“Çamlıbel Cadde Şenlikleri”nin iki gün süren ikincisi de yapıldı.
İkinci gün yağmurlu havadan dolayı biraz katılım eksik olsa da Cadde
Şenlikleri’nin beklenenin ötesinde amacına ulaştığını söyleyebiliriz.
Şimdi bunu daha başarılı nasıl yaparız, nasıl kalıcı kılarız diye
düşünmemiz ve bazı aksaklıkları önlememiz gerekir.
Cadde Şenlikleri ile çok yakından ilgilenmeme rağmen, Çamlıbel’in
devamı Atatürk Caddesi’nde de etkinliklerin yapıldığını ancak ikinci
hafta öğrendim. Atatürk Caddesi ile Çamlıbel arasında Cumhuriyet
Alanı’ndan dolayı bir boşluk ve kopukluk meydana geliyor. Aradaki
uzun ve boş olan mesafe iki ayrı ve farklı, birbirinden kopuk etkinlik
yerinin oluşmasına sebep oluyor. Şimdi aradaki boşluğu yaratan
Cumhuriyet meydanı için iki yeri bağlayıcı nitelikte bir çözüm bulmak
gerekiyor. Belki bu yer etkinlik olduğu günlerde bir sanat sergi alanı,
sanat meydanı haline dönüştürülebilir. Resim, heykel, halı, antika gibi
objelerle alan doldurulup Atatürk Caddesi ile Çamlıbel arasında bir
bağlantı sağlanabilir. İçel Sanat Kulübü pekala bu alanın
canlandırılması organizasyonunu üstlenebilir.
Bu organizasyonun bir semti canlandırmak, alışverişi sağlamak ve
insanların eğlenerek güzel vakit geçirmelerinde aracı olmak gibi
öncelikli bir amacı vardır. Yani pozitif çağrışımlarla yüklü bir projedir
bu; çöken bir semtin esnafına yardımcı olmayı, kentin çok anlamlı bir
bölgesini yeniden sahiplenmeyi öngörmektedir. Böylesi bir çabanın
politik bağıntıları olan eylemlerle ya da tartışmalı konularda imza
kampanyalarıyla gölgelenmemesi gerekir. Bu çok ucuz bir fırsatçılık
olmanın ötesinde, yapılan etkinliğin ruhuna, amacına, enerjisine zarar
Ayrıca, bu şenliklerin ayın belli bir günü için planlanması çok doğru
olmayabilir; çünkü insanlar bir ayın ilk haftasının ya da son haftasının
belli bir gününü hafızalarında tutamazlar. Mutlaka her hafta ve aynı
günde olmalıdır. Örneğin her hafta cumartesi ya da pazar günü
yapılabilir; pazar günü sabahtan başlatılabilir. Farklı bir sabah
kahvaltısının da (Çamlıbel Kahvaltıları) yapılabileceği bir ortam
sağlanarak insanların daha uzun zaman geçirmeleri ve pazar günlerini
de değerlendirmeleri sağlanabilir.
Yani 52 hafta boyunca her pazar yapılabilir. Yağmurlu olabilecek
birkaç pazar için de çadır ve şemsiye ile çözüm sağlanabilir.
Her hafta önceden ilan edilmek koşuluyla açık hava konseri
düzenlenir; bugüne kadar yeteri kadar değerlendiremediğimiz
kentimizin müzik oluşumları burada sahne alabilirler;
Opera ve Bale, Devlet Klasik Türk Müziği Korosu, Deniz Kuvvetleri
Bandosu, Belediye Kent Orkestrası, Belediye Koroları, Polifonik
Korolar, Üniversite Oda Orkestrası, Klasik Türk Müziği Koroları, Halk
Müziği Koroları, Nevit Kodallı Müzik Grupları vs.
Tiyatro grupları da oyunlarını sergileyebilirler.
Duyurular yapılarak katılacak satıcılar ve esnaflar arttırılabilir. Daha
fazla sokak satışı yapan yiyecek ve sergi stantları ile Cadde renk, koku
ve ışık kullanılarak cazip hale getirilebilir ve bir süre sonra da
Çamlıbel ve çevresi Mersinlilerin haftanın bir gününü istekle
geçirecekleri bir mekan haline dönüştürülebilir. Bu mahallenin denizle
ilişkisi üzerinden yeni düşünceler gelişebilir.
