İçel Sanat Kulübü seçimleri yapıldı. 
Aynı Başkanla devam kararı alındı.
Yeni yönetim ve yeni Danışma Meclisi seçildi.
Bir önceki kısır dönemden sonraki yönetim verimli ve onarıcı bir 
çalışmayla başarılı bir yıl geçirmişti. Şimdi de hızını kesmeden, 
çalışmalarını ilerleterek sürdürecek olması İSK adına son derece 
olumludur. 
Seçimden hemen sonra, sosyal medyada da yayınlanan, üç farklı 
yerden “AKOB - İSK Kardeşliği” başlıklı aynı maili aldım.
AKOB üyelerinden kimlerin İSK yeni yönetiminde ve Danışma 
Meclisi’nde olduğunun listesi vardı; bir hayli de kalabalıklardı.
Bu kişiler de “AKOB Ailesi Bireyleri” olarak adlandırılıyordu.
İSK bu güne kadar her görüş, düşünce, meslek ve iş çevresinden 
üyeleri olmuş bir dernektir.
Hiç bir grup, hiç bir topluluk, dernek ya da siyasi görüş, mezhep, 
din, ırk, meslek, vs. kulübe hakim olmamış; böyle bir görüntüye izin 
verilmemiştir.
Kulüp dışında herhangi bir oluşumun ya da başka bir derneğin kulübe 
hakim olması, İçel Sanat Kulübü’nün asli çalışmaları aksatacak, üyeleri 
bir araya getiren sanatsal duyarlık tahrip olacaktır. 
Bu bağlamda, AKOB üyesi arkadaşların Kulüp yönetiminde olmaları 
elbette iyidir; ancak bunun özellikle vurgulanması anlamsızdır. Her 
dönemde kulüp yönetimine başka derneklere üye arkadaşlar da 
girmiştir; girebilir. Her dernek kendi kimliğiyle iş yapar, hangi düzeyde 
çalışırsa çalışsın, yalnızca ilgili derneğin kimliğini temsil eder. İçel 
Sanat Kulübü çatısı altında bir başka derneğin kimliğine özel bir 
vurgu yapılması, gereksiz olduğu kadar, diğer üyeler için de gizli bir 
“ötekileştirme “ tehdidi içerir. Elbette doğrudan böyle bir niyetten söz 
edilmeyebilir; ama örneğin” İSK-AKOB Kardeşliği” vurgusu, kastı aşan 
bir rahatsızlığa neden olabilir, doğru değildir.
AKOB, bu güne kadar yaptığı ciddi çalışmalarla ve çıkardıkları çok 
mükemmel ve düzenli dergi ile benim ve yakın arkadaşlarımın 
saygıyla ve takdirle izlediğimiz nadir derneklerden biridir. Kent 
kültürüne ve kimliğine çok özel katkılar yapmaktadır.
Ama her dernek kendi içinde, kendi özellikleri ile anlamlıdır ve öyle 
korunmalıdır; başka bir derneğe de ancak katkı verebilir; birlikte 
çalışmalar yaparak Mersinlilere hizmeti zenginleştirebilir. 
Öte yandan, son İSK seçiminde, bu kaygılarımı besleyen bir başka 
benzer durumu yaşadığımızı inkar etmemeliyiz. İçel Sanat Kulübünü 
çok farklı amaçlar için kurulmuş bir başka derneğin etki alanına 
doğru sürüklemek isteyenler olmuştur; ama sevindirici olan, değerli 
Genel Kurul buna izin vermemiş ve Kulübün kültür-sanat çizgisinde 
yürümesini işaret etmiştir. 
Dolayısıyla, zaten Kulüp bünyesinde yararlı çalışmalarına hep tanık 
olduğumuz bu arkadaşlarla birlikte, gerçekleri görür ve kabul edersek, 
yararlı öz eleştiriyle de hataları onarırsak geleceğe daha sağlam 
adımlarla ve hatasız olarak, başarı ile gidebiliriz.
Yine seçim sürecinde karşı yönetimin listesinde son derece içten 
duygularla Kulübe katkı vermek isteyen, değerli fikirler üreten üyeler 
de olduğu göz ardı edilmemelidir; yeni yönetim bu arkadaşlardan da 
sonuna kadar yararlanmalı, fikirlerini dikkatle dinlemelidir. 
Son bir yıldır İSK, özellikle her kesimden öğrencilerle, sık sık sokak 
etkinlikleri yapmaktadır; bu çok değerli bir hizmettir. 
Bu arada hep yapılan eleştirileri dikkate alalım. Örneğin, Yerel 
seçimlerden önce bir Büyükşehir adayı Kulübe, halka inemeyen, 
seçkinci tavrı olduğu yolunda eleştiride bulunmuştu. Bu sorun 
konuşulmalıdır; haklılık payı varsa gereği yapılmalı, değilse bu yanlış 
imajın kendisi tartışılarak düzeltilme yoluna gidilmelidir. 
 Özetle: Kulüp Mersin’in her kesimi ile ilgili olmalı, hitap ettiği 
yelpazeyi genişletmelidir. Tüm oluşumlara da eşit mesafede durmalı 
ve asli hizmet çizgilerinden sapmamalıdır. 
Kulübe “AKOB” cu gibi bir sıfat yüklerseniz, bu zamanla 
“MESİAD “cı, “MÜSİAD” cı, “Çağdaş”cı, “Türk Sanat Mûsiki”ci, “Türk 
Halk Mûsiki”ci, “Tema”cı, “Greenpeace” ci ve giderek “falan ya da 
filan parti”ciye kadar gider.
Tüm bunlar istenmeden de olsa ayrımcılığı çağrıştırıcı hareketlerdir.
Yani AKOB yerinde güzeldir, İSK ise farklıdır; her dernek kendi içinde 
değerlendirilmelidir.
Uluslararası Müzik Festivali Yönetimi en büyük hatayı, bazı oda 
ve dernekleri kendi etrafında bir imaj oluşturmak için toplayarak 
yapmış, adeta bunun dışındakileri karşı grup olarak işaretlemiştir; 
bu ise gelecek yıl için festivalin geleceğini şimdiden olumsuz 
etkilemiştir. 
Kulübümüz elindeki yüzlerce etkinliğin yapıldığı, yıllarca bakımını 
yaptığı ve hepimizin anıları ile dolu binalarını kaybetmiştir.
Kulübümüz bu binaları geri almak için uğraşmalıdır.
13 yıldır devam eden Uluslararası Müzik Festivali de sürmelidir.
Fakat ötekileştirme, gruplaşma, karşı çıkma, eleştirileri kabul 
etmeme, başka görüşlere saygı göstermeme, kimseyi dinlememe, 
kibirli imajlar inşa etme gibi sevimsiz tavırlar, amaçlanan güzel 
çalışmayı da geriletir ve şehrin sempatisini tahrip eder. 
Hepimizin ortak isteği ve hedefi, bütün dernekler gibi, İçel Sanat 
Kulübü’nün de daha başarılı ve etkili olmasıdır. Kimden ve nereden 
gelirse gelsin, her eleştiri ve öneri öncelikle bu iyi niyet çerçevesinde 
değerlendirilmelidir.
HARUN ARSLAN
Biz de bu özenle düşüncelerimizi paylaşmaya çalışıyoruz.
HARUN ARSLAN