Bugünlerde koalisyon konusu çokça gündeme geliyor. Şimdiye kadar
yasal yollardan bu hükümeti alt edemeyenler, hükümete karşı her
türlü mücadeleyi yapmalarına rağmen başarılı olamayanlar, şimdi de
son çare olarak bütün partilerin iktidara karşı bir koalisyon
kuracakları fikrini işliyorlar; seçim hedefleri bu noktaya kilitlenmiş
durumda…
Ben, bir kentte iktidar partisinden olan Bakan ve Milletvekillerinin
neler yapabileceklerini bizzat gördüm, çoğu çalışmalara tanıklık ettim.
Bilinen, bilinmeyen yüzlerce örnekten yalnızca ikisini vereceğim:
*İş Kur’un Mersin geçici işçiler için ayırdığı kontenjan 500 kişi idi.
Mersin İktidar Milletvekilleri bunu 3500 kişiye çıkarttılar.
*Yılsonunda bütçesi tükenen ve birçok kırsal hizmeti yarım kalan İl
Özel İdaresi’ne her yıl 5 – 7 milyon lira ek ödenek çıkartan yine
Mersin Milletvekilleri idi.
Maalesef, muhalefet milletvekillerinin Mersin yararına isteseler de
tek faydalı bir iş yapamayacakları bir gerçektir.
Aynı şekilde bir koalisyon hükümetinde de milletvekillerinin Mersin’e
hiçbir şey veremeyeceklerini, zayıf hafızamızdan bir geçmiş örnekle
hatırlayalım;
Mersin’in geçmişte koalisyon hükümetleri zamanında, üç bakana
birden sahip olduğu bir dönem oldu; en önemlisi, bu bakanlardan
birisi “Ulaştırma Bakanı” idi.
Mersin için bugün en önemli proje Havaalanıdır. Başta turizm olmak
üzere tüm sektörlerin gelişmesinin temelinde Havaalanı yatar.
Bugün artık bazı ilçelerde dahi Havaalanını varken Mersin’in bir
Havaalanının olmaması kabul edilmesi güç, üzücü bir durumdur.
İşte, Mersin’in ilk Havaalanı macerası MHP koalisyonunda Enis
Öksüz’ün Ulaştırma Bakanı olduğu döneme rastlar. O zamanda
Kumkuyu’ya charter uçaklar için küçük bir havaalanı projesi yapılmış,
hatta ödeneği bile çıkarılmıştı.
Peki ne oldu ?
O dönemdeki olanları ayrıntıları ile uzun uzun anlatmayacağım; fakat
sonuçta koalisyon hükümetinde bir başka Mersinli siyasetçinin, kendi
ilçesine neden yaptıramadığı sorusu ile karşılaşabileceği için, bir
şekilde bazı kent yöneticileri ile de birlikte hareket ederek Havaalanı
projesini engellediğini ve bunda da başarılı olduğunu, bu projenin
iptal edildiğini üzülerek hatırlıyoruz.
Bir an bu havaalanının gerçekleştiğini düşünün: Erdemli – Silifke arası
otellerle dolar ve Avrupa’nın en önemli turizm merkezlerinden biri
olurdu. Bu kayıp, koalisyon belasının Mersin’e ödettiği çok pahalı bir
fatura olarak hep belleğimize kayıtlıdır.
Çukurova Uluslararası Havaalanı ‘nın engellenmesi ve geciktirilmesi
için de çok uğraşıldı. Yerel seçimlerde bir ilçeden Belediye Başkan
aday adayı olan CHP’li bir oda başkanının Danıştay’a Havaalanının
iptali için açtığı davayı hala ibretle ve üzülerek hatırlarım.
İhaleyi alan firmaya karşı o günkü yerel yönetim yandaşı iş
adamlarının karalama kampanyalarına ve tüm engellemelere rağmen
% 30 u tamamlanan bu havaalanı, şimdi güçlü bir hükümetle ve
iktidar milletvekillerinin takibi ile ve en önemlisi Başbakan’ın Mersin
konuşmasında verdiği sözle kısa zamanda tamamlanacaktır.
İstihdam, refah, ekonomik gelişme tüm bunların temelinde yatan ve
olmazsa olmazı Havaalanıdır.
Mersin 15 yıl bir kötü yerel yönetimle geriye gitmiştir. Geri gitmekle
kalmamış devletin yapacağı tüm yatırımlar bir şekilde engellenmeye
ve geciktirilmeye çalışılmıştır. En son, Akdeniz Oyunlarında yapılacak
tesislerin izinlerini aylarca geciktiren CHP’li yerel yönetim hâlâ
hafızalarımızdadır...
Sonuçta “İktidar Mersin’e yatırım yapmıyor, Mersin’i cezalandırıyor”
havası yaratılarak bir siyasi istismar konusu haline getirilmek
istenmiştir.
Şimdi ise o günün yerel yönetiminden bir takım destekler alan, bu
günkü yerel yönetimle aynı uyumu sağlayamayan ve hep iktidar
partisine muhalif olmak durumunda kalan bazı çevreler, hâlâ Özcan
döneminin inandırıcılığını kaybetmiş söylemlerini sürdürüyorlar.
Bunun somut olarak bu kente ne kazandıracağı, ne kaybettireceği
umurlarında bile değil ! Hâlâ her projeyi dar politik hesaplarına
malzeme yapıyorlar; siyaseten kendilerini olumsuz etkileyecek bir
proje, bu kente büyük hizmet akışı sağlasa da karşı çıkıyorlar.
Şimdi Mersin’de yeni bir dönem başlıyor. Artık Mersin’e yapılacak
yatırımlara karşı çıkan, tüm kente hakim muhalif yerel yönetim
anlayışı yoktur.
Mersinliler de bundan sonra 15 yıl Mersin’in gelişmesini, Mersinlilerin
iş imkânlarının artmasını, ekonomilerinin iyileşmesini engelleyenlere
fırsat vermeyecektir, vermemelidir. Bunun en pratik yolu da, hizmet
nereden ve kimden gelirse gelsin destek olmaktır. Siyaset, yaşadığı
kente zarar vermek için yapılmaz. Her kişi, kurum ve kuruluş siyasi bir
tercih içinde olabilir; ama bu kente hizmet anlamına gelen her proje
için gücü olan herkes destek olmalıdır. Siyaseten karşı olmak başka
şeydir; ama siz bu kentin geleceğine kötülük yapamazsınız. Tarih bunu
kaydeder, hafıza bunu saklar.
Bundan sonrasını da, bu genel seçimleri de öncelikle bu kentin imkân
ve ihtiyaçlarını öne alarak düşünmek gerekir. Sırf siyasi hesapla
yapılan tercihlerin son 15 yılda bu kente neler kaybettirdiğini
hatırlayalım yeter.
HARUN ARSLAN