Mersin’de kimi olumsuz konularla içimiz kararsa da, yağmurlu ve
fırtınalı havada birden açan güneş gibi bir olay tüm kötümser
duyguların üzerini örterek bizi mutlu edebiliyor.
Böyle bir zaman diliminde tanık olduğum, yaşadığımız kentin kültür
zenginliğiyle bize “iyi ki Mersin’de yaşıyoruz, iyi ki Mersinliyiz”
dedirten aynı gecedeki üç sevindirici olayı siz okurlarımla paylaşmak
istiyorum.
* Girit’ten mübadelenin 91. yılı anısına Yunanlı sanatçı İris Mavraki
Yenişehir Kültür Merkezi’nde, Mersin Üniversitesi Oda Orkestrası
eşliğinde muhteşem bir konser verdi.
Konseri AKOB Akdeniz Opera ve Bale Kulübü düzenledi.
AKOB Mersin’de kuruluşundan beri başarılarıyla kentimizde birçok
kıymetli sanat olayına imzasını atmış ve düzenli çıkardıkları çok
değerli bir dergi ile de önemli, yararlı, örnek alınması gereken bir
sanat derneği kimliğine sahiptir.
İris Mavraki’nin konserinde Akdeniz’i, Ege’yi, Anadolu’yu, Adaları bize
hiç de yabancı gelmeyen bir müziğin sıcaklığında içimizde hissettik.
Barış, hoşgörü kenti Mersin’in önemli renklerinden ve
zenginliklerinden Giritli dostlarımızla görüşme fırsatı bulduk.
Çocukluğumun en güzel anılarındaki Giritli komşularımızı hatırladım.
Girit yemeklerini, onların adetlerini düşündüm.
* Mersin Üniversitesi’nde bir Akademik Oda Orkestrası olduğunu
duymuştum. Fakat bu döneme kadar kentten uzak kalmış, başarısız
Mersin Üniversitesinin önemsiz faaliyetlerinden biri olarak
düşünmüştüm. Yeni yönetimiyle eski olumsuz izleri hızla silmeye
çalışan ve artık kentimize yakınlaştığını gördüğümüz Mersin
Üniversitesi’nin Akademik Oda Orkestrası İris Mavraki’ye eşlik etti.
Bu muhteşem orkestra belki de uzun yıllardır ilk kez, şimdiye kadar
benimseyemediğimiz Üniversitemizle gurur duymamızı sağladı.
Gerçekten kendilerini kutlamamız gerek.
* Yaşadığım üçüncü mutluluk Yenişehir Belediyesi Kültür Merkezi’nin
salonu oldu. İlk defa bir konser izlediğim bu salon gerçekten
muhteşem. Bir kez daha Yenişehir Belediyesi’ne gerçekleştirdiği çok
değerli hizmetler ve ülke çapında kazandırdığı bu büyük eser için
teşekkürler…
Geçtiğimiz yıl Giritlilerin yaşadığı Melemez köyüne gitmiştim. Burada
Girit’ten gelen bazı adetlerin ve kültürün hâlâ sürdüğünü gördüm.
Fakat bazı özelliklerin zamanla kaybolabileceği de bir gerçek.
Bugün Antep’te 20 civarında çeşitli müzenin olduğunu biliyoruz.
Maalesef bu kadar büyük bir kültür zenginliğine sahip kentimizde ise
Müze konusu hep ihmal edilmiş.
Yeni Valimizin Müze sorununa sıcak baktığını, daha önce görev
yaptığı Kırşehir’de Neşet Ertaş Müzesi ile ciddi olarak ilgilendiğini ve
bununla ilgili görsellerin de yanında olduğunu biliyorum.
Yeni Büyükşehir Belediye Başkanımız özellikle Mersin’de yaşayan
kültürlerle ilgili bu tür çalışmalarda son derece duyarlı ve
destekleyicidir. Şimdi bir Yörük Müzesi’nin kurulması için çalışmalar
yapılıyor.
Bir başka proje olarak da Giritliler Derneği ile bir Girit Kültürü Müzesi
yapılması düşünülüyor.
İyi ki Mersin’de artık Yenişehir Kültür Merkezi gibi çok güzel bir
salonumuz var!
İyi ki Mersin Üniversitesi Oda Orkestrası var!
İyi ki bize böyle güzel bir konseri yaşatan AKOB var!
İyi ki kentimizin kültür zenginliğinde Giritli dostlarımız var!
İşte bu nedenle ben de “ iyi ki Mersin’de yaşıyorum!” diyorum.
Bütün çabamız, özlemimiz bunu daha sık söyleyebileceğimiz
imkânların çoğalması içindir. Yararsız, kısır ve kötücül konularda
enerjimizi tüketen tartışmalara adil çözümler bularak, bu güzel kenti
sevmeye daha çok zaman ayırabiliriz. Bu kentte çok güzel insanlar,
çok değerli kurumlar var ve onlar çok kıymetli işler yapıyorlar. Lütfen
bu alanda birbirimizden haberli olalım; hayatımızı anlamlı kılmak için
emek sarf eden herkese bir teşekkürü çok görmeyelim. Politika hep
sürecektir; seçimler gelip geçecek ve hayat devam edecektir.
Çocuklar, gençler, yaşlılar ve bizden önce bu kentte yaşamlarını
sürdürmüş ölülerimiz… bu kentte yüz yüzeyiz, birbirimizin seslerini
duyarak, ortak hatıralarımızla yaşayacağız. Hayatımızı daha iyi kılmak,
birbirimize dokunarak yaşamakla mümkündür.
İşte yukarda bir geceye sığan üç kıymetli çalışma bu nedenle
anlamlıdır ve teşekkürle karşılanmalıdır. Şimdi bir yandan elbette
politik farklılıklarımız içinden tartışmalarımız sürecektir; ama bu
kentin demokratik kültürü ve farklılıklara dayalı ahlaki temelleri
esastır, korunmalıdır. Bütün ülkeye model olabilecek bir gündelik
hayatı biz bu kentte böyle inşa ettik ve bunu koruyacağız. Kültür,
sanat ve bütün sosyal çalışmalar da bu inşayı güçlendirecektir.
HARUN ARSLAN