“Mersin Tanıtım Günleri” 27 – 30 Kasım tarihleri arasında yapıldı.
Bu bir ilkti, bir başlangıçtı; çok olumsuz koşullara rağmen bir şekilde
gerçekleştirildi. Özellikle başlangıç çalışması olduğu için mutlaka bazı
eksiklikler olmuştur ve bazı eleştiriler dillendirilecektir; fakat bu
etkinlik gelecek yıllarda daha başarılı olacaktır ve Mersin’in tanıtımına
büyük katkı vereceği hususunda ümit vermiştir. Önemli olan bu ilk
girişim önünü, arkasını dürüstçe ve cesaretle konuşarak geleceğe
dönük bir değerlendirme yapmaktır
Şimdiye kadar yazılarımda hep söz ettiğim, Mersin’in dört temel
ayağından esas olarak yalnızca Valiliğin kente katkı verdiğine vurgu
yapardım; oysa bu kez Büyükşehir Belediyesi de çalışmaları
desteklemiştir. Valilik ve Büyükşehir Belediyesi bu etkinliğin en büyük
yükünü çektiler, en büyük katkıyı verdiler.
Sn. Valimiz Özdemir Çakacak bütün etkinlik boyunca İstanbul’da,
etkinliklerin başında bulundu, konuyu sahiplendi, ev sahipliği yaptı ve
tüm stantları birkaç kez dolaştı.
Bugüne kadar böylesi etkinliklere sık katılmadıklarını öğrendiğim
İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü, Valimizin çağrısıyla etkinliği
ziyaret ettiler. Papa’nın İstanbul’da olduğu yoğun bir günde,
programlarında böyle bir ziyarete yer vermeleri önemlidir ve
Valimizin Mersin’e katkıları açısından kişisel ilişkilerini seferber etmesi
çok anlamlıdır.
Büyükşehir Belediyesi çok güzel ve özel bir stant açarak etkinliği
zenginleştirdi. Sn. Burhanettin Kocamaz da etkinlik boyunca standın
başında bulundu, ev sahipliği yaptı. Büyükşehir Belediyesi elemanları
ziyaretçilere narenciye ürünleri dağıttı ve çeşitli ikramlarda bulundu.
Gelelim yalnızca göstermelik iki stantla etkinliğe katılan kentin diğer
önemli iki ayağına:
İlginçtir; Mersin Üniversitesi eski yönetimi, Rektörlük devir teslim
törenini Mersin Tanıtım Günleri açılışı ile aynı güne tesadüf (!)
ettirmişti. Kentin Valisi’nin Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, ilçe
Belediye Başkanlarının, Toros Üniversitesi Rektörü’nün ve birçok kent
protokolünün bulunmadığı bir günde bu Rektörlük devir teslim
törenini yapması, herhalde “Kente Karşı”, kentten kopuk son eylemi
olmuştur.
Ancak, gelecek yıl yeni Rektörümüzün bu etkinliğin en büyük
destekçilerinden olacağından eminim. Üniversitemizin kentle daha
sıcak ilişki kurabilmesi için Mersin tanıtım Günleri büyük bir imkandır.
Gelelim Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’na: Onlar da tabii ki bitmek
bilmeyen yurt dışı gezilerinden birinde; Barcelona’da idiler.
Artık MTSO ve onların Mersin’in tanıtımı ve turizminin gelişmesi
konusundaki eksikliklerini, yanlışlarını, olumsuzluklarını hatta
engellemelerini o kadar çok yazdım ki, daha fazla söz etmenin bir
anlamının olmayacağına inanıyorum ve bunu Mersinli
hemşerilerimizin yorumuna bırakıyorum.
* Milletvekillerimiz Çiğdem Münevver Ökten ve Mehmet Şandır’a
* En büyük katkıyı veren Mersinli firma Arbel’e ve Mahmut Arslan’a;
* Etkinlik boyunca tüm gücüyle çalışan İl Kültür ve Turizm Müdürü
Bahaettin Kabahasanoğlu’na;
*Büyükşehir Standında başarıyla görev yapan Aşkın Günay’a ve Hamit
Küçük Batır’a;
*Etkinliğe bir stantla katılan ve bizzat etkinliğe gelen Toros
Üniversitesi Rektörü ve ekibine;
*Etkinlik boyunca orada bulunan Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı
Kemal Kaçmaz’a;
*Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Müdürlüğü’ne;
*Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Korer Özbenli’ye;
*İlçe Belediye Başkanlarına,
*Sanat ve Kültür alanında Mersin’i temsil eden İçel Sanat Kulübü’ne
ve sanatçı Hasan Canel’e;
-Mersin’den bu etkinliğe katılan tüm İşadamı, Basın Mensubu ve STK
Başkanlarına, firmalara Kentim adına teşekkür ederim.
MİYSAD Başkanını ve yönetimini bu cesaretli girişimleri için
kutlayalım. İlk sefer olmasına ve bazı kent dinamiklerinin gerekli
desteği esirgemesine rağmen başarılı olduğunu söylemeliyiz.
İstanbul’da tahmin edilenden çok fazla ziyaretçi geldi. Mersin’den
katılan firmaların yöresel ürünleri daha ikinci günde bitti.
Sanırım bu ilgiyi gören Mersinli firmalar ve kent dinamikleri gelecek
yıl daha fazla sorumluluk alırlar ve bu etkinlik daha büyük bir katılımla
gerçekleşir.
Buna Mersin’de yaşayan, bu kentin nimetlerinden yararlanan
herkesin, hepimizin ihtiyacı vardır.
HARUN ARSLAN