İrlandalı turist bir fenomen haline geldi. 
Şöyle “fenomen” gibi yabancı bir sözcük kullanalım da biraz aydın 
(afedersiniz) münevver görünelim dedik. 
Ancak artık Avrupai sözcükler değil; fıtrat, istikşafi gibi Arabi kelimeler 
prim yapıyor.
Binaenaleyh biz, İrlandalı turisti “fevkalbeşer” olarak yani insan üstü 
diye tanımlayabiliriz zira öyle tanıtılıyor.
Ne yapmış bu İrlandalı turist:
İstanbul’un Aksaray semtinde güya su almak için bir markete girmiş. 
Doğrudan büfeye yönelmiş. Su dolabının kapısını nasıl çekip açmışsa içindeki 
bütün şişeler yere dökülmüş ve dükkan sahibi ile aralarında tartışma çıkmış.
Önce olayın bu kadarlık kısmına bakalım.
Bir dükkana girince, selamsız sabahsız, büfe sahibinden istekte 
bulunmaksızın, doğrudan büfeye yönelip, dolabın kapısını çekip açmak nerede 
var. İçindekileri yerlere dökecek kadar dikkatsiz ve kaba davranmak nerede var.
 İrlanda da bu işi bir yabancı yapsa, sınır dışı ederler. Bizde baş köşeye 
koyuyorlar.
Olayın devamında, turist ile esnaf arasında tartışma çıkmış. Esnaf, adamın 
sarhoş olduğunu ve içki almak istediğini söylüyor ama olayın bu kısmına hiç 
kimse dikkat etmiyor. Üstelik İrlandalı savunmasında, gittiği başka ülkelerde de 
kavgalara karıştığı söylüyor.Yani pek de “hırlı” biri değil.
Ayrıca esnaf, bu kişinin karşı otelde kaldığını, birkaç kişi ile geldiğini, 
tartışmadan sonra otele girip, bir şeyler alarak tekrar dışarı fırladığını ifade 
ediyor ama haberciler bu kısma da önem vermiyor.
Turistin kolunun kırıldığını türlü çeşitli ifadelerle yazıyor ancak bir 
esnafın damağının patladığını ve dişlerinin kırıldığını hiç nazara almıyor.
Üstelik insanlık dışı bu durumu, İrlandalı turistin boksör oluşuna 
bağlayarak bir başarısı ve esnafa hak ettiği bir dersi vermesi olarak görüyor.
Ağzı burnu kanamış, kaşı gözü morarmış uydurma resimlerle; altında 
“caps” denilen saçma ifadelerle övülerek 15 esnafı dövdüğü anlatılıyor. 30 tane 
olsa sanki daha çok mutlu olacaklar.
El insaf… bu kadar mı düşmansız milletinize ve bu kadar mı yabancı 
hayranısınız. Bu durum bir “aşağılık kompleksinden” başka bir şey değildir.
Bunun altında; elinde pala ile insanlara saldıran esnaf bozuntuları, gezi 
olayı gibi yürüyüşçülere bazı esnafın yaptığı saldırılara duyulan tepki yatıyor 
ama bu da yanlış bir intikam modeli. İlgisiz bir olayda, zararı, ülkemize ve 
insanımıza veriyor.
İrlandalı turistin adı “Mohammed Fadel Dobbousi” , bu nasıl İrlandalı 
Turistin sağlık sigortası da yokmuş. Vizesi var mı, kaçak işçi mi, ne 
zaman, nasıl, niçin gelmiş, ne yapıyor. Bunlar hiç belli değil.
Polisimiz arasa bunun altında bir çok şeyler bulacağına eminim. 
Gene gazete ve ajans haberlerine göre;
Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD); bu arap bozması İrlandalı 
turisti, yaşanan olayı unutturmak için, Antalya veya İstanbul’da ağırlamak 
istiyormuş.
Adama sormazlar mı? Daha deniz görmemiş binlerce yoksul köylü 
çocuğu, lösemili çocuk var, hangisini Antalya’da, İstanbul’da konuk ettin.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) bu saldırganın İstanbul’da 
ki özel bir hastahanede bütün tedavi giderlerini üstlenecekmiş,
Adama sormazlar mı? Babanın parasını mı harcıyorsun, kimin parasını 
kime veriyorsun.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyon (TESK) de “Çok üzgün 
olduğunu meslekdaşları ve Türk Halkı adına özür dilediğini” söylemiş.
Adama sormazlar mı, sen hangi hak ve yetki ile Türk Halkı adına özür 
dilemeye kalkıyorsun.
Dayak yiyen, mağdur olan, ağzı burnu kırılan senin esnafın. Git ondan 
özür dile, ona yardımcı ol.
O esnaf, 50 kuruşa su satıp, oradan aldığı 5 kuruş ile ailesini geçindirecek.
Ben de buradan söz veriyorum: Bu esnafın benimle temasa geçmesi 
halinde bir hukukçu olarak, davalarına fahri olarak yardımcı olacağım. Ankara 
ve İstanbul’daki tedavi giderlerine, mütevazi bütçemle katkıda bulunacağım.
N’aber, Kuveyt asıllı İrlandalı, keyfin yerinde mi?
Av.A.Erdem Akyüz