İSTEMEK BİZDEN
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde il, ilçe ve beldelerde aday olabilecek cesur, korkusuz, kendisine güvenen, yürekli aday adaylarını görmekteyiz, duymaktayız ve ilgili yerlerde kendilerini tanıtmaya çalıştıklarını izlemekteyiz. Bazılarının bazı yerlerde aday adaylıktan adaylığa geçiş yaptıklarını görmekteyiz. İster adaylığı kesinleşmiş, ister beklenti içinde olanların arasından aday olacaklarda biz vatandaş olarak bazı özellikler aramaktayız. Hem başkanlarda hem de aday olanların belirleyecekleri ekibi için aradıklarımız var. Yetkililerin aday ve meclis ekibinin belirlenmesinde lütfen bizim isteklerimizin değerlendirilmesini istiyoruz.

Kısaca:
Yeterlilik gösteren; görev için en yetenekli kişiler,
Aynı çizgide devam eden; ilk durakta inmeyen,
Bağlılık gösteren, sadık olan; doğruluğu kalpte koruyup güven sağlayan ve sözünde duran, illaki dürüst olan,
Görülen iyilikleri unutmayan ve kendisine emek verenlere hiçbir zaman sırtını dönmeyen,
Üstünlük taslamayan, ben değil biz diyen,
Yalan söylemeyen kişiler istiyoruz.
Daha kısası, “inadına seven”; sevgide devamlılık ve sevgiyi, ilgiyi devam ettiren, kapısını bizlere/vatandaşa severek ve isteyerek açık tutan kişiler istiyoruz.

NASİHATIMDIR
Dürüst olduğun için kaybedebilirsin ama yalan söyleyip utanmaktan daha iyidir.
Kaybetmek; yitirmek, yenilmek, para bakımından zarara uğramak anlamlarında kullanılan bir kelime olduğunu sözlüklere görüyoruz.

Yalan; doğru olmadığını bildiği halde, bilerek söylenen yanlış sözdür. Yalan karşısındakini kandırmaya yönelik kullanılmış bir ifadedir.
Utanma; onursuz veya gülünç duruma düşmekten üzüntü duymak ve mahcup olmaktır.
Yenilmek ve kanmak, müsabakada beklenen ve olması halinde kabul edilir sonuçlardandır. Alış verişte de zarara uğranabilineceği yine alış veriş yapan tarafından, olabilirliği beklenen sonuçlardandır. Ama onursuzluk kabul edilir bir