“Bazı kişiler mutluluğu yukarılarda, bazı kişiler de aşağılarda arar, gerçekte mutluluk kişinin kendi seviyesindedir."
Bazen öyle hissedersin ki; sanki senden başka herkes çok mutlu. Ama unutma ki; bazı insanlar sahip olmadıkları kalitenin, ait olmadıkları kişiliğin ve yaşamadıkları mutluluğun da reklamını çok iyi yaparlar.
Kişi çevresine uyumlu durumdaysa rahattır ve mutlu olur.
Mutluluk, kişinin maddi ve manevi isteklerini elde etmesi sonucunda hissettiği bir doyum ve duygu durumudur. Mutluluk, doğumla birlikte mevcut olan bir durum değildir. Yaşantımızda yaptıklarımız ve yapmadıklarımızın bir sonucu olarak başımıza gelen bir duygu durumu. Oluşan duygu değişik gösteri şeklinde ifade edilir. Örneğin okulu bitiren öğrencilerin hep birlikte kep fırlatmaları mutlu olma gösterisidir. Keplerin fırlatılması mutlu olmanın şekli bir anlatımıdır.
Kişinin doğaya gidip, bir çiçek koklaması, akarsuların olduğu yere gidip su şırıltılarını dinlemesi, güneşin batışını izlemesi, karda mangal ortamı oluşturması, sırtına naylon poşet geçirip karda kayması stresini atmasına ve gittiği ortamlarda daha zinde ve mutlu olmasına sebep olabilir.
ÇOCUKLARDA MUTLULUK
Bu yazımda örnek olarak bahsedeceğim iki kuzen, Baha ve Ela var. Bir takım araştırmalarım sonunda; isim analizleri ve isimdeki harflerin analizinin yapıldığını gördüm. Baha ismi; güzellik, zariflik, parıltı gibi anlamlara sahip. Ayrıca, hayal gücü yüksek, erdemli, bilimle ilgili. Baha harfleri; önsezileri ve algılama gücü yüksek, sakin anlamlarını ifade ediyor.
Bu isme sahip olan kişiler; başarılı, zeki, atılgan, yüksek algılı ve önsezili, hassas, güçlü enerjiye sahiptir, tespitleri yapılıyor.
Ela ismine sahip olan kişiler; enerjik, yaşamaya ve zevkine düşkündür. Atılgan, yüksek algılı ve üstün bir enerjiye sahiptirler.
Ela İsminin harf analizinin yorumunun şöyle olabileceği bilgileri var: Enerjik ve pozitif. Hayatı dolu bir şekilde yaşayan. Sakin ve ağır başlı.
Mutluluk, içinde bulunan hoş farklılıklardan dolayı oluşan kısa süreli sevinçtir. Her çocuk ufak tefek farklılıkları her gün yaşamalıdır. Örneğin; annesi çalışan bir çocuğun annesinin izin süresinde annesiyle bolca oyun oynaması; resim yapması, hamurlarla oynaması, denize havuza girmesi ayaklarının yerden kesilmesini sağlar. O durum da mutluluk ifadesidir. Böyle oluşturulan anlar çocuğun pozitif yaşam gücünü ve neşeli dünyasını kurar ve mutlu eder.
Yakınlarının çocukları, kuzenler, farklı yerlerde ama zaman zaman bir araya gelirler. Yaşadıkları şehirlerin farklı olması dolayısıyla birlikte olma süreleri az olmakta. İşte bu tür çocuklar bir araya geldiklerinde de çok mutlu oldukları görülür. Anneannesini, babaannesini, dedesini özlemiş bir çocuğun onlarla karşılaşması anlarındaki, seni çok özledim diyerek sarılmaları ve sevinçleri mutluluk gösterisidir.
Baha’nın çalışan annesi izinde ve beraber tatil yapıyorlar. Baha tablette oyun oynuyor. Çok dalmış, çevreyle ilgilenmeyen heyecanlı bir şekilde sadece oynadığı oyun ile ilgileniyor gözüküyor. Dedesi onun çok mutlu olduğunu görüyor ve oyun oynarken saçlarını okşayıp çok neşeli ve mutlusun oğlum diye seviyor. Annesi de kucaklayıp, benimle olduğun için değil mi oğlum diye seviyor. Oyun anında, oyunun akışı hakkında, hem konuşuyor hem de çevreyi hiç dinlemiyor sanki. Ama annesinin sözüne karşılık hiç düşünmeden, oyunu hakkındaki sözleri arasına, “aynen” deyip annesini doğruluyor. Yani annesinin tatilinde yanında olması onu mutlu ediyor.
Alış veriş merkezinde, Anneannesiyle birlikte üç boyutlu film izlemeye giriyorlar. Filmin heyecanına kapılıp seviniyor ve anneannesine sarılıp, “seninle bu filmi seyretmekten çok mutluyum anneanne” diyor.
Ela, babaannesine sarıp sarılıp seni çok seviyorum diyor. Zira o da tatil için babaannesiyle beraber oldu. Kuzeni Baha ile evin içinde koşarak çok seviniyor. Gitme saati geldiğinde Ela gitmeyin çok iyi idik diyerek boncuk boncuk damlaların gözlerinden aktığını, ağladığını görüyoruz.
Mutluluk, içinde bulunan durumdan dolayı oluşan kısa süreli sevinçtir, kuzenlerin kısa süreli birlikteliğindeki oluşan sevinç tatilin bitmesi dolayısıyla ağlamayla sonuçlandı. Ama başka oluşturulacak farklılıklarla çocuklar sevindirilmelidir. Bunun gibi her çocuk ufak tefek farklılıkları her gün yaşamalıdır. O kısa süre Baha ile beraber oldukları zamanda Ela’nın sevinci çoktu ve mutluydu.
İşte yukarda da söylediğim gibi içinde bulunulan durumdan dolayı Baha ve Ela’da kısa süreli oluşan sevinç, mutluluğun gösterisidir. Tatilde iki kuzenin bir araya getirilmesiyle iki çocukta küçükte olsa farklılık oluşturulmuştur. Çocuk, zaman zaman küçüklü büyüklü olumlu farklılıklar oluşturulursa mutlu olur.
Benim amacım çocukların nasıl mutlu olabilecekleri. Çocukluk dönemindeki uygulamalar, ileriki yaşlarda da etkili olabileceğini uzmanlar ve araştırmalar söylüyor. Bir uzman şöyle diyor; “renkli ve iyimser görüşlü bir yaşam bakışı, çocuğa mutlulukla birlikte yaşayabileceği iyi bir konum oluşturur.”
Çocuğa hangi şartlarda olursa olsun sevildiğini hissettirmek. Hatta koşulsuz sevildiğini hissettirmek. Ona güvendiğimizi ve anladığımızı hissettirmeliyiz. Onu olduğu gibi kabullenip ona göre ona davranmalıyız. Hayır ve evetleri ona kabul ettirebileceğin şekli tespit edip ona göre davranılmalı. Ve onu ona göre de desteklemeliyiz. Bana görelik olmamalı, ona göre olmalı. Doğrulara, onun istediği ve kabullendiği tarzda yönlendirmeliyiz. Zorla bizim istediğimiz forma uydurmaya çalışmak değil, bazen de olanı kabul etmeliyiz.
Çocuk dünyanın en büyük mutluluğudur.
“Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın; çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği her zaman üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için var gücüyle dayatmaktır.”
Bir çocuk bakın ne diyor: “Ben çocukken annem bana hep hayatın mutluluk olduğunu anlatırdı. Okula gitmeye başladığım zaman, sınavda bana “büyünce ne olmak istiyorsun” diye sordular. Ben de onlara” “mutlu olmak istiyorum” diye cevap verdim. Onlar bana, soruyu anlamadığımı söylediler. Ben de onlara, asıl onların hayatı anlamadıklarını söyledim.”
Mutlu olun. Hoş kalın. Eylül 2016, Ankara. İsmet Kadıoğlu.