Daha önce mutlulukla ilgili bir yazı yazmıştım. Bu yazımda da, mutlulukla ilgili derlediğim bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
İnsanlara, mutluluk nedir, nasıl mutlu olursun ya da mutluluğun formülü nedir diye sorulduğunda, bazıları hayatımın arkadaşını bulduğum zaman, bazıları çocuğumun adımını attığını gördüğüm zaman, bazıları çocukluğumda, anam saçta darı ekmeği yapar, eskimiş kuru keş ve soğan ile yaptığım dürümü, şuan da tekrar yapıp yediğim zaman, bazıları emekli olduğum zaman diye cevap verdiklerini görüyoruz.
*
Sevgiyi almak ve vermek bir ihtiyaçtır. Bu mutlu olmadaki gerekliliktir. Genelde insanlarda o dönem 30’lu yaşlardır. Birçok tartışmaların arkada bırakılabildiği, bu yaşlarda daha çok mutlu olunabiliyor.
Sevgi en temel ihtiyaç. Ekmek ve suyun ihtiyaç olduğu gibi. Ama karşılıklı. Sevginin kendine verilmesini istediğin gibi, karşındakine de vermen gerekir. İstediğiniz sevgi ve saygı da karşılandığın zaman mutlu oluyorsun. Uygun paylaşım ve sevgi olmadığı dönem mutsuzluk dönemi yaşıdır. Çoluk çocuğa karışmışsınız, güçlüsünüz, işinize yön ve yol vermişsiniz, yapabiliyor ve biliyorsunuz yaşları, en mutlu olunan yaşlardır.
*
Bir psikiyatrist anlık mutluluk için şöyle diyor: Doğru, bazıları anlık mutluluktan bahsederler. Anlık mutluluk, mutluluk değildir.” Bu denizin suyu ile susuzluğu gidermeye benzer” diyor.
Bir psikiyatriste mutluluk ne ile ilgilidir diye sorulduğunda; mutluluk anlam bulmakla ilgilidir. Anlam nasıl bulunur? Anlam bulmakla ilgili iki şey vardır: Birincisi hayatta varlık sebebiyle yaptığı iş arasında köprü kurmak. İkincisi de uzlaşacağı bağdaşacağı bir insanla yaşamak. Mutluluk, anlam bulmak ve kendinize seçtiğiniz rolle uyumlu olmakla ilgilidir diyor.
*
Mutluluk, emek gerektiren bir şey, yatırım gerektiren bir şeydir. Şuyum olsun buyum olsun, arabam olsun evim olsun mutlu olayım şeklindeki mutluluğu, dış sebeplere bağlı mutluluk olarak adlandırılıyor. Bir başka mutlulukta, iç nedene bağlı mutluluk. “4 mevsimli ağaç gibi.” Zindanda da, dağda da her ortamda mutlu olmak şeklindeki mutluluk.
Bencilce mutluluk olmaz. Başkasının parasını çal mutlu ol. Anlık mutluluk böyle anlaşılıyor.
Kötülük yapan insanlar mutlu olamıyor. Mutluluk öğrenilebilir ve bunun için yatırım yapmak gerekir. İşini yaparken, kişinin mutlu olabilmesi için kafasını yorması gerekir. Kendisiyle barışık kişiler, gülümseyen kişiler daha çok mutlu olurlar.
İnsan nasıl yaşarsa mutlu olur:
Duygusal pozitiflik, olumlu duygulara sahip olmak. Pozitiflik; aynı elektrik enerjisinin bir pile doluşu gibi, zihinde birikebilen ve hepimizin bildiği soyut, ruhsal bir özellik. Pozitif bir zihin yapısı insanda iyileşme sağlar ve bu enerji doğal olarak dışarı, başkalarına doğru yansır.
Sevgi, huzur ve neşe gibi değerlerle birlikte, hepimizin içinde bir iyilik nüvesi vardır ve bu varlığı talep ettiğimizde, pozitif duygular ortaya çıkar.
Zihinsel esnekliğe sahip olursak mutlu oluruz. Yani olumsuzluklara önlem alır ve
kucaklayıcı olursak mutlu oluruz. Karşındaki insanı düzeltmek değil, onunla kucaklaşıp çayırda alt alta, üst üste yuvarlanabilmekle mutlu olunabilir.
*
Birine parayla mutluluk olur mu diye soruluyor. “Parayla mutluluk arasında kuşkulu bir ilişki var. Ve bir yerde, “parayı sevmiyorum ama sinirlerime iyi geliyor” şeklinde bir yazı gördüm” diyor.
Sıradan şeylerle mutlu olmaya çalışalım. Yolda giderken bir taksi durağına sapıp çay içip taksicilerle beraber olmadan mutlu olabilelim. Bunu başarabilmek. Dünyayı değiştirmek yerine kendimizi değiştirmek mutluluk için gerekli.
