On yıldır bize hep Mersin’in alt yapısının sağlamlığı anlatıldı. 
Büyükşehir Belediyesi en fazla yatırımı alt yapıya yaptığını tekrarladı 
durdu.  Seçimlerde geniş kanal, boru, menfez resimleri gösterdiler. 
Bizler de buna inandık. 
Bazen kenti su bastı, sel felaketleri oldu, kentin birçok yeri zarar 
gördü. O zaman da mevsim normallerinin üzerinde yağmur yağdığı 
Buna da inandık.
Büyükşehir Belediyemiz “bugüne kadar belki birçok hizmeti ihmal 
etmiştir; ama alt yapıyı yapmıştır…” diyerek kendimizi avutmuştuk. 
Ama maalesef bunun da boşa çıktığını gördük.
Geçtiğimiz hafta Belediye Meclisi’nde yapılan MESKİ Genel Kurulu’na 
katıldım. MESKİ genel Müdürü kapsamlı, ciddi bir çalışmanın 
raporunu slaytlarla sundu. 
Keşke bu toplantıda bulunmasaydım, diye kendi kendime düşündüm.
Gerçekten gördüğüm manzara korkunç ve üzücüydü. İçinden gereksiz 
beton borular geçen, araba lastikleri ve çöpler temizlenmemiş 
kanallar gördük. Kentin kuzeyinden gelen geniş kanallar, denize 
yaklaşırken daraltılmıştı. Bazı kanallar doğrudan denize ulaşması 
gerekirken çeşitli kavisler verilmiş ve akış hızları yavaşlatılmıştı. Bazı 
yerlerde de menfezlerin üzeri parke taşı ile kapatılmıştı.
Aslında Mersin gibi, düz ve deniz kıyısında bir kentin yağmur sularına 
teslim olmasının ve kentte sel felaketinin yaşanmasının çok zor olması 
gerekiyordu. 
Anladığım kadarıyla suyun yalnızca denize akıtılmasının sağlanması 
Borular öncelikle genişletilmeli ve kanallar temizlenmeli. 
Yer altında havuzlar yapılması ve üste pompalar konması gerekiyor. 
Ayrıca yağmur sularının Müftü ve Mezitli Dereleri ile denize inmesi 
kolaylaştırılabilir.
MESKİ Genel Müdürü, kapsamlı sunum çalışmasını Meclis Üyelerine 
anlatmaya çalışırken, daha sunumun başlarında bazı CHP li Meclis 
üyeleri karşı çıkarak bunların anlatılmasına gerek olmadığını, kısaca 
özetlenmesini ve çözümden söz edilmesini istediler.
Oysa çözüm için, önce sorunun bütün açıklığıyla masaya yatırılması, 
konuşulması gerekiyordu. Bu çok önemli bilgilendirmede Ak Partili 
Meclis üyelerinin yerinde ve   doğru bir ısrarları sonucunda,  sunum 
sonuna kadar sürdürüldü ve mesele bütün yanlışlığıyla ortaya çıktı.
Özetle : Tüm salondakiler Mersin’de aslında yeterli alt yapının 
olmadığı gerçeğini gördüler…
Yani şimdi 15 yıllık bir hizmetsizlik sürecinden ve yeni Büyükşehir 
Belediyesi’ne bırakılan yüzlerce soruna ek olarak, bir de alt yapı 
sorunumuz var.
Kente sahip çıkmanın meydanlarda çalgı çengi ortamında şarkılar 
söylemekle, ya da hamasi nutuklar atarak bayrak sallamakla bir 
ilgisinin olmadığını artık hepimizin anlaması gerekiyor. Asıl olan 
Mersin’e hizmettir ve hangi politik çizgide olursak olalım, kente ve 
topluma hizmet esaslı bir söylem ve tercihin içinden konuşmak 
gerekiyor. Hadi şimdi 15 yıllık bir dönemi salt politik hesaplarla 
savunalım bakalım; bu mümkün mü? Onca zaman, para ve emek bu 
kentin imkanlarıyla sarf edildi. Hiç olmazsa altyapıya harcanan dev 
bütçe yerinde kullanılmış olsaydı. 
Her meseleyi dar politik faydanın kısır çemberinde düşünenler, bu 
kente ve bu kentin insanlarına yazık ettiler, ediyorlar.  
Büyükşehir Belediyesi Başkanı’na ve ekibine sabır, moral ve metanet 
dilemekten başka  ne yapılabilir ki… 
HARUN ARSLAN