Öncelikli olarak “Çamlıbel Aşıklar Parkı “eski haline getirilmeli ve oto
park sorunu çözülmelidir.
Geçmiş yazılarıma bir göz attığımda Çamlıbel ve kent merkezi ile ilgili
2009 yılından beri çok sayıda yazı yazmış olduğumu gördüm. Belki bu
kadar beklenmeyip, o günlerde bir şeyler yapılmaya başlansa
Çamlıbel bu günkü duruma gelmezdi. Birçoklarını 5 yıl önce önerdiğim
fikirlerin bazıları için artık geç kalındı ya da gerçekleşmesi zorlaştı.
Son beş yıl içerisinde Çamlıbel ve çarşı ile ilgili yazılarımdan bazı
bölümleri tekrar hatırlatmak istiyorum;
*****
*** Kültür Merkezi - Park arasındaki yol trafiğe kapanıp, Çamlıbel
içindeki Aşıklar Parkı eski haline getirildiği zaman, park kenarındaki
yol ve otoparkın kalkması ile burada çok büyük bir park ve meydan
ortaya çıkacaktır. Bu nokta Çamlıbel’in kalbidir. Çamlıbel’in yok
edilen kalbi tekrar canlandırılmış olacaktır.
Bu park içerisine mobil, ahşap şık küçük büfelerle Avrupa kent
merkezlerindeki gibi şirin bir pazar meydana getirilerek, organik ve
köy tarım ürünlerinin bu büfelerde satılması sağlanabilir.
Bir süre önce gündeme gelen üreticilerin direkt tüketiciye ürünlerini
satma tasarısı burada gerçekleşebilir ve tüketiciler bu ürünleri en az
yarı fiyatına satın alabilirler.
Köyden gelen semizotu, ebegümeci gibi doğal ürünler, nar ekşisi,
zeytinyağı, kekik, nane, doğal meyveler, aynı gün toplanmış dut,
böğürtlen gibi ürünler düzenli stant ve tezgahlarda pazarlanabilir.
Ayrıca el işi ve hediyelik eşyalar, takılar açık stantlarda teşhir edilip
satışı yapılabilir.
Belediye tarafından estetik bir anlayışta gerçekleşecek bu proje ile
hem gelir sağlanmış hem de istihdama katkıda bulunulmuş olur.
*** Kentimizde çok gayretli ve başarılı tiyatro grup ve oyuncuları
var. Yılın neredeyse 10 ayı iklim uygunluğundan açık hava
aktiviteleri yapılabileceğinden yine bu parkın içine yapılacak bir
portatif sahnede belli günlerde küçük tiyatro gösterileri
düzenlenebilir.
Yine kentimizin Opera ve Balesi, çeşitli korolar, dans grupları
Belediye Bandosu burada yapılacak etkinliklere katkı verebilirler.
Yaz günlerinde akşamları bu meydanda eski Mersin’de ki gibi küçük
bir yazlık sinema dahi kurulabilir.
Yani sanat ve kültürü ve yaşamı açık havaya indirebilirsiniz.
Yeniden hayata geçirilen Aşıklar Parkı çevresindeki dükkanlar kısa
zamanda dolacak bu meydanda bir çok da kafe açılacaktır.
*** Büyük Alışveriş Merkezlerine karşı açık hava avantajları öne
çıkarılabilir. Açık havada insanlar serbestçe sigara içerler, portatif
çay, kahve ve yiyecek stantlarından açık hava özgürlüğünü
kullanarak yararlanabilirler.
*** Sokak Müzisyenleri olarak adlandırdığımız müzisyenlerde
trafiğe kapalı sokakta serbestçe müzik yapabilirler.
*** Park kenarına yapılacak bisiklet koyma yerleri ile buraya
bisikletle gelenlerinde çoğalması ve yeni oluşmaya başlayan bisiklet
gruplarının bir buluşma noktası olması sağlanabilir.
