Mersin’de doğmuş, iki katlı, konsolos çiçekli, turunç ağaçlı, portakal
çiçeği kokulu, denizin görüldüğü, dalgaların sesinin duyulduğu,
denizin kokusunun hissedildiği günleri yaşamış, şirin sahil kenti
Mersin’i özlemle hatırlayan biriyim.
Mersin’de beni en çok üzen ve kente yapılan en büyük kötülük olarak
gördüğüm; dolgu alanları ile denizin doldurulup, doğal sahilin yok
edilmesi ve denizle kentin arasının kapanmasıdır.
Eski Mersin’i bilenler, hatta eski Mersin resimlerini görenler bile
dolgu alanlarının Mersin’in eski tüm şirinliğini, güzelliğini nasıl yok
ettiğini üzülerek kabul ederler.
İlk dolgu alanı doğrudan şehir merkezinin önüne bir büyük park
olarak yapılmıştır.
Beni bu kentte en çok üzen şeyin dolgu alanları olduğunu söyledikten
sonra ikinci rahatsız eden şeyin de dolgu alanı üzerine bina
yapılmasıdır. Daha da ileri gidersem üçüncü rahatsız eden şeyin de,
bu yapılan binanın rahatsız edici bir amaçla kullanılmasıdır…
Mersin kent merkezinin önü doldurulup Atatürk Parkı yapılıyor.
Parkın üzerine Kongre Merkezi yapılıyor.
Kongre Merkezinde düğünler yapılıyor, köfte satılıyor.
2009 yılında yazdığım bir yazımın bir bölümü şöyleydi;
Swingle Singers beş kıtada dünyanın en önemli
mekanlarında konserler vermiş, dünyaca ünlü bir gurup.
Başlama saatinden on beş dakika önce Kongre
Merkezine geldim. Park yerinde kalan birkaç boş yerden
birine arabamı koyup, 3 tl park ücretini ödeyerek
salona doğru yürüdüm. Kongre merkezinin batı girişinde
iki bez afiş dikkatimi çekti ‘’KONGRE CAFE,,ve
‘’BURGER 6 TL,,. Ana girişe geldiğimde doğu girişinde,
çiçeklerle süslenmiş düğün salonunu ve davetlileri
gördüm.
Bir tarafta arabesk müzik ve oyun havaları, diğer tarafta
ızgara köfte kokuları ve ortada dünyaca ünlü bir gurup.
***
2009 yılında Kongre Merkezi’nde dünyaca ünlü Swingle Singers
grubunun konserine salonun bitişiğinde yapılan düğünün yüksek
volümlü oyun havalarının sesi karışıyor, ızgara köfte kokuları da
girişte konsere gelenleri karşılıyordu.
Yapılmaması gereken dolgu alanı, yapılmaması gereken Kongre
Merkezi, yapılmaması gereken düğünler, olmaması gereken köfteci.
Macit Özcan’ı burada bu hizmetlerinden dolayı anmadan (!)
geçemeyeceğim.
Şimdi yeni Büyükşehir yönetimi Kongre Merkezi’nde bir yıldır
düğünlerin yapılmasına izin vermiyor.
15 gündür de artık Kongre Merkezinin köfte satan bölümü kaldırılmış.
Yani artık Belediye düğün salonu işletmiyor, köfte satmıyor.
Evet, 15 gün önce Büyükşehir Belediyesi bu köfte satılan mekanı bir
Kütüphaneye dönüştürdü.
Mersinli kitapseverler, yazarlar ve sanatçılar desteğiyle kütüphane
7.000 kitap sayısına ulaştı.
Benzeri mekanların daha sonra doğru çalışması ve işlerliği önemli.
Bunun için de açılışından 15 gün sonra dün kütüphaneye uğradım.
Girişte güler yüzlü görevliler karşıladı ve içeride ve dış kısmında tüm
masaların dolu olduğunu görerek sevindim. Demek ki hem maksadına
uygun olmuş hem de önemli bir eksikliği gidermiş.
Bu hizmetin, Kültür ve sanat adına bir yıl içerisinde Belediyenin
yaptığı en önemli çalışmalardan biri olduğunu düşünüyorum.
Düğün salonu işletmekten, köfte ve gazoz satmaktan vazgeçen
Belediyenin yavaş yavaş asli görevine dönmesi sevindirici.
En azından üç ayıplı bir yerin bir ayıbının değerli bir amaç için ortadan
kalkması güzel…
Düşünenleri, uygulayanları ve bu hizmetin başarıyla sürmesini
sağlayan Belediye ilgililerini kutluyorum.
HARUN ARSLAN