Ülkemizde artık vesayet/darbecilik kalkmıştır. Doğru, geçmişte bir meslek sanılıyordu. Artık öyle bir meslek yok. Darbenin yapılamayacağını 15 Temmuz Destanı ile halk bunu gösterdi. Darbeciliğin bir meslek olduğunu sanan ordudaki bazı kendini bilmezler kendilerine bir iktidar üretmek isteyen zihniyet vardı. Bu zihniyeti dış güçler destekleyerek zaman zaman darbe yaptılar, yapmaya çalıştıkları oldu. En son yapmaya çalıştıkları 15 Temmuz’du. Onunla artık böyle bir mesleğin olmadığını ve darbelerle iktidar üretilemeyeceğini malum zihniyet artık öğrendi sanıyorum.
Sözlükte, yaşlı, geçgin ve ihtiyar kelimeleri eş anlamlı kelime olarak geçiyor. İşte geçtiğimiz günlerde yaşlı, geçgin ve ihtiyar diyeceğimiz asker eskileri sözde “Montrö anlaşmasını savunma görünümünde” kurumları tehdit etmeye kalkmaları, geçmişteki yapılan darbelerdeki gece yarısı yayınlanan bildirileri çağrıştıran amaçlı bildiri yayınlamaları acaba ne anlama gelir. Montrö, Türk devletinin imza koyduğu bir anlaşma, devletin hukukundadır. Onu korumak size mi düştü, hadsizler.?
Bahsi geçen bildiride adı geçen yaşlılar, size buradan ekmek çıkmaz. Türkiye’de bu bildirilerle uğraşılamayacağını bilmeyenler ve Türkiye’nin hangi aşamaya geldiğini bilemeyen hadsizlerdir: Bu geçginler.. Ülkemizin halkı kaderine razı olmaktan çıkmıştır artık. Hadsizlere direnmesini, yurdunu savunmasını, gerekirse bu uğurda ölmesini biliyor artık.. Artık devletine/demokrasiye sahip çıkan bir Türk milleti vardır.
Bildiri içeriğinde sadece Montrö yok. 2013’teki gezgincilerin Gezi Parkı ağaçlarını savunduğu öne sürülen eylemlerdeki “Kanal İstanbul, 3. Köprü, İstanbul Limanı yapılması, AKM yıkılmasın” taleplerindeki gibi Kanal İstanbul yapılmasın arzusu yatıyor. Bildiride bu da gündemde. Ne oldu AKM yıkıldı ve yapılıyor yakında açılacak. İstanbul Limanı 2 yıldır harıl harıl, dünyanın en iyi ve büyük limanı unvanıyla çalışıyor. İnşallah Kanal İstanbul da yapılır. Bu konunun uzmanı değilim ama en büyük ve çok farklı bir yapıyı uzmanlar inceledi. Yıllarca çalıştı ve yapılmasına karar verildi. Beklemek ve görmek durumundayız. Güvenmek zorundayız.
Bu bildiri alt yapı oluşturmadır. Akılları sıra darbe yapacaklara sinyal veriyorlar. 28 Şubat’ta bunu birtakım rektörler ve medya organları üslenmişti. Bugün de yaşlılar üstlendiğini görüyoruz. Ama size buradan ekmek çıkmaz.. Ve ilginç olanı da Atatürk adını ısrarla kullanmaları.. Hep ona sığınıyorlar/sığındılar..
Daha önceden 2003 yılında “Genç subaylar rahatsız” manşetleriyle gazetelere manşet atmışlardı. Genç subaylar yaşlanmış ve emekli olmuşlar asker de değiller. Demek ki yaşlandıkları şu ana kadar rahatsızlıkları devam etmiş. Bastırılmışmış.. Bence önemli olan sizin yaşlılıkta da rahatsız olmanız değil. Türkiye’nin dosdoğru düz bir çizgi üzerinde ileriye doğru yol alması önemli olan. Ben buna bakarım..
Böyle boş şeylerle gündem oluşturmak kimsenin işine gelmez. Bu tür vesayetçiler Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşmasını sağlayamazlar. Oturup çiçek sulasınlar.. Torunlara baksınlar. Bu geçginlikte ancak toruna bakılır..
Bunlara, Montrö ve Kanal İstanbul’la başlayıp ilke ve devrimlerle siyasete/devlete ayar vermeye çalışan cunta geçginleri denir.
Kardeşim Türkiye’nin değiştiğini görmüyor musunuz..? Türkiye değişti, dünya değişti.. Siz hala değişmemişsiniz. Bunlar 28 Şubatçıların emekli versiyonu..
Türkiye Ortadoğu’da, Doğu Akdeniz’de, Libya’da Karabağ’da küresel güçlerle mücadele ediyor, yaşlı cuntacılar siyasete ayar vermeye kalkıyorlar…
Kısaca 15 Temmuz’la beraber halk bu ülkedeki şimdiye kadarki muhtıra ve arkasından gelen darbeleri tarihe gömdü. Avucunuzu yalarsınız.. Artık bu yolla kimse iktidar olamayacak..
FETÖ karşısında susan, PKK devletinden bahsedecek kadar alçalan, Doğu Akdeniz probleminde arazi olan emekli yaşlıların kimseye ders vermeye hakkı olamaz..
Bu ve benzeri olaylar karşısında birlik beraberlik zamanıdır. Altına imza atma zamanı değil.. Rabbim devletimize zeval vermesin. Dua..
Sağlıklı olun. Nisan 2021. Anamur. İsmet Kadıoğlu.