Kaç yıl önce “Orda Bir Köy Var Uzakta” şarkısından esinlenip “Orda
Bir Üniversite Var Uzakta” başlıklı bir yazı yazmıştım. Şarkıdaki gibi
de devam etmiştim “Gitmesek de, kalmasak da o Üniversite bizim
üniversitemizdi...”
Aradan yıllar geçti; biz yazmaktan usandık ama Üniversite hiç
değişmedi. 20 yıl aynı yapı ve ideolojik anlayışla yararsız, başarısız
bir Üniversite olarak kentten daha da uzaklaştı ve hep “Orada Bir
Üniversite Var Uzakta” olarak kaldı.
Hele son 8 yıldır bu durum daha da kötüleşerek had safhaya ulaştı.
Yıllarca Üniversiteden ne bir haber, ne bir basın bildirisi aldık !
Adeta orada bir Üniversite yoktu...
Ta ki bu geçtiğimiz haftaya kadar.
Birden “Çocuk Üniversitesi” gibi garip birkaç haber geldi üst üste
ve yine geçtiğimiz hafta Üniversite organizasyonunda bir “Ulaşım
Çalıştayı” yapıldı.
İlginçtir ki tüm bu faaliyetler birden ve nedense Rektörlük seçimlerine
bir ay kala başlıyordu.
Bu durumda yine bir şarkı aklıma geldi: “Sen de sevdim demeye biraz
geç kalmadın mı?”
Oysa biz Üniversitemizi hep sevmiştik; ama Üniversitemiz bizi
sevmekte biraz geç kalmıştı. Yani 20 yıl kadar...
Ne kadar mutlu olmuştuk 20 yıl önce Üniversite açıldığı zaman.
Kurucu Rektör saygıdeğer bilim insanı Sn. Vural Ülkü benim de
Ankara Üniversitesi’nden hocamdı. Ben de kuruluşunda Üniversitenin
yanında oldum ve katkı vermeye çalıştım. Maalesef o günlerde
görevde olan iki rektör yardımcısı ve oradaki kadrolaşmayı sağlayan
Mersin’in Bakanı ve o günkü CHP İl Başkanı şimdiki kötü gidişin ilk
temellerini attılar.
Daha sonra arka arkaya gelen iki rektör Üniversiteyi adeta askeri bir
bölge haline getirdi.
Eski Cumhurbaşkanımızın ikinci dönem rektör ataması ile Mersin’e
armağanını hiç unutmayacağız.
Rektörlük seçimine bir ay kala yapılan Ulaştırma Çalıştayı bile bir
Üniversitenin kente ne kadar büyük katkılar sağlayabileceğini, kentte
neleri değiştirebileceğini gösteriyor.
Şimdi yeni bir başlangıç için bir fırsat var önümüzde. Bugünkü
rektör tekrar aday olamıyor; ama onun düşüncesini taşıyan, onun
desteklediği yani “ vesayeti altında” bir aday olursa o zaman yine bir
şey değişmeyecek, Mersin bir 4 yıl daha kaybedecek, üniversite yine
Türkiye’nin başarısız Üniversiteleri arasında olacaktır.
Üniversite içinde doğrudan rektörlük seçimlerine dönük hesaplarla
kadro vaatleri kulağımıza geliyor; yeni hastaneye taşınması sürecinde
yaşanan skandal ölçüsündeki eksikler, yanlışlar yüzünden hastalar
perişan, doktorlar mutsuz... Dahası, ek sosyal tesislere ilişkin
yalanlanmayan pis kokular...
Bunca başarısız bir yönetimin mirasçısı değil, kökten bir değişimle
hem Üniversite içi sıkıntılara adil ve demokrat çözümler üretecek hem
de kentle üniversite arasında yıllardır yaşanan kopukluğu giderecek
bir rektör bekliyoruz.
Başka bir şarkıdaki “Beklemeye razıyım ümidim olsun yeter” sözleri
gibi bir ay daha bekleyebiliriz herhalde; 20 yıl bekledikten sonra...
HARUN ARSLAN