*** Sonuç olarak kent içinde, doğal ürünleri satın alabileceğiniz,
semt pazarı gibi görebileceğiniz, bisikletle gelebileceğiniz, sigara
içebileceğiniz, doğal bir müzik dinleyebileceğiniz kent içinde bir ada
meydana getirilmiş oluyor. Bu adanın çevresindeki esnaflarda
bundan etkilenecektir. Belki ilave konularla zenginleştirilebilir.
*** Çamlıbel’in daha da cazibesini arttırmak istersek Müftü Deresi
düzenlemesi yapılabilir. Denizle bağlantısı kesilen kent en azından
içerisinden geçen ırmağa sahip çıkar. Deniz suyu pompalanarak
kayıklarla gezilebilecek bir gezinti alanı meydana getirilebilir.
*** Balıkçı Barınağı karşısında ana Bulvar üzerinde neredeyse
tamamı kapanmış mağazalar, özel bir izinle, kafe, restoran,
pastane, birahane olarak kullanılabilir. Denize yakın, deniz
manzarası olan, deniz kokusu alabileceğiniz, tekneleri
seyredebileceğiniz bir cazibe bölgesi meydana gelecektir.
*** Yine Mersin’in eski yıllarına döndüğümüzde Devlet Güzel
Sanatlar Resim Galerisi’nin Belediye Taş Bina’nın altında olduğunu
hatırlarız. O zamanlar sürekli ziyaretçisinin bulunduğunu ve Atatürk
Caddesi’ne ayrı bir önem ve cazibe kazandırdığını hatırlarız.
Şimdilerde Meclis Salonu olarak ayda yalnızca bir yada iki kez
kullanılan bu yer tekrar eski fonksiyonel haline getirilebilir.
Şu andaki kahvelerin arasında bir ara sokakta bulunan galeri
maalesef ziyaretçi cezbedememektedir.
.*** Bin metrelik kentin iki ucu arasındaki hat üzerinde bir Katolik
Kilisesi’nin, bir Ortodoks Kilisesi’nin, bir büyük ve yeni, birde küçük
ve eski caminin olduğunu düşünün.
Herhalde Akdeniz kıyısında bu özellikte çok az kent vardır
*** Özellikle Çamlıbel’de boş dükkanların sahipleri hala eski
dönemdeki kiraları istemektedirler. En az iki yıl düşük bir kiraya
vermeliler, daha sonra mutlaka eski durumuna dönecektir.
*** Çamlıbel, askeriye ve askeri Kışla ile özdeşleşmiş bir semttir.
Çamlıbel’in askeri Kışla’nın ve Orduevi’nin bu bölgede olmasından
dolayı yalnızca iyi anıları vardır.
Bence de askeri bölge olması Mersin için bir şans olmuştur. En
azından bu bölge çarpık yapılaşmamış ve deniz diğer sahillerdeki
gibi doldurulup yok edilmemiş, üstelik kışlanın arkasında yarım
asırdan yaşlı ağaçlardan meydana gelmiş küçük bir orman
muhafaza edilebilmiştir.
Denizi dolduran, asırlık ağaçları kesen, parkları yok eden, şirin iki
katlı Akdeniz evlerini korumak yerine yerlerine çok katlı çirkin
binaların yapılmasını yeğleyen düşünce askeri bölge sayesinde
başarılı olamamıştır.
*** Yılda yalnızca birkaç kez görebildiğimiz, aslında eski yıllarda
bazı şenliklerde farklı müziklerde yaptıklarında keyifle dinlediğimiz
Deniz Kuvvetleri Bandosu da Çamlıbel ve Çarşı için bazı günler
etkinlik düzenleyebilir.
*** Vali Konağı, Atatürk Evi ve Çankaya Okulu arasında kentin en
büyük meydanı olabilecek bir alan vardır. Bu alanın büyük kısmı
maalesef çirkin bir çay bahçesi ile kaplanmıştır. Çay Bahçesinin
içerisinde de kentin ana sorunu ve çirkinliklerinden biri dev bir susuz
havuz vardır.
Diğer tarafta Çankaya okulu önündeki kaçak, çirkin beton bina
kaldırılır ve tarihi Çankaya Okulu kent Müzesi haline getirilebilir.
