On yıl kadar oldu ülke genelinde yaptığım ticareti ve elimdeki 
bayilikleri sonlandıralı…
Artık çeksiz, senetsiz, ödemesiz, evraksız bir yaşantıda günümü kentle 
ilgili sorunlarla ilgilenip, kentle ilgili yazılar yazarken, geçtiğimiz gün 
Adana İcra Dairesinden taahhütlü bir mektup aldım. Hayatımda ilk 
kez bir İcra Dairesinden ödeme yazısı alıyordum. Heyecanla ve tarif 
etmesi zor bir ürpertiyle zarfı açtığımda, icraya konu borcumun 2005 
yılından Akdeniz İhracatçı Birliklerine 125 TL. üyelik aidat bedeli  
olduğunu öğrendim.
Geçmişte yaptığım işlerden çok fazla söz etmekten hoşlanmıyorum; 
ama ihracat seferberliğinin olduğu o yıllarda ben de önemli bir ihracat 
yapmış ve Cumhuriyet döneminin en yüksek ihracat rakamına 
ulaşılmasında pay sahibi olmuştum.
Bir dönem İhracatçı Birliklerine üye olmuştum;  on yıl kadar önce de o 
dönemin Genel Sekreteri nezdinde kaydımı sildirmiş, aynı dönemde 
de ticaret odası ve maliyeden ticari faaliyetime son vermiştim.
Şimdi  o günkü yaptığım ihracatın karşılığını 10 yıl sonra icraya takibi 
cezası ile görüyorum.
Varsayalım ki ödenmemiş bir aidat var. Bunun için yazı gönderirsiniz, 
ödenmez ise kanuni işleme geçersiniz. 
10 yıl hiç bir bildirimde bulunmuyorsunuz, on yıl sonra hukuki 
işlemlere geçiyorsunuz. 125 TL. lik bir meblağ için kurumunuzu, 
avukatlarınızı, icra dairelerini meşgul ediyorsunuz. Genelde bu tür 
ödemeleri, haber verildiği takdirde, bürokratik formalitelerle 
uğraşılmaması için haksız da olsa en azından Devleti meşgul etmeme 
Çok sık “AKİB” de bulunmuş, adresi ve yeri belli, AKİB de çalışanlar 
tarafından da tanınan bir kimse olarak ciddi ve önemli gördüğümüz 
bir kurumun böyle amatörce ve rahatsız edici bir icraatta bulunmasını 
anlayabilmek mümkün değil.
Çok sayıda çalışan personeli ile dev “AKİB” binasının maalesef içi 
Geçtiğimiz yıllarda, yöremizden iki bakan geldiğinde çalışan ve 
bakanlara ev sahipliği yapan, özel toplantı günlerinde terasında 
tantuni partisi gerçekleştiren, kurumsal AKİB başlıklı mail adresine 
(benim öneri ve ikazlarımla ve Bakanlığa bildirmemle) yeni geçebilen, 
genelde Adana Havaalanına kurum elemanlarını taşıma servisi yapan 
bir kurumun bölge ihracatında “başarı ve becerisini”(!) de sorgulamak 
gerekiyor herhalde.
Tabii tüm bunlar ilişkin ayrıntılı bilgilere sahip olsak da, bu durum 30 
yıllık sorunsuz bir ticari hayatımdan sonra bir kuruma yıllardır borçlu 
olduğum, on yıl gecikmeli bildirimsiz bir meblağ için icraya verildiğim 
gerçeğini ve bunun yaşattığı haksız sıkıntıyı ortadan kaldırmayacaktır.
İşleme doğrudan muhatap olduğum için, kişisel bir rahatsızlık gibi 
duran sorun, aslında bir kurumsal yapının işleyiş sorunudur. Bunun da 
ötesinde, çağdaş iletişim, bildirişim olanaklarını kullanması gereken 
bir yapı, kendi üyelerinin kişisel konumlarını incitecek ölçüde kaba, 
çağdışı bir bürokratik zihniyetle çalışabiliyor.
Sıradan, basit bir iletiyle çözebileceğiniz üç kuruşluk  aidat borcunu 
icra yoluyla tahsile kalkışarak insanları ne duruma düşürdüğünüz; 
hele böylesi basit bir işlem için devletin bir kurumunu takip ve tahsille 
meşgul ettiğiniz umurunuzda bile değil !
Aferin; Mersin gibi dinamik bir kentte, ülke ihracatına beklenen 
katkıyı da bu donanımla ve yönetim becerisiyle yaparsınız elbet!
2023 vizyonunun önemli bir temel taşı olan ihracatımızı bu 
kurumlarla, bu tür kurumların yöneticileri ve çalışanlarıyla mı 
gerçekleştireceğiz ?
Ayıptır ve yazıktır.
HARUN ARSLAN