Yerel seçimlerden sonra 19 Nisan 2014 günü “Belediye Başkanlarını
Ziyaret Etmeyelim” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Bu yazıyı “Valimizi Ziyaret Etmeyelim” başlığı ile değiştirsem, gerisini
aynen tekrarlamakta bir sakınca yok; çünkü sorun devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde bir Oda Başkanı, Büyükşehir Belediye Başkanı’na
üç aydır randevu alamadığı için sitem ediyordu. Başkan “Ne için?”
diye sorunca, “Tebrik etmek için”diyor. Hadi işte, o anda tebrik
etsene! Ama illa protokol istiyor, zaman ayrılmasını istiyor, özel ilgi
istiyor. Konuyu birlikte düşünelim: Her seçim sonrası olduğu gibi,
birkaç günlük zorunlu ve heyecan yatıştırıcı kutlamaları anlamam
mümkün; ama ya sonrası o tükenmek bilmeyen kutlama heyetleri?
Aylarca, bitmeyen ziyaretlerle Belediyenin iş yapmasını engellediler,
yani kentlilerin hizmet alma hakkını gasp ettiler, Başkanın çalışma
saatlerine el koydular.
Mersin’de 1800 dernek var; ayrıca çok sayıda Platform, Konsey,
Hareket, İstişare Kurulu, Şura adı altında yararsız, gereksiz bir sürü
oluşum söz konusu.
Sanki Mersin’e özgü bir hastalık bu; birçok kişi bir yerlerde bir yerin
başkanıdır. Başkanlık sıfatları ile Kent yöneticilerine amaçsız ve
faydasız ziyaretlerde bulunurlar, basında yer bulmaktan keyif alırlar;
gerektiğinde yönetimle olabilecek bir işlerini halletmekten başka
gayeleri yoktur.
Son Bayram Resepsiyonunda da en az 20 oluşum Başkanı ya da
yöneticisi Valimizle tanıştı ve tebrik etti. Ziyaret kuyruğuna giren
onlarca oluşum da muhakkak bir etkinlikte Valimizle karşılaşıp tebrik
edebilirler.
Ne olur, artık bu kente daha fazla zaman kaybettirmeyin.
Bu oryantalist anlayışımızı terk etmenin zamanı daha gelmedi mi?
Bırakın yeni yöneticilerimiz çalışsınlar, bir an önce kentimizi
tanıyıp sorunlarını çözmeye başlasınlar. Hizmet gereği bir yerlerde