Mersin İş Kur Müdürlüğü’nün önderliğinde 4. İstihdam Fuarı açıldı.
Mersin için, Türkiye için çok önemli bir fuar.
Daha önceki yıllarda da bu fuara katılmıştım. Mersin Üniversitesi’nde 
yapılıyordu. Sönük, fazla katılım olmayan, adeta formalite icabı 
yapılan bir fuardı. Kentle Üniversite’nin bilinen ilişkisinden dolayı 
Mersin’den insanların isteyerek Üniversiteye gelmedikleri bir gerçek.
Bu yıl istihdam fuarı kent içerisinde Kongre Merkezi’nde yapıldı. 
70 firma katıldı. Çok sayıda öğrenci ve vatandaşın katıldığı görüldü.
Tüm kent protokolünün hazır bulunduğu, Murat Altıntaş’ın bir 
konuşma yaptığı, Mersin Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun küçük 
bir konser verdiği fuar programı oldukça başarılı geçti.
Geçtiğimiz yıllarda Mersin Üniversitesi’nin işbirliğiyle yapılan 
fuarın bu yılki açılışında Mersin Üniversitesi’nden hiçbir yetkilinin 
katılmadığı dikkatimi çekti. En azından stantları vardır diye 
düşündüm. Toros Üniversitesi’nin, Çağ Üniversitesi’nin ve Nişantaşı 
Üniversitesi’nin stantları vardı ama Mersin Üniversitesi her zamanki 
gibi bir kent etkinliğinde kayıptı.
Rektörlük seçimlerine az bir zaman kalmasına rağmen, son aylarda 
eski Rektörü’n adayı öğretim üyesi birkaç etkinliğe katılmış, 
Üniversite’den de dışarıya bir kaç haber sızmış (!) olsa da Mersin 
Üniversitesi ortalarda yok, her zaman olduğu gibi kayıp... 
Başta Mersin Üniversitesinin kişi, kurum ve yönetici düzeyinde 
mensupları dahil, bütün Mersinlilerin mutlaka bir yana not etmeleri 
gerekli bu saçma kopukluğun artık giderilmesi gerekir. 
Herhangi etkinliği izlemek ya da sosyal tesislerden yararlanmak, bir 
öğretim elemanı arkadaşını ziyaret etmek isteyen herkes kapıda 
indiriliyor, kimliği alınıyor ve bir askeri garnizon disiplini içinde içeri 
sevk ediliyor.
Kendi içine kapalı, kentle en olağan konularda bile işbirliğine girmeyi 
düşünmeyen bir kast sistemi söz konusudur. Öğrencilerin de, öğretim 
elemanlarının da, Mersinlilerin de yıllardır yakındıkları her şey aynen 
sürüyor, korunuyor. 
Bu şüpheci ve güvensiz aklın sahibi kimdir? Kimler kendi öğrencisine 
ve tüm Mersinlilere potansiyel suçlu gözüyle bakıyor?
Elbette mevcut Rektörlük makamını işaret etmek zorundayız. 
Önümüzdeki rektörlük seçimleri bu açıdan da bir fırsattır. Mevcut 
yönetimin vesayeti altındaki kişi ya da kişilere onay vermek, yıllardır 
yakınılan bu ve benzer sorunların sürmesine onay vermektir. 
Beğeniliyorsa buyurun devam etsin! 
Ama insana ve çağa yakışır bir demokratik üniversite, kentin içinde 
bir üniversite, mensuplarına demokratik hukuk değerlerine uygun bir 
özgürlük ve gelişme imkanını çok görmeyen bir üniversite isteniyorsa, 
mevcut anlayışa ve tutuma bir son vermek gerekiyor. 
Bu bağlamda hem üniversitenin gelişmesine ve iç işleyişine dönük 
anlayışı, eleştirileri, vaatleri ve imkanları açısından, hem de kentle 
ilişkilere yansıyan ağır kusurları giderme yönündeki temasları dikkate 
alınarak Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’nın Rektörlüğünde bir Mersin 
Üniversite’sini özlüyorum,bekliyorum. Üniversite içinden ve dışından 
çok önemli bir desteğin de farkındayım, bilincindeyim. 
Umarım ve dilerim, yıllardır kaybettiğimiz Mersin Üniversitesi böylece 
bulunur ve Mersin’le birlikte yepyeni bir dönemin kapısı açılır. 
HARUN ARSLAN