“Yeni” sözcüğü kulağa ne kadar güzel, pozitif ve ümit verici geliyor.
Özellikle “Ümit” şu sıralar Mersin için çok önemli.
Maalesef Mersin özellikle son 15 yılda, sahip olduğu sayısız imkanlara
ve zenginliklere rağmen hiçbir gelişme gösteremeyerek, her yönden
geriledi; önemli bir başarı öyküsü yazılamadı.
Herhalde denizi, ormanları, verimli tarım alanları, limanı, serbest
bölgesi, tarihi ve doğal zenginlikleri, uygun iklim koşulları olan böyle
bir bölgenin bu durumda olmasını anlamak güç.
Mersin son 15 yılını; 15 yıl, 8 yıl, 5 yıl, 4 yıl gibi uzun süreler aynı
görevde kalan yöneticilerle, Oda ve STK Başkanları ile ve konsey,
platform, şura, hareket, birlik gibi çeşitli adlar altındaki oluşumların
değişmeyen başkan ve yöneticileri ile geçirdi.
Bileşik Kaplar Yasası uyarınca, çalışmayan ve kente katkı vermeyen
oluşumlar diğerlerini de etkiliyor ve ortada toplumsal fayda
sağlamayan, anlamını yitirmiş kuruluşlar ve oradaki yerlerini
korumaya çalışan, “ihtisas” değil ama “ihtiras” sahibi yöneticiler
kalıyor.
Yıllardır yalnızca kendi yerlerini muhafaza etmeye çalışan, “Kenti
Geliştirmeyenler” grubundan söz ediyorum.
Yine yıllardır kenti bir masaya benzetirim; buna göre: Masanın dört
ayağının Valilik, Büyükşehir Belediyesi, Üniversite ve Ticaret Sanayi
Odası olduğunu söyler ve kentin şimdiye kadar yalnızca çalışan Valilik
ayağının çalıştığını, yani kentin tek ayakla yaşamını sürdürmeye
çalıştığını iddia ederim.
Bunun gerisindeki temel neden kanımca şudur: Aynı görevde uzun
zaman kalan kişilerin genellikle başlangıçtaki heyecanlarını
kaybediyorlar ve görevde kalabilme uğruna verimsiz bir israf
dönemine sürükleniyorlar. İlişkileri kirleniyor, enerjileri ve vizyonları
kalmıyor. Başında bulundukları kurumun olanaklarını da kullanarak,
gerileme ve çöküş sürecini uzatıyorlar.
Ama; işte hayat kendi enerjisiyle devam ediyor: Zaman yitirilse de,
toplumlar ve kurumlar uzun vadede daha iyiye doğru değişmenin
imkânlarını buluyorlar. Sosyal ve ekonomik dinamikler, vizyon dışı
kişileri ve kurumları süpürüyor; hayatı ve zamanın ruhunu doğru
okuyabilenlerle yoluna devam ediyor.
Mersin’imize de bu sevinçle ve umutla bakıyorum:
Yıllardır değişmeyen yöneticilerden sonra 2014 yılı bu kente “Yeni”
yöneticiler armağan etti; bu yeni bir gelecek vaadidir, yeni bir umut
ve enerji dönemi demektir.
2014 yılını bu açıdan hatırlamaya çalışalım:
Başta Büyükşehir Belediye Başkanı “yeni”lendi...
Sn.Burhanettin Kocamaz Belediyecilikteki tüm deneyimi ile son
derece gayretli bir çalışma dönemi başlattı, sürdürüyor.
“Yeni” Valimiz Özdemir Çakacak göreve başladı. Daha ilk 24
saatinde kenti sivil dolaşarak doğrudan tanımak istedi. İlk
akşamını bir sanat etkinliğinde geçirerek bu kentin sosyal
dokusuna uygun bir incelik gösterdi. Görev gelmesini izleyen çok
sıkışık günlerde hem birçok ziyaretçiyi kabul etti hem de ilçeleri
dolaşarak bir çok etkinliğe katkı verdi.
