimizden biri, bizim gibi yaşamış, bizim gibi hissetmiş, sevmiş, bizim kültür ve değerlerimize sahip, şiir yazmış ve okumuş, şair, ismiyle Günay Özdeniz veya mahlası Denizcioğlu’dan ve bize bıraktığı eserlerinden bahsetmek istiyorum.
***
Yazar; “1939 yılının 21 Nisan günü Akdeniz maviliği ile Toros yeşilinin harman olduğu, bu günkü Bozyazı’yı oluşturan mahallelerden biri olan o zamanki Gürlevik köyünde doğmuşum. Anne ve babam adımı Günay olarak koymuşlar. İlkokulu köyümde okudum. Ortaokulu Anamur’da bitirdikten sonra lise tahsilimi Adana Erkek Lisesinde tamamladım” diyor. Yazar, iş hayatına atıldıktan sonra çalışırken Adana İktisadi ve Ticari ilimler Akademisini de bitirdi. 
***
Mersin Limanında, Ankara DSİ’de, Anamur nüfusta,  Maraş’ta ve Adana’da ve en son İçişleri Bakanlığı Nüfus ve vatandaşlık Genel Müdürlünde, Daire Başkanı olarak çalıştı ve 17.01.1995 tarihinde kendi isteği ile emekli oldu, doğduğu yer Bozyazı’ya yerleşti.
***
Ankara’da çalışırken, Tıp Fakültesinde okuyan oğlu Ali Rıza’ya, destek için eşini bir ev kiralayıp, Konya’ya gönderdi ve kendisi Ankara’da yalnız kaldı. Bu durum İki yıl devam etti. Ben de Konya’da dershanede çalışıyordum. Günay dayı, hafta sonları Ankara’dan Konya’ya gelirdi. Kaldığı iki akşamın birinde birlikte olurduk. Benim ilkokulda okuyan iki çocuk, üniversite sınavına hazırlanan küçük kızı Süyüm’le birlikte, nesi var oyunu oynar eğlenirdik. Günay dayı çocuklarla çocukça eğlenmeyi ve oyunlar oynamayı severek yapan, çocukla çocuk, büyükle büyük olabilen, gönlü hoş ve sevecen birisiydi. 
*** 
Denizcioğlu mahlasıyla da şiirlerini yazan şair, Günay Özdeniz, emekli olup Bozyazı’ya geldikten sonra, birçok sosyal etkinliklere katıldı. 2000 yılında boyun fıtığından ameliyat oldu. Talihsiz bir ameliyat sonunda omurilik zedelenmesi sonucu yatağa bağlı olarak hayatına ve yazmaya devam etti.
***
Ameliyat sonrası tedavisi devam etti. Kısmi iyileşme sonunda Ankara’dan ayrıldı, tedavisi evinde devam etti. Kendi ağzından eve gelişi şöyle: “Sabah namazına eve geldik. Güya bir haftalığına gitmiştik. Yedi ayda döndük. Kapıyı açtılar merdivenin ışıklarını yaktılar. Damatlar beni ellerini birbirine kenetleyerek salda götürür gibi hızlı bir şekilde yatağıma götürüp yatırdılar.”
***
Masa bilgisayarına oturabiliyor, gazetelerini okuyor ve şiirlerini yazabiliyordu. Ancak belli bir süre masa bilgisayarına da yanaşamaz olunca diz üstü bilgisayar aldı ve onunla yatar durumdayken yazılarına devam etti. Bu durumu kendi ağzından dinleyelim: “Ben hareketten kesilince bilgisayara oturamaz oldum. Torunların oyun aracı oldu. Hepsinin evinde bir bilgisayar var Süyüm hariç. Bilgisayarı onlara verdim. Ben kendime diz üstü bilgisayar aldım. Bütün şiirlerimi ve yazılarımı ona geçtim. Bu arada ikinci şiir kitabımda çıktı destekçi bulursam diğerleri de çıkacak.”
***
Eşi Fatma yengeyle görüştüğümde; “Ölümünden bir gün önceye kadar yazdı. 24.05.2012 sabahı “HASRET BAHAR”I isimli şiirini yazdı, akşama rahatsızlandı ve bu rahatsızlıkla bir gün sonra vefat etti “ dedi.
***
Bozyazı’nın yetiştirdiği, şair Günay Özdeniz, yatağa bağlı olarak hayatını devam ettirirken, hayata küsmemiş, bilge konuşmasından, tatlı sohbetinden ve güler yüzünden hiçbir şey kaybetmeden, yatağında tüm zorluklara rağmen, diz üstü bilgisayarıyla şiirlerini yazdı.  
***
Yöremizde eli kalem tutan, geçmişi geleceğe iletmek üzere, eser meydana getirmiş olan birçok yazar ve şair bulunmaktadır. Günay Özdeniz de bunlardan biridir. Bize düşen görev, eserlerine sahip çıkmak ve çevremize tanıtmaktır. 
***
Günay Özdeniz şiirlerinde, kendi düşüncelerini, yöremizin güzelliklerini ve iç dünyasını anlattığını görüyoruz. Kendi imkanlarıyla bastırdığı ilk eseri “IŞIĞA DOĞRU.” Adana Nobel Yayınevinden çıkan “ÖTELERDEN BERİLERDEN”  milli şiirlerini sergilediği ikinci kitabıdır.
***
Hasta yatağında yazdığı şiirlerini kendi sağlığında yayınlayamadı. “Onun anısını yaşatmak, yöremizin; Torosların gören gözü, duyan yüreği, düşünen beyni söyleyen dili olan eserlerini yayınlamak gerekiyordu. Onun duygu selinden, sanat süzgecinden geçmiş şiirleri ile yöre insanını buluşturmak gerekiyordu” diyen, araştırmacı yazar ve yayıncı Çınar Arıkan, “HAZIR OL..! isimli üçüncü kitabını ve “ÖMRÜM GEÇERKEN” isimli dördüncü şiir kitabını Anamur Sedir Dergisi Kültür Yayınları adına bastırmıştır. 
***
Günay Özdeniz’in şiirleri daha önce çeşitli yayın organlarında yayınlanmıştır. Toprak, Hisar, Türk Edebiyatı, Dolunay dergilerinde, Kahraman Maraş’ta çalıştığı yıllarda Halk Eğitim Bültenlerinde ve Mavi Akdeniz Gazetesinde yayınlanmıştır. Kültür bakanlığı, Halk Edebiyatı Dizisi: 41, Yaşayan Halk Ozanları Anatolojisi’nde, Türk Edebiyatçıları ve Kültür Adamları Ansiklopedisinde tanıtılmış ve şiirlerine yer verilmiştir.
Tanıtım bizden, taktir önce Allah’tan, sonra sizden. İsmet KADIOĞLU Ocak 20015