Sn. Valimiz ile ilgili görev yaptığı süre içerisinde yazılacak, söylenecek
çok söz vardır.
Benim için bunların arasında unutulmaması gereken iki çok önemli
konu vardır ve “Devlet Adamı” kavramına bu iki konudaki başarı
örnektir.
Birincisi Sn. Valimizin Gezi Olaylarındaki demokrasiyi gözeten dikkatli
tutumu ve konuyu idare yöntemidir; diğeri de Suriyelilerle ilgili
Mersin’deki yatıştırıcı tavrı ve düzeni sağlamasıdır.
Bilindiği gibi Mersin özellikle son 10 yıldır Türkiye’nin en muhalif
illerindendir. Hükümete karşı en büyük protestolar, eleştiriler, karşı
çıkışlar hep Mersin’den alkış almıştır..
Gezi olaylarında da yürüyüşler, protestolar olmuş, sahilde parkın
içerisinde çadır kurma eylemi yapılmıştır.
Sosyal medyada da en fazla kışkırtıcı mesajlar Mersin’den yayılmıştır.
O kadar ileri gitmiştir ki bu karşı çıkışlar, Mersin’de bir platform
başkanının ve bir fahri konsolosun dahi içerisinde olduğu ve geniş
bir kitle tarafından da desteklenen “olayların sürmesi halinde belli
bir süre sonra Avrupa Konseyinin Türkiye’de yönetime el koyacağı”
söylentisi yayılabilmiştir.
Öte yandan, olaylar Akdeniz Oyunlarının yapıldığı ve Başbakan’ın
Mersin’e geldiği döneme rastlamıştır. Bu, kötü niyetli her türlü
muhalefet için bulunmaz bir fırsat demekti ve o günlerde önü
alınamaz kitlesel kalkışmalara yol açılabilirdi.
Ancak, Vali’mizin doğru yönetimi ve öngörüsü ile hiçbir önemli olay
olmadan bu büyük tehlike Mersin’de atlatılmıştır. Hem de tümüyle
akla, bilgiye ve deneyime dayalı yönetim başarısıyla...
“ Suriyeliler Sorunu “ ise bir başka toplumsal patlama tehlikesi
içeriyordu. Üstelik bu topraklarda fazla yaşanmamış bir sosyolojik
travmayla karşılaşıyorduk.
Suriyeli sığınmacılar Mersin’e gelir gelmez yine sosyal medyada kin ve
nefret söylemleri içeren bir karşı propaganda başlatılmıştı.
Daha sonra bazı Oda Başkanlarının Suriyeli işyerleri ve Suriyeli
çalışanlarla ilgili gerginlik yaratan demeçleri geldi.
Suriyelilere karşı tüm karşı söylemlere rağmen, Mersin’de komşu
illerin aksine en ufak bir olay meydana gelmedi.
Bu konuda sessiz ama büyük bir dikkatle yürütülen çalışmalar etkili
olmuştu.
Sn. Vali tüm taraflarla diyalog içerisinde görüşmeler yapmış ve
gereken tedbirlerin alınmasını sağlamıştı. Böylece bu çok dramatik
sonuçlar yaratacak sorun, çevre illerin aksine, başarıyla çözülmüştü.
Halen de bu kentte yaşayan Suriyeli konuklarımız, bu sıkıntılı
dönemlerini huzur ve barış içinde geçirme imkanı buluyorlarsa
ve Mersinli hemşerilerimiz de onlara geleneksel hoşgörüleriyle
kucak açıyorsa bunda Sn. Vali’mizin büyük emeği, katkısı olmuştur.
Konuyla ilgili taraflar arasında, kişisel ve kurumsal ilişkilerin başarıyla
yürütülmesi konusunda çok yoğun mesai harcadığını da biliyoruz.
Tabii bir de her iki olayda, tam tersine olumsuzlukların yaşanmış
olduğunu varsayalım; o zaman hatırımızda yalnızca üzüntülü hatıralar
yanında, dönem yöneticilerinin ve en başta da en büyük mülki amir
olarak Vali’nin başarısızlığı kalırdı.
Her zaman barış ve hoşgörü kenti olarak bilinen Mersin’de, Sn.
Vali’miz tüm hizmet dönemi boyunca kentin bu imajını hep korudu ve
geliştirdi.
Bir kent ne kadar gelişse de, insanların ekonomisi ne kadar iyi olsa
da bunların hepsinden de önemlisi ve kıymetlisi o kentin barışı ve
huzurudur.
Bu da Sn. Valimizin döneminde en iyi şekilde sağlanmış ve
korunmuştur. Bütün diğer çok değerli hizmetleri yanında, bir başına
bu iki konu bile kendilerini hep sevgiyle, saygıyla başarılı bir devlet
adamı olarak hatırlamamızı sağlayacaktır.
HARUN ARSLAN