Bu enerjik ve kapsayıcı çalışma döneminin Mersin için çok
yararlı bir geleceği öngördüğü açıktır.
Mersin Üniversite’mizin “Yeni” rektörü olarak Prof. Dr. Ahmet
Çamsarı seçildi.Kendileri görevde çok “Yeni” olmalarına rağmen
fikirlerini, neler yapabileceğini ve Üniversite- Kent ilişkisi
konusundaki görüşlerini biliyoruz ve başarısından eminiz. Sn.
Çamsarı’nın görev döneminin Üniversitemiz ve Mersin için çok
parlak, çok başarılı çalışmalarla dolu olacağından hiç şüphemiz
yoktur. Öğrencisinden öğretim elemanlarına bütün Mersin
Üniversitesi ve elbette bütün Mersin dinamikleri, bu vizyoner
çabaya olanca iyi niyetle destek olmalıdır; sonuç herkesin,
hepimizin ve bu kentin, bu ülkenin yararına olacaktır.
Bunların dışında, iktidar ve muhalefet partilerinin İl Başkanları
da “Yeni”lendi... Kent için çok değerli bu iki partimizdeki
değişimin hizmetlere de yansıyacağı kuşkusuzdur.
İktidar Partisinin “Yeni” İl Başkanı İsmail Taşpınar genç, dinamik
ve çalışkan bir kişidir. “Yeni” olması ve şu ana kadar daha çok
parti içi çalışmalara yoğunlaşması nedeniyle toplumsal/politik
konulara yeterince zaman ayıramadı. Ancak, bu sürecin sonunda
kent için sosyal, ekonomik ve politik çalışmalarla dikkat çekecek
bir vizyona sahiptir. Hem partisinin geleceği, hem de kendi
politik kariyeri açısından elde edeceği başarılar, elbette Mersin
için de büyük fayda sağlayacaktır.
Muhalefet partisi “Yeni” İl Başkanı Abdullah Özyiğit Mersin’de
sevilen ve başarılı bir kişidir. Partisinin geçmiş 15 yıllık Belediye
yönetimindeki olumsuz mirasını unutturacak bir çizgi
tutturacağına, tarafsız ve hakşinas bir duruşla kent yararına bir
muhalefet yapacağına inanıyorum. Kongre takvimini de
başarıyla tamamlayarak, sırf muhalefet olsun diye yapılan bir
direnişle bu kente zaman kaybettirmeyecek bir siyasal kültürün
yerleşmesine çalışacaktır.
2014 yılı içinde kentimizde yeni görev alan bu beş değerli yönetici, “
Bileşik Kaplar Yasası” uyarınca kentin gelişmesine engel olan yapıları
mutlaka aşacaktır. Birbirleriyle uyumlu bir enerji ortamında diğer
kentsel dinamikler de kendilerine çeki düzen vereceklerdir.
Bu arada MİYSAD (Mersin İşadamları Yöneticileri Sanatçıları ve
Akademisyenleri Derneği) organizasyonunda İstanbul Feshane’de ilk
kez Mersin Tanıtım Günleri düzenleniyor. Bu da bir yenilik ve bir ilk.
MİYSAD kurucu üyelerinden Sebahattin Kahraman “yeni” Çukurova
Radyosu Müdürü olarak kısa zaman önce Mersin’de göreve başladı.
Şimdiden kurumunda yaptığı yeniliklerle ve kentle yakın ilgili bir
yönetim anlayışıyla başarılı olacağını gösterdi. Bu güne kadar yurt
dışında Mersin’i tanıtma çabalarının başarısızlığı ve gereksizliği
görüldü. Aslında önce Mersin’i yurt içinde tanıtmamız gerektiği
gerçeğinde Sabahattin Kahraman’ın Mersin’e önemli katkı vereceğine
inanıyorum.
Bundan önceki dönemde Mersin’in değerlendiremediği dev fırsatların
büyüklüğünü anlatabilmek zor ve de üzücüdür.
