Ülke tam bağımsız ve büyük Türkiye olma yolunda milli ve yerli duruşunu her geçen gün daha da sağlamlaştırıyor. Bu olumlu ve iyi bir durumdur. Bu, sağlam irade ve kararlı duruşla oldu. Bu başarı karşısında sürekli muhaliflik gösterenler var. Buna aldırış edilmemeli. Başkalarının ne dediği değil senin ne yaptığın/yapabileceğin önemli.. Tabi ki olumlu eleştiriler doğruyu bulmada yol gösterir.. Dinle ama durma devam et.
“Sakarya Gaz Sahası”ndan gelen müjdeli haber umut havası oldu. Bu hava, bize rahat nefes aldırdı. Bize nefes aldırdı ama bu temiz umut havasının dokundurdukları olduğuna değişik şekilde şahit oluyoruz. Bunu nereden anlıyoruz; söylediklerinden, yazdıklarından ve yüzlerini görebiliyorsak yüzlerinden..
Bu umudun karşısında sevincimizi aşağıya çekmeye çalışma/aşağılama neden? Dünyada en büyük hava alanı yapılmış.. Asya’yı Avrupa’ya denizin üstünden altından bağlamış.. Devasa tünellerle trafik rahatlatılmış.. İHA, SİHA’lar üretilmiş.. Yerli otomobil üretim çalışmalarına başlanmış.. Akdeniz’de haklarımız kontrol altına alınmış.. Libya’da olumlu diplomasi hamleleri ve Karadeniz’de gaz rezervi bulunmuş.. En son bu gaz deposu, en büyük temiz umut havası.. Gazın deposunu bulduk.. “Yüzü astarından pahalı..” “Bırakın bu işleri beceremezsiniz..” sözleriyle neyi kastediyorlar/neye işaret ediyorlar? İllaki muhalif olmanın anlamı ne? Özellikle milli meselelerde niçin bu tavır gösteriliyor. Anlamak zor..
“Maliyeti satın almaktan daha pahalıya mal olur” tavrı neden? Bu, dünya büyüklerinin sürekli bize biçtikleri rollere karşı itizarımıza, kendi kendimize yetebilme tavrımızı göstermemize mi? Neden..?
Benzer olayı Nuri Demirağ fabrikalarında da görüyoruz. Nuri Demirağ’ın fabrikasındaki yapılan ve hiçbir bozukluk göstermeden başarılı uçuşlarına devam eden uçakları, Türkiye’de olduğu kadar yurt dışında da büyük yankılar uyandırır. Bu arada bu durumdan rahatsız olan Amerika 1941-1942 yılları arasında; Türkiye’nin uçak üretimini engellemek için 95 milyon dolarlık savaş malzemesi verir. O dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı olan Org. Zeki Doğan, Nuri Demirağ’a,
“Amerika yardımında bedava uçak almak dururken uçak fabrikanıza sipariş verirsem yarın bu millet beni asar” der. Pekiyi bu durum dış güçlerin içimizdeki maşasını kullanması değil mi? Gaz bulundu; “işletemezsiniz..” Aynı nakarat.. “Sevinemezsiniz..” Bu tavır ve söylemlere Türkiye’nin rakipleri safında olmak denir. Neymiş efendim; gaz “çapaklı” imiş. Bir partinin genel sekreteri de bakın ne diyor: “Doğalgazın bulunmasının faydası yok.” Ayıp.. Ama gerçekte hem yerli hem de bazı yabancı uzmanlar bulunan gazın kalitesinin çok iyi olduğunu söylüyorlar. Bir televizyondaki bir konuşmada, bu konuda dünyaca yetkili bir zatın şu açıklamada bulunduğunu dinledim. Bulunan gazların; küçük, orta, büyük ve devasa şeklinde olabileceğini söylüyor. Karadeniz’deki bulunan gazın en mükemmel olduğunu/en üst konumda verimli olabileceğini ifade ediyor. Rabbim utandırmasın.
Dışardaki bir adam bunu söylüyor. İçeridekiler ise, bakın neler diyorlar: “Millet aç aç” edebiyatı yanında, “Doğalgaz yenmez içilmez, ne işimize yarayacak.” “Keşke direk benzin bulsalardı..” “Demokrasiye ne faydası var..” zırlamaları ile, “Bulsanız da çıkaramazsınız ki..” Allah aşkına nedir bu sözlerin karşılığı?
Yıllarca Batı şirketleri, BP’ler, Shell’ler, Mobil’ler vb. Türkiye’de “petrol ve doğalgaz ararmış gibi” yaptılar. Mış gibi yaptılar.. Belki de buldukları halde bulamadık deyip kuyuları kapattılar. Çaresi yok bu iş bizim kendi işimiz deyip soyununca kendimiz bulduk. Kendi işini kendin yaparsan boynun kalın olur derler ya.. Dış güçler kuduruyor. Bu güçlerin karşısında Fatih araştırma gemisinin yanında olmalıyız. Bu, Türkiye’nin yanında olmaktır. Biden’in yanında olmamaktır.
15 Temmuz destanından sonra, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Ayasofya gibi devrim diyebileceğimiz olaylarla yaşıyoruz. Şimdi de Karadeniz doğalgaz sevincini yaşıyoruz/yaşamalıyız. Birlik, beraberlik içinde paylaşımda bulunmalıyız.
Bu başarının mimarı elbette sayın Erdoğan. Ancak Erdoğan’ın verdiği görevi hakkıyla yerine getiren berat Albayrak bu mutfağın ustasıdır. Berat Albayrak 2015-2018 yılları arasında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı yaptığında bugünkü müjdeli haberi verdiren enerji filomuzun kurucusudur.
Fatih, Kanuni ve Yavuz isimli 3 sondaj gemisi filonun asil üyeleridir. Oruç Reis ve Barbaros Hayrettin isimli 2 sismik araştırma gemisi bu filonun yardımcı üyeleridir. Fatih dünyada en büyük ilk 5 gemiden biridir. Devam Fatih.. Devam Kanuni.. Devam Yavuz.. Dua..
Hoş kalın. Eylül 2020, Anamur. İsmet kadıoğlu.