Türk Dil Kurumu sözlükte alkış, şöyle tanımlanıyor: İnsanın yaşamı yararına yapılmış olan olumlu bir işi, eylemi ya da yaratıyı onaylamakta ve övmekte uygulanan, iki elin avuçlarını birbirine vurarak çıkarılan sesle ortaya konulan değerlendirme ve anlatım yolu.
Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpmadır alkış. Yani bir şeyin güzel yapıldığını onaylamak için alkış yapılır. Alkış; övme, hayır, dua, iyi dilek şeklinde de anlamlandırılıyor
*
Alkış: konferansçının verdiği güzel bilgiler karşısında, siyasi liderlerin miting alanlarında verdikleri olumlu söz ve vaatleri karşısında, şarkı türkü söyleyen sanatçıların duygu ve sevgi dolu söylemleri karşısında, tiyatro sanatçılarının yaptıkları güzel roller karşısında, yarışlarda kazananın başarısı karşısında, vb. olaylarda kişilerin, coşkularını, sevinçlerini ve beğenilerini belirtmelerinin açıkça gösterimidir. Ve gösterimin bitiminde insanların memnuniyetinin şekli gösterimidir alkış.
*
Kargış; lanet, telin, beddua ilenç demektir. İşte alkışı bir başka şekilde, kargışın karşıtı olarak tanımlayabiliriz. Yani lanet, telin, beddua, ilenç, karşıtı denebilir.
*
İnsanların duygu ve düşüncelerini başkalarına iletme arzusu olarak dile gelen alkışlar şekli olmakla birlikte bir nevi duygusal tepkiler olarak değerlendirilebilir. İyi, güzel, doğru olan her türlü varlık ve değer, övgü sözü olan alkışla taltif edilir. Aynı zamanda, kendinden güçlü olandan yardım istemesi, duasıdır alkış.
*
İnsanların karşılaştığı olumlu olaylar ve durumlar karşısında duygu ve düşüncelerinin dışa yansıması olarak nitelendirilir alkış. Kişinin kendini ifade etme biçimidir. Kendine yapılan iyiliği, yardım ve iltifatı alkışla över kişiler. Bu iletiler, ferdin psikolojik olarak rahatlamasını sağlarken, toplumun maddî-manevî kültürünü, inançlarını ve değer yargılarını yansıtması bakımından da önem taşır.
*
“Alkış sözcüğü Divanü Lugati’t-Türk’te, “dua etme, övme, birinin iyiliklerini sayma” anlamına gelirken, kargış “lanet, ilenme” anlamlarını karşılamaktadır. Abdülkadir İnan, ateş tanrısı veya hami ruh olarak değerlendirdiği al ruhu ile alkış kelimesi arasında bağlantı kurar; “aklamak: takdis etmek” ve “alkış: tebcil, tebrik” kelimelerini bu bağlamda ilişkilendirir. “Aklamak” kelimesinin zıddı “kargamak”tır. Bu kelimelerden birinde “al”, ikincisinde “kar(a)” olmasına da dikkat çeker. Divanü Lugati’t-Türk’teki “büyü, efsun” anlamını taşıyan “arkış” sözü, “alkış” kelimesinin mitolojik kökenine ışık tutmaktadır, diyen Ali Duymaz sözün kaynağında, “hami ruh” olan “al” kökü olduğunu ve “söz”ün bu ruhtan dilek dilemeyle ilgisinin bulunduğunu belirtir. Türk sözlü kültür ürünlerinin pek çoğunda yer bulur alkış ve kargışlar.”
CENAZE ALKIŞLANMASI
Türkiye’de son zamanlarda bazı kesimlerin cenazeyi alkışladıklarını görüyoruz. Sanki ölen kişinin arkasından iyi ki öldün der gibi oluyor. Alkış coşku sevinç ifadesidir. Üzüntülü bir günde coşkuyu ifade den alkışı, anlamak mümkün değil. Burada bir tezatlık var. Onun yerine dua yap ki mefhumun günahları hafiflesin.
*
Alkış sevinçte, eğlencede vardır. Cenazenin alkışlanması sevinçli bir ortammış gibi, anlamakta zorlanıyorum. Bu bizim toplumumuzun örf ve adetlerinde olmayan bir durum. Çok önceleri bu yoktu. Yeni yeni peydah oldu bu davranış. Sanatçı ise sanat hayatında, politikacı ise siyaset hayatında, iş adamı ise iş hayatında zaten bol bol alkışlanmıştır. Cenazelerinde olmasa da olur. Haa garibanlar, ne yaşarken ne de öldükten sonra zaten alkış almaz.
“MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ”
CHP’nin “Milletçe alkışlıyoruz”lu seçim propagandasına da bir bakalım. Alkış meydanlara taşınırsa, iktidara karşı güçlü bir protesto yapılabileceği düşünülmüş. Ve bunu Kılışdaroğlu miting meydanına taşıyor.
*
Acaba Kılıçdaroğlu meydanda konuşurken, alkışlanacak bir söz geldiğinde CHP’liler alkışlasınlar mı, alkışlamasınlar mı? Ya da iktidara yönelik ağır bir eleştiri yapıldığında alkış olursa, protesto mu yoksa yaşa Başkan mı anlamında olacak.
*
Kılıçdaroğlu mitingde konuşuyor; Erdoğan var ya Erdoğan, dediği anda meydandaki herkes alkışlayınca, Tayip Erdoğan’a tepki mi gösterildi, Kılıçdaroğlu’na sevgi mi?
*
Alkışın protesto için ve cenazelerin arkasından kullanıldığı var ama, bunun da marjinal bir uygulama olduğunu düşünüyorum.
*
“Sokak sokak dolaşsın CHP alkışlarla. Sanırım seçim günüdür onun “Kral çıplak” günü. Vatandaş, o çocuk safiyeti ile bakacak CHP’ye ve “Al sana alkışın karşılığı” diyecek. Belki o zaman vatandaş, tam da CHP’nin anladığı anlamda bir alkış koparacak. Alkış, alkış, alkış. 65 yıldan beri alkışlıyor millet CHP’yi.”
*
Bu alkışlı protesto reklamı için, Nihat Genç’in yazdıklarını paylaşmak istiyorum: “Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu” başlıklı yazı özetle şöyle:
“Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu… Bazı yazarları Halk TV’den telefonla kovdurduğu için. Birikimli siyasileri harcayıp, yerine şaibeli parti geçmişi olanları getirdiğiniz için. Partiyi umut olmaktan çıkarıp “karikatür” haline getirdiğiniz için.
*
Reklamcınızı da alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! Cin gibi adam doğrusu! Milyon dolarları cebe atıp seçimi niçin kazanamadık bahanesini daha bugünden trafo kedisine yüklediği için!..
Büyük buluşunuz bu mudur?.. Biz alkışlayacağız, cukkayı reklamcılar götürecek, öyle mi?!
Vallahi helâl olsun.. Sizi alkışlıyoruz!” Diye yazmış.
*
Alkışlamaya devam edilsin. Neyi alkışlıyoruz belli değil. Ama görünen o ki, sadece kendi alkışlıyor. Bana göre, millet çok oralarda değil.
İnşallah 8 Haziran sabahı kazananı “milletçe alkışlıyoruz.” Ve alkışlayacağız. Hoş kalın. Nisan 2015 İsmet Kadıoğlu. Antalya.