Helalleşmede taraflar vardır. Ve tek tarafın helallik dilemesi ya da karşılıklı helallik dileme olur. Helalleşme, bu dünyada insanlardan haklarını helal etmelerini dileme ve böylece borçtan kurtulma hususudur. Helalleşmede, insanlardaki haklar söz konusudur. Yani insanların hakları vardır.
Helalleşmek İslami bir terimdir/kavramdır. Biz insanların yerine getirmekle sorumlu olduğumuz iki türlü hakları vardır. “Allah’ın hakları” ve “kulların hakları.” Kul hakları; canımız, bedenimiz, namusumuz, makam ve mevkilerimiz, inanç ve yaşayışlarımız olan kişilik haklarımızdır. İşte bunlara yönelik yapılan kötülükler, bunlara verilen zararlar kul haklarını yeme kabul edilmekte.
Kişilik haklarına verilen zararlar yanında, zimmete mal geçirme, rüşvet alma, karaborsacılık, idari baskı yapmak, zulmetmek gibi toplumun menfaatlerine, huzur, güvenlik ve refahına zarar verme kul haklarına tecavüz sayılmaktadır.
Bir kimsenin her ne sebeple olursa olsun kendine ait olmayan bir şeyi haksız yoldan elde etmesi kul hakkını yemedir, kul hakkına tecavüzdür. Hırsızlık yapmak, hile yapmak, emanete hıyanet, tefecilik, stokçuluk, kumar, birilerinin mallarını gasp etmek, iftira, dedikodu, kusur arama, gıybete gitme, inançları, dini yaşayışları üzerine baskı kurmaları kul hakları ihlalleridir.
Üzerinde, bahsettiğimiz kul hakları bulunan kimsenin, hak sahibiyle helalleşmesi istenir. Yani hakkını yediğimiz kişilerden/hak sahibinden helalleşmemiz yani hakkını helal etmesini dilememiz gerekir. Onların rızası alınmalıdır.
Eşler arası haklar da vardır. Onlar da iki insandır. Günün 24 saati beraber olan insanlar arasında hak yeme/haklara karşılıklı ya da tek taraflı hak yeme olabilir.
Eşler, sırlar ulu orta yerde başkalarına karşı açığa vurmamalıdır. İncitici sözlerden kaçınılmalıdır. İyimser ve yumuşak huylu olunup hoş görülü olunmalıdır. Evde bir anlaşmazlık oluşması halinde, haklı haksız aramak yerine alttan alınmalıdır.
Bu haklardan birini ya da bazılarını uygulamayan taraf eşine; seni üzdüm hakkını helal et demesi gerekir. Eğer eşi de kabul ediyorsa helal olsun demesi sonunda helalleşmiş olunur.
Kılıçdaroğlu hükümeti kastederek paranın değerini koruyamayanların milliyetçi olmadığını söyledi. “Bunlar gayri millidir. Destekleyenler de gayri millidir” dedi. Bu bir haksızlıktır. Hükümeti/Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın yarısından fazlası oy verdi destekledi. Buna iftira mı dersin yoksa başka bir haksızlık etme mi dersin ne dersen de. Bu bir hak yemektir. Kişilik hakkına saldırıdır. Ondan sonra da sokaklara inip %50’nin bir fazla oyunu isteyip gasp edilen/elinizden alınanları 6 ayda geri vereceğim diyerek oy isteyeceksin. Bu nasıl bir helalleşmedir? Helalleşmede; sana bu kötülüğü yaptım, sana olmadığı bir durum için iftira attım, haksızlık ettim, hakkını helal et diyeceksin. Karşındaki de tamam, hakkımı helal ediyorum demesi gerekir.
Ekonomide olduğu gibi her türlü ortamda; huzur, güven ve istikrar gerekir. Bu da tek yönetimle/kurumlarla/yetkililerle olmaz. Top yekun millet ve kurumları elbirliği yaparak huzur, güven ve istikrar sağlanır. Devlet yönetilemiyor diyerek yaygara yapılmamalı. Bu konu da herkesin kendine düşeni yapması gerekir.
Yetkililer ve ekonominin gösterdiği direnç; yatırım, üretim, istihdam, büyüme, ihracatta olumlu olduğumuz yönünde. En başta kur, faiz ve enflasyon zorbalığından üretim ekonomisine geçmek gerekir.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkiye belki de tarihinde ilk defa, kendi ihtiyaçlarına ve gerçeklerine uygun bir ekonomi politikası izleme fırsatı elde etmiş durumda” dedi. Bu bir başlama anı olabilir.
Hükümet ekonomi konusunda bir plan yapmış olmalı. Bunu en kısa zamanda hayata geçirmelidir. Ekonomi yönetimi ne yaptığını bilerek hızlı harekete geçmelidir. Bu geçiş süresinde menfaatleri bozulanların direnmesi olacak. Bu dirence millet olarak mücadele etmeliyiz. Huzur, güven ve istikrar ortamımızı bozmak isteyenlere fırsat verilmemeli.
Eleştir ama olumlu eleştir. Ve eleştirilen hususların alternatiflerini de sun.
Bakın şu eleştirilere:
“Ak Parti’ye oy veren öğretmen, öğretmen değildir..” “İki elim Ak Parti’ye oy veren çiftçinin yakasında olacak..” “Tüm bürokratlar, memur, hakim, polis, 18 Ekim Pazartesi itibarıyla sorumluluk size de ait olmaya başlayacaktır. Bu size son çağrımdır..” “HSK için ‘Hakimler ve Savcılar Alçak Kurulu’ diyelim artık…” “Cumhurbaşkanını destekleyen gazeteciler satılık kalemlerdir…” “Cumhurbaşkanın davetine katılan sanatçılar yalakadır..” “Tezkereye ‘evet’ demek cumhuriyete ihanettir..” “Ak Parti’yi destekleyenler gayri millidir..”
Bütün bu hakka saldırılan kişi ve kurumlarla helalleş bakalım. Kim hakkıma sana helal ediyorum diyecek? Mümkün olmadığını görüyorum.
Buna Allah’a havale ediyoruz denir. Bunun öbür dünyası var…
Sağlıkla kalın. Aralık 2021, Anamur. İsmet Kadıoğlu.