Ortodoks Kilisesi, Opera Binası, Müze, Vali Konağı ve Çankaya Okulu
bir arada birbirini tamamlayıcı bir güzellikte olacaklar ve ortada çok
büyük bir alan meydana gelecektir.
*** Bilindiği gibi Mersin’de fahri konsolosluklardan ayrı tek resmi
konsolosluk Kıbrıs Konsolosluğu. Aynı zamanda Kıbrıs’ın ilk
Konsolosluk kurduğu kent Mersin.
Çamlıbel’de bulunan Kıbrıs Konsolosluğu maalesef bir apartman
dairesinde görev yapıyor.
Umarım kentimizdeki eski binalardan biri restore edilerek Kıbrıs’a
yakışır bir şekilde Konsolosluk binası yapılır.
*** Konuda uzman olmadan, yalnızca Mersin’i seven, Mersin için
kafa yoran, örnek ve benzerlerini Avrupa ve Dünyanın birçok
yerinde görmüş ve incelemiş, Mersin’in de geçmiş 40 yılını bilen ve
Çamlıbel’de doğmuş bir kişi olarak yüzeysel de olsa görüş ve
fikirlerimi, önerilerimi amatörce yazıyorum.
Fakat iyi bildiğim konu olan ticaret ve pazarlama yönünden
önerilerimin bazılarının maliyetsiz, bazılarının da çok az bir
maliyetle gerçekleşebileceğini ve hepsinin olabilirliğini emin olarak
biliyorum.
İstenip, inanıldığında ve önerilerimdeki basit ve önemsiz gibi
görünen küçük ayrıntıların da tamamının hayata geçirilmesi ile en
geç iki yıl içerisinde tüm çarşı eskisinden daha önemli bir konuma
gelecek, kentimize de istihdam ve kazanç yönünden önemli bir katkı
verecektir.
*** Belediyelerin teknik bilgili uzman kişileri, istenirse bu önerileri
profesyonel unsurlar katarak bir proje haline getirebilirler.
*** Daha önce Çamlıbel’in ve Çarşının kurtulması ile ilgili
Ufukturunda ve İmece gazetesinde yazdığım yazı ve yolladığım
maillerden, çok sayıda cevap ve fikir geldi. Bu konu ile ilgili bir
platform kurma, ayrıca bazı meclis üyelerinden bir proje olarak
meclise sunma önerileri yapıldı.
*** Kent merkezinde birkaç gündür dolaştıkça, merkezi boğan en
önemli unsurlardan birinin çarşıyı daraltan, sıkıştıran, çarşı ile
bağlantıyı kesen hem de çok yer kaplayan dev duvarların olduğunu
gördüm. Bunların başında Atatürk evi, Müze, Kültür Merkezi ve
Çankaya okulu geliyor. Bir de Yoğurt Pazarındaki ve Atatürk Evi
yanındaki dev trafolara bakın. Bir an bu trafoların yerlerinin
değiştirildiğini veya bir şekilde gizlendiğini, duvarların kaldırılıp
yerlerinin çim döşendiğini düşünün. Kent açılacak, içindeki duvar
ve demir parmaklıklar baskısı kalkacak, çarşı, park, dinlenme ve
gezinti alanları daha çok birleşecektir.
*** Atatürk Parkının önemli bir kısmı atıl durumdadır. Deniz
kıyısındaki gezinti yolu harici kullanılmamaktadır. Tüm alan Araç
Park yeri olarak kullanılırsa ve park ücreti alınmazsa, çarşıya gelme
cezp edilmiş olacaktır. Atatürk Parkı içerisine aracını koyanlar
birkaç yüz metre yol yürüyerek birkaç dakikada Çamlıbel ve Çarşı
Merkezine ulaşacaklardır.
*****
Çamlıbel ve kent merkezinin canlanması ile ilgili yazılarım çok daha
uzun ve kapsamlı olduğundan ancak küçük bir bölümünü
yayımlıyorum.
Çamlıbel’in eski güzel günlerine dönmesini ve bu günün şartları ve
fırsatları ile birleştirilip Mersin’e bir zenginlik kazandırılması
dileklerimle…
HARUN ARSLAN