Köşe yazımızda derinlemesine bir fikri savunabileceğimiz gibi gündelik, sıradan bir olayı da anlatabiliriz. Anı, hatıra, hayat tecrübelerimiz, gördüklerimiz ve yaşadıklarımızdan çıkarttığımız ibretler.. Uzmanlık alanımızla ilgili kıymetli bilgilerimiz... İşte ben de, anılarımı, hatıralarımı, kazanımlarımı, tecrübelerimi Anamur, Mersin ve Türkiye genelinde gördüklerimi sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.
26 Haziran 2018 günü yazdığım köşe yazımda “Öz”akrabam olan bir arkadaşımızın 24 Haziran seçimine 2 gün kala, “bu kez olacak, bütün hakimler değişecek ve hapis yatanlar çıkacak, dışarı kaçmış olanlarda geri gelecek(FETÖ konusunu konuşuyoruz)” demesi üzerine, seçim sonuçlarına göre Milletin, iktidarı kimlere vermediğini/verdiğini yazmıştım.
Bu yazımda da ikisi de köylüm ve yakınım olan, genç öğretmen Murat ile emekli öğretmen Rahmi ve diğer kişiler arasındaki sosyal medya yazışmalarını gördüm dahil oldum ve bu bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Ve çok küçük yazım hatalarını düzelterek kopyalayıp yapıştırarak yazılanları aldım.
Manipülasyonun: Yönlendirme, etkileme. Karıştırma/karışma demektir.
Sosyal medyada seçim ve sonuçlarıyla ilgili yorum ve yazılanları gören Murat şöyle yazmış:
Murat: Hepimiz aynı gök kubbenin altında, aynı vatan gemisinin içindeyiz...
Coğrafya insanların ve milletlerin kaderidir. Dolayısıyla insanların ve toplumların yaşanan olaylara kayıtsız kalması mümkün değil...
Son yıllarda yaşadığımız sıkıntılar malum ... Darbe teşebbüsleri, dolar ve euronun sürekli manipüle edilmesi,Türkiye Cumhuriyeti Bakanları ve Başbakanı’na ve dahi Cumhurbaşkanı’na Avrupa'da uygulanan çifte standartlar, sınırımızda kurulmakta olan kanton devletçikler, seçimlere günler kala halkımızın patates ve soğan ile sınanması velhasıl Türkiye’nin milli güvenliği tehdit eden durumların ortaya çıkması....
Emperyalist ülkelerin vicdanı yok. Başka Türkiye'de yok. Vatan mevzu bahis olunca Türk Milleti'nin her zaman söyleyeceği bir söz vardır...
Gün ola hayır ola... Devamında Murat yine yazdı.
Murat: Manipülasyon...!
Sabahtan beri manipülasyonun alasını yapıyorsunuz... Bırakın bu işleri.
Devletin kurumlarını itibarsızlaştırmayın... Vazgeçin mazeret üretmeyi....
Sağa sola vekil göndereceğinize, birilerine baraj aşırtmaya çalışacağınıza enerjinizi milletten yana kullansaydınız belki sonuçlar daha farklı olabilirdi.
Çağrı isimli tanımadığım bir kardeşimiz bu Murat’a cevap yazıyor: Manipülasyonu yapan belli abi de, senin gözüne nasıl böyle perde indi onu anlamadım.
Murat: Çağrı’cığım benim gözümde perde filan yok. Millet ne derse o. Son iki yılda yaşadığımız sıkıntı malum. Batı'nın Türkiye'ye diz çöktürme adına yaptıkları ortada... 15 Temmuz sonrası yapılan baskıları herkes biliyor...
Türkiye aleyhine yapılan kara propaganda ... Avrupa ülkelerinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Bakanlarına uygulanan akıl almaz uygulamalar ve çifte standartlar ortada...
Sınırlarımızda kurulmak istenen kantonlar söylemeye gerek yok...
Secim sürecini etkilemek için dolar ve euro sürekli manipüle edilmesi. Artan benzin fiyatları. Seçime 3 gün kala milletin soğan ve patates ile sınanması.
Kusura bakma kimse milletin aklı ile dalga geçmesin...
Çağrı yine cevap yazıyor: … bence de abi haklısın geçmemeli... 15 Temmuzun mimarı kimdir 12 sene aynı yatakta yatıp da sonra nikahı düşüren kimdir. Söylediğin işleri 15 yılda düzeltemeyen kimdir. Benzin zammı diyorsun ya inşallah bundan sonra dünya tarihindeki en ucuz benzinin döneminde benzine zam yapılmaz diyelim.
Yazılanları görüp okuyan Rahmi hoca gündemi değiştirmek istiyor ve yazıyor.
Rahmi: Üretmeden bilimi sanatı göz ardı ederek nereye kadar gideceğiz. (Seçim öncesi söyle bunları ve taraftar bul oyunu arttır. Geçti artık. Sür .. Nğde’ye..İ. K.)
Murat cevap veriyor. Murat: Üreteceğiz kıymetli hocam. Çalışmadan, üretmeden, yorulmadan olmaz...
Rahmi: (Hoca kendi düşündüklerini uygun olsa da olmasa da yazmalı İ.K.) Kazanana itirazımız yok (Sanki kazanana itiraz ediyorsun diyen oldu da İ. K.) Kimlerin oyuyla kazanıldı kazandıran seçmenlerin eğitim ve kültür seviyesi ne. (Oy verenin oyunun geçerli olması için Prof. olmak gerekiyor ya da kültür kursları veren dershaneler olmalı ve oralardan kültürlü insanlar diploması almış kişiler olmalı İ. K.) Hayallerimizi de mi yitirelim. Mutlu ülkeleri görmüyor muyuz. Onlar gibi sokaklarda özgürce birbirine saygılı temiz milli değerlerine bağlı vs toplumlardan olmak hayalleri falan. ( Mutluluk; sonuca vardığında insanda oluşan olumlu duygu birikimidir. Demokrasi; azınlıkta olanların haklarını korumak şartıyla, çoğunluğun idareyi ele almasıdır. Aldığı oyların fazla ve yeterli olması sebebiyle Türkiye’yi Cumhur İttifak’ı idare edecek. Mutluluğun şekli görüntüsü havai fişeklerinin atılması ve balkon konuşmasıdır.İ. K.)
Murat (Rahmi’ye cevap veriyor): Halkın oylarıyla kazanıldı kıymetli hocam. Milli irade tecelli etti... Aziz milletimiz alim olmayabilir ancak ariftir... İnsanlar, toplumlar hayalleri ile yaşar. Mutlu ve müreffeh olmak milletimizin hakkı. Tabi ki demokrasi... Tabi ki hoşgörü... Tabi ki barış... Tabi ki insani ve evrensel kültür... Tabi ki milli kültür ve milli manevi değerler...
Rahmi: Demek ki çağdışı ve baskıcı zorlayıcı eğitim düzenine itirazınız yok. Komşu Suriye’nin içişlerine karışılmasına yani lideri yanlış yapan bir komşu ülkenin muhaliflerini silahlandırmanın mahsuru yok diyorsunuz (Sanki “baskıcı, zorlayıcı eğitimden bahsedildi ve doğrusun denildi de.. Suriye konusu da yazımızda geçmedi ama hoca kendi kafasındakileri yazmalı.. İ. K.). Her iki hatanın somut verileri ortada.
Murat: Değerli hocam bir eğitimci olarak ebette eğitim sistemi ile ilgili tespitlerim eleştirilerim ve önerilerim var..
Suriye konusunda yaşanan süreci cümle alem biliyor. "Devlet büyüklerimizin bu husustaki tavrı son tahvilde belli ve net" diye düşünüyorum. Türkiye elbette sınır güvenliği sarsacak, milli güvenliğini tehdit edecek oluşumlara izin vermeyecek, bu konuda ne gerekiyorsa yapacaktır...
Ben de araya girmeliydim ve şöyle yazdım: Murat .. kardeşim boşuna yorulma, "atı alan Üsküdar'ı geçti". İtirazı olan şartlarını oluşturur (demokrasi ne emrediyorsa) istediği gibi yani onun istediği şekilde idare eder. Millet yapılanları onaylıyor. Birlik beraberlik ve istikrar... Herkese sağlık sıhhat ve afiyetler..
Yazdıklarımı az buldum yeniden ilave ettim: Ağzına gönlüne görebilen gözlerine sağlık Murat. Millet eline arşını aldı Halep'i arşınladı. Onların istediği gibi idare edilecekler. Mührü basanın adına, eğitimine bakmıyorlar. Bir mühür bir oy ve toplam yüzdesi sonucu belirliyor. Mührü yuvarlağın içine basanın Kükür'lü kültürüne mi, Tarsus kültürüne mi sahip olduğuna bakılmıyor. Kaç mühür var ve kimin sayısı hükümeti kurmaya yeterli ona bakılıyor. Sonuç hayırlı olsun. Seçime gidilmeden önce herkes tarafından bilinen sonuç elde edilmiştir. Hayırlı olsun demek düşer herkese.
Hayret bir şey, buyurun cenaze namazına; Rahmi hoca bakın son olarak neler yazıyor birlikte okuyalım.
Rahmi: Japonya kurulduktan sonra 10 yıl seçim yaptırtmadı. Sonra da seçimde okuma yazma bilenlere oy kullandırttılar (Demek ki okuma yazma bilenler oy kullanırsa devlet güçlü ve gelişmiş olacak. Birde Prof’lar oy kullansa mutlulukta dünya birincisi oluruz İ. K.). Japonya’nın durumu ortada. Halklar kültürlerine göre liderlerini seçerler. Öyle de yönetilirler. Asıl olan doğruyu çağdaş ilmi ve bilimi LİDERLİĞİN tabanı uyararak yönlendirmesidir. O zaman gerçek aydınlığa daha kolay ulaşır özlediğimiz mutluluğu yakalarız. Atatürk halkına yalan söylemedi. Gerçek aydınlığı halkına anlattı. Zannedildiği gibi hiçbir birey diğerinden üstün veya değerli değildir. Kastedilen nitelik farkıdır. Sizleri seviyorum. (Nitelikli olmak; okuryazar olmak herhalde. İ.K.)
Biz de seni seviyoruz Rahmi kardeş de, mutlu olmak için ille de Japonya’ya mı gidelim. Türkiye’deki mutluluk yeter bana. Yeterli bulmayanlar Japonya’ya..
Hoş olun. Haziran 2018, Anamur. İsmet Kadıoğlu.