*
Bir bilge şahsa, insanlar mutsuz, herkes bencil, herkes istiyor, hiç dost yok, neden diye soruluyor. Sana yardım yapılmasını istediğin bir dostu bulamazsın, hiçbir zaman bulunamadı, bu zamanda da bulamazsın. Kendisine yardım edilecek, iyilik yapılacak, dost arıyorsan çok var diyor.
Niye mutlu değiliz yerine kimi mutlu edebiliriz diye düşünmeliyiz. Kişi, kendini sevecek, karşıdakini sevecek, kendisinin sevilmesini isteyecek. Mutluluk karşılıklı denge kurulması sonucu ortaya çıkar. Kendimizi düşünerek mutlu olamayız. Kendimizle mutlu olamayız. Başkaları aracılığı ile mutlu olabiliriz.
*
Mutluluk bir düşünce biçimidir, bir yoldur. Değeri ile başarısını özdeşleştiren çocuklar vardır. Anne babalara, çocuklarınız ne olsun diye sorulduğunda; başarsın mutlu olsun derler. Değerin tek ölçüsü başarı. Başaramadığı zaman çocuk dış sebepler arar. Bahaneler bulur.
Mutlu olmak için, ahlak, vicdan, maneviyat olmalı. Vicdana yatırım yapmak lazım, vicdan eğitimine yatırım yapmalıyız. “İnançlarımız sorgulayamadığımız doğrularımızdır.”
*
Mutlu ailede, takdir, onay ve ödül vardır. Araştırmalar böyle gösteriyor. Mutlu ailede ne olmalıdır diye sorulan bir psikiyatrist şunları söylüyor:
Olumlu ilgi; yapılamayanlara sadece tepki vermemek. Yapılanlar için de iyi şeyler söylemek.
Beden dili; elini tutmak, dokunmak, kucaklamak.
Ortak heyecan; birlikte zaman geçirmek. Birbirlerinin ilgilerine saygı duymak. Örneğin erkek maç seyrederken bayanın, bayan bir dizisini seyrederken de erkeğin, birlikte olmaları gibi.
Ve Sadakat olmalıdır. Mutluluk bir şans değil, bilinçli bir çaba ile elde edilir diyor.
*
Avusturalyalı bir hemşire, hastalığının terminal döneminde hastaların yanında geçirmiş ve hastalarda, pişmanlıktaki 5 şeyi tespit etmiş:
Keşke başkalarının ne dediğine bu kadar çok kulak asmasaydım.
Duygularımı daha çok dile getirebilseydim.
Bu kadar çok çalışmasaydım, aileme çocuklarıma daha çok zaman ayırabilseydim.
Arkadaşlarımdan kopmasaydım.
Daha çok mutlu olsaydım. Sonuçlarına varmış ve bunlarla ilgili bir kitap yazmış.
*
Evrende mükemmellik farklılıktır. İnsanı farklı kılan kusurlarıdır. Biz ne yaparız, kusurların üstüne gideriz. Karşımızdakini olduğu gibi kabul ediyor, onu kendimize benzetmemeye çalışmıyorsak, mutlu oluruz. Mutluluğa epeyce yakınız demektir.
Haklılık ve mutluluk aynı anda olmaz. Bazen haklı olmaktan vazgeçip mutlu olmaya bakmalıyız.
*
Bir psikiyatrist de şöyle diyor; “kabul, tolerans ve esneklik mutluluk getirebilir. Çin atasözü; iki şey hayatınızı karartırmış. Konuşacakken susmak, susacakken konuşmak.” Öyleyse gerektiği şekilde davranırsak mutlu oluruz.
“Mutlulukta iki klişe vardır. Birisi, otantik mutluluk; saf mutluluk, halis mutluluk. Bir kimsenin her ortamda mutlu olmayı başarması. En kötü ortamda iyi şartlar oluşturmak. En iyi şartlarda da aşırı sevinmeyi önlemek.
İkincisi de temkinli iyimserlik. Her şeye iyimser bakmak. Bana bir şey olmaz demek. Daha çok hata yapılır. Bir günde 4 mevsim yaşarlar.” diyor bir başka araştırmacı.
*
Yalnızlık da, insanı mutsuz eder. Bencil olan ve zevkine düşkün insanlar yalnız kalmaya mahkumdur. “Zevkçilik ve bencillik beraber olursa yalnızlık başlıyor. Kalabalıkların içinde yalnızlık başlıyor. Ama insan yalnızlık için kodlanmamış.”
Arkanızdakilere bakarak, şükredip mutlu olmanızı dilerim. Hoş kalın. İ. Kadıoğlu Şubat 2015
“