Akdeniz Oyunları gibi dev bir organizasyon sönük geçti.
Mersin’in yüz yılda elde edemeyeceği dev tesisler atıl vaziyette.
Mersin yeni modern stadyumunu kullanamıyor.
Uluslararası Havaalanı inşaatı sürüncemede.
Kazanlı Turizm Projesinin geleceği meçhul.
Şimdilerde yine birileri çıkacaktır ve bu projelerin
gerçekleşememesinde birilerini suçlayacaktır. Tüm suçlamaların da
bir yerde haklılık payı vardır. Fakat suçlamayı yapanlar da suçludur;
aslında bu kentte yaşayan herkesin bunca başarısızlıkta payı vardır.
Görevini yapmayanlar, kenti düşünmeyip yalnızca kendi geleceklerini
ve mevkilerini düşünenler; ve elbette diğer tarafta bunlara seyirci
kalanlar, eleştirmeyenler, belki menfaat sağlayanlar…
Tüm bunların sebeplerini irdelersek karşımıza birbiri ile bağlantılı iki
anahtar kelime çıkacaktır: “Lobi” ve “Eski” kelimeleri...
Maalesef bu güne kadar Mersin’in bir Lobisi olmamıştır. Çevremizdeki
birçok il gibi Mersin’de yöneticiler, siyasiler, kent dinamikleri, iş
adamları STK’lar birleşerek bir Lobi oluşturamamışlardır.
Bu görevi yaptıklarını iddia eden bazı konsey, platform, şura, hareket,
birlik vs. gibi oluşumlar hem görevlerini yapamamışlar, hem de kentin
önünü tıkamışlar, bu görevi yapabileceklere de fırsat vermemişlerdir.
Bu durumla bağlantılı ikinci olumsuzluk “Eski” sözcüğünde yatar.
Ne yazık ki, bugüne kadar bu kentte 15 yıllık, 10 yıllık, 8 yıllık, 4 yıllık
heyecanını kaybetmiş, denenmiş, başarısızlıkları kanıtlanmış, gelecek
dönemde koltuklarını korumak dışında amacı olmayan eski, eski
düşünceli, eskimiş kent dinamikleri kent üzerinde söz ve karar sahibi
oldular. Kendileri çürürken, bu kentin umudunu da, vizyonunu da,
zamanını da, görev için iyi niyetle çırpınan dinamik kadrolarını da
mahvettiler.
Hayat onları süpürüp atsa da, yitirilen kaynaklar ve zaman geri
gelmeyecektir.
Şimdi zaman, yeniden “Yeni” bir beyaz başlangıç yapma zamanıdır.
Şimdi 2014 yılının Mersin’e bağışladığı yönetsel imkânları
değerlendirme, elindeki fırsatları kullanabilme zamanıdır.
“Yeni “ yöneticilerle bir “Yeni “ dönem başlamıştır. Bunun başarıyla
sürdürülmesi, bu kentte yaşayan herkesin sorumlu davranmasına
bağlıdır. Politika elbette kendi araçlarıyla, kendi ahlaki değerleri
içinden yapılır, yapılacaktır. Ama, sırf karşıdakine bir politik zarar
vermek için, yapılan iyi şeylerin desteklenmemesi, hatta
engellenmesi bu kente yapılabilecek en büyük kötülüktür. Bazı
yönetim kademelerinin ideolojik körlüğü, kendine zarar vermekle
kalmaz, hayatı kirletir. Mersin bu açıdan derin kayıplar yaşamıştır.
Şimdi bir yeni inşa dönemi başlamıştır. Yukarda kısaca özetlediğim
gibi, Mersin’e hizmet için çok önemli görevlere “Yeni” ve vizyon
sahibi, değerli yöneticiler gelmiştir.
Şimdi, geçmişi elbette hiç unutmadan, oradan alınacak dersleri hiç
ihmal etmeden “yeni “ bir dönem için çalışma, üretme ve “Yeni “ bir
Mersin yaratma zamanıdır.
HARUN ARSLAN