Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’nın (sanırım
Mersin Üniversitesi’nin de tarihindeki ) ilk basın toplantısı, geçmişte
kentimiz ve ülkemiz adına son derece üzüldüğüm bir anımı
canlandırdı. Mersin Üniversitesindeki zihniyet değişimine ve kentle
ilişki konusunda olumlu gelişmeye ışık tutması nedeniyle sizlerle
paylaşmak istedim.
2012 yılının ilk haftasında Mersin – Tarsus Organize Sanayi
Bölgesi’nde yapılan “Üniversite – Sanayi İşbirliği Toplantısı”na o
günkü Valimiz Sn. Hasan Basri Güzeloğlu’nun daveti üzerine
katılmıştım.
Bu toplantıda Mersin Üniversitesi’nde “Mersin Üniversitesi İleri
Teknoloji Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (MEİTAM)
Laboratuvarı” bulunduğunu öğrendik.
Toplantıya katılan sanayicilerin hiçbirinin bu laboratuvardan haberleri
yoktu. Analiz olacak malları Mersin’den başka Üniversitelere ve
özellikle yüzlerce kilometre uzakta Karadeniz Üniversitelerine
gönderiyorlardı.
Konuya duyarlılık gösteren Sn. Valimizle bu laboratuvarın tanıtılması
için neler yapılabileceğini konuştuk.
Ertesi hafta Üniversiteye giderek laboratuvarı gezdim; gerçekten
dünya ölçeğinde donanıma sahip bu laboratuvarı hayranlıkla
inceledim; ama bölge sanayisine katkısı olmayıp atıl vaziyette
durduğunu da üzülerek gözlemledim.
Mersin Üniversitesi bünyesindeki bu modern laboratuvarın başlıca
amacı; katma değeri yüksek, üretim ve tasarım aşamalarında ileri
teknoloji gerektiren yeni ürün, süreç ve malzemelerini geliştirmek,
yörenin sanayici ve girişimcilerinin ileri teknolojilere dayalı her türlü
ürün süreç ve malzeme bilgisi gereksinimlerine cevap verebilmekti.
İngiltere’de uzun yıllar böyle bir laboratuvarda araştırmalar yapan
MEİTAM Müdürü ile görüşmüş ve Dünya ölçeğinde gelişmiş bu
laboratuvarın Londra’dakinden daha modern ve ileri seviyede
olduğunu öğrenmiştim.
Bu toplantıda o günkü Valimiz Mersin Üniversitesi’nin MTOSB’de
birlikte yapılacak bu tür çalışmalar ile ilgili bir irtibat bürosu kurma
önerisinde bulunmuştu.
Yine bu toplantıda iki kurumun yeterince birbirlerini tanımadıklarını
ve birlikte çalıştıkları takdirde hayal bile edilemeyecek başarılar elde
edebileceklerini üzülerek anlamıştım.
Daha sonra o zamanın Üniversite yönetimine bütün basın
mensuplarını kendi imkanlarımla Üniversiteye getirmeyi ve bu
laboratuvarın tanıtımının yapılmasını teklif ettim. Bu teklifimi
defalarca yinelememe rağmen olumlu bir cevap alamadım.
Bu konuda internet sitelerinde ve yerel gazetelerde ilki 2012 Ocak
ayında olmak üzere birkaç kez yazı yazdım; ama maalesef bir sonuç
alamadım.
Şimdi günümüze gelelim:
3 yıl aradan sonra yeni Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Çamsarı’nın ilk
basın toplantısında bu laboratuvar gündeme getirildi ve bundan sonra
sanayicilerimizin hizmetinde olacağı söylendi. Bu son derece
sevindirici bir karardır; hem üniversitemiz, hem de sanayicilerimiz bu
işbirliğinden büyük yarar sağlayacaktır.
* * *
Ülkeler, kentler, kurumlar ve sonuçta tek tek insanlar, ellerindeki
imkanları rasyonel kararlarla verimli kılarlar. Yönetimdeki yetersizlik,
çoğu zaman aklın almayacağı israflara yol açar; ülke, dolayısıyla
insanlar güç ve zaman kaybederler. Mersin Üniversitesi’nde doğrudan
yaşadığım bu tecrübenin nasıl bir yönetim anlayışına karşılık geldiğini,
değerli okurların takdirine bırakıyorum.
Şimdi ise çok daha rasyonel bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.
Sayın Rektörümüzün buna benzer kararlarını ve uygulamalarını
kentim adına heyecanla, takdirle izliyorum. Kişiler gelir, geçer; işte,
yapılanlar ve yapılmayanlar, ihmaller ve başarılar kayda geçiyor ve
tarihe emanet ediliyor. İnsanlar anlamsız ölçülerle, soyut ideolojik
değerlerle değil yapılan somut hizmetlerle anılır, anılacaktır. Bu
kentin gelişmesi için en küçük çabayı bile dikkatle ve şefkatle
desteklemek gerekir; bu kentte yaşayanların hayatını iyileştirecek her
karar alkışlanmalıdır.
Bu vesileyle, kentimizin çok değerli bilim yuvası Mersin
Üniversitesindeki sevindirici gelişmeleri dikkatle izleyelim.
Sn. Rektör Prof.Dr. Ahmet Çamsarı’nın şahsında çağdaş, dinamik ve
vizyoner bir zihniyet değişimi kente ve üniversiteye çok şey
katmaktadır. Mersin’deki kişi, kurum ve kuruluşlar da elbette bu
enerjiye karşılık verecektir; sonuçta bu kentte yaşayan herkes bu
olumlu değişimlerden pay alacaktır.
HARUN ARSLAN