benzetirim.
Bu dört ayak;
• Valilik
• Büyükşehir Belediyesi
• Üniversite
• Ticaret ve Sanayi Odası
Tabii bu ana hattın alt açılımlarını yaparak genişletebiliriz.
Mersin’in özellikle son 5 yılını incelediğimizde görünen şudur: Masa
sağlam tek ayakla ayakta durmaya çalıştı; diğer ayaklardaki aksamayı
da yüklenerek kenti sırtladı....
Sağlam duran ayak” Valilik” ayağı idi. Bu noktada Valimiz Sn. Hasan
Basri Güzeloğlu’nun özel donanımı, Mersin’e görevinin çok ötesindeki
özel sevgisi bir şanstır. Geçtiğimiz yıllarda Büyükşehir Belediyesi
başta olmak üzere, diğer kurum ve kuruluşlardaki hizmet eksiğini
ve aksaklıkları telafi etmek üzere Valiliğin nasıl sessizce devreye
girdiğini, toparlayıcı ve dengeleyici bir fonksiyon üstlendiğini yakından
izledik. Kentin merkezî idareyle ilişkilerinde de kolaylaştırıcı bir akış
sağladığını biliyoruz.
Diğer üç ayağın ise bu anlamda kente bir katkısını göremedik.
Bugünlerde tekrar ümidimizi arttıracak olgular var.
Yeni Büyükşehir Belediye Başkanımız elinden geldiğince geçmiş
sorunlarla birlikte, yeni gelen sorunları da çözmeye çalışıyor ve bu
arada yeni hizmetler yapmaya, ileri projeler uygulamaya çalışıyor.
MTSO’ yu son 5 yılda çıkardıkları gazetedeki Başkan resimleri,
standart danışman yazıları ve yurtdışı fuar gezileri ile hatırlıyoruz ve
kente yaptıkları somut bir katkıdan söz edemiyoruz. Fakat MTSO ‘da
da bir ümit var. Yapısı değişen yeni yönetimin içerisinde çok değerli
kişiler mevcut. Bunlar bütünü etkileyebilirlerse MTSO ‘nun çalışmasını
ve kente katkı vermesini sağlayabilirler.
Esas önemli olan hususa gelirsek:
Bugüne kadar kente hiçbir katkısı bulunmayan, kentten uzak, kentten
ayrışmış Mersin Üniversitesi’nde önümüzdeki ekim ayında rektör
seçimi var ve yasa gereği şimdiki rektör tekrar aday olamayacaktır.
Şimdiki rektörle aynı düşüncede, onun vesayetinde (devamı)
bir aday olursa hiçbir şey değişmeyecek ve yine bir ayak eksik
kalacaktır. Umarız kentle bağları sağlayacak, kente katkı verecek
bir kişinin rektör olması kente de, üniversiteye de büyük bir ivme
kazandıracaktır.
Üniversitenin hem kendi iç yapısında, hem de kentle ilişkisinde çok
derin, kronik sorunlar birikmiştir. Bu sorunların yeni bir vizyonla,
çağdaş bir yönetim iradesiyle çözümlenebilmesi için mevcut
yönetimin seçimleri etkileme, daha açık söylersek “vesayet kurma”
çabalarından vazgeçmesi gerekir. Konuyu başka yazılarda sürdürmek
üzere, şimdilik böyle bir not düşmekle yetiniyorum.
Önümüzde çıkabilecek çok önemli bir sorun var:
Eski Büyükşehir Belediye Başkanı, zaten ortada birçok sorun varken
görevi bıraktıktan sonra da kentin geleceğini ipotek altına alacak yeni,
beklenmedik sorunlar bıraktı.
2017 ‘ye kadar parkomat ve 2027’ ye kadar ekmek fabrikası firmaları
ile yapılan anlaşmaları ibretle izledik. Yeni Belediye yönetimi şimdi bu
tür sürpriz sorunlardan kurtulmaya çalışıyor.
Mersin Üniversitesi’nde de bu tür sorunların olabileceği düşünülmeli
ve ona göre tedbirler alınmalıdır.
Aslında Üniversiteye yapılacak AVM ile ilgili bazı bilgilere iki ay önce
vakıf olmuştum. Bu arada Mersin Müteahhitler Derneği bu konuyu bir
basın toplantısı ile gündeme getirdi.
Benim duyumum, Üniversite Hastanesi yanına AVM olarak verilen
yerde şimdiden bazı işyerlerinin verileceği kişilerin belirlendiği,
AVM otoparkını bile kimin işleteceğinin kararlaştırıldığı yönündedir.
Bu tür söylentilerin yalnızca kentte dolaşıyor olması bile başlı
başına sorundur ve mevcut yönetimin de bunları duymamış olması
olanaksızdır.
Umarım Üniversitede de Mersin Belediyesi gibi bazı sorunlar ortaya
çıkmaz; yetkililer ve ilgililer gerekli araştırmaları yaparlar tedbirleri
alırlar. 20 yıldır Üniversiteyi ilerletmeyen zihniyet yeni dönemi de
ipotek altına almamalıdır; çözümü sıkıntılarla dolu sorunları miras
bırakmamalıdır..
Eğer kentin bu dört ayağı doğru bir şekilde çalışırsa, birbirlerine de
destek olarak, bu güne kadar zenginlikleri göz ardı edilen bu kent
gelişir, kalkınır ve insanlarına iş, aş ve büyüyen bir refah seviyesi
olarak geri döner.
Bu dört önemli bölümün işlerliği adeta bileşik kaplardaki gibidir.
Çalışmayan bölümler çalışan bölümlerin çalışmalarını geriletir.
Tabii bu dört ayak dediğimiz bölümlerin altında bunlarla bağlantılı
başka bölümler de vardır.
MTSO nun altında Odalar vardır.
Mersin Üniversitesi’nden başka iki üniversite daha vardır.
Büyükşehirle beraber ilçe belediyeleri vardır.
Kente katkı verebilecek siyasi partiler vardır.
Hep birlikte uyum içerisinde çalışılması gerekir.
Bir de bu kentin önünü tıkayan sadece başındaki kişilerin öne
çıkmalarına hizmet eden platform, konsey, şura, birlik gibi
oluşumlardan Mersin bir an önce kurtulmalıdır.
Yeni kişilerle kent lobisi olabilecek bu oluşumlar tekrar kurulabilir.
Büyükşehir 15 yıldır bu kente zarar verenlerden, kendi bünyesi
içerisindeki kenti geliştirmeyenlerden kurtulmaya çalışıyor.
Ümit ederim ki bu kent yıllardır Mersin’e zarar veren bir avuç kişiden
Kişiler ve oluşumlar kentin önünü tıkamazsa Mersin kendi iç
dinamikleri, üretim gücü, sosyo-kültürel birikimiyle model bir kent
olmayı sürdürür.
HARUN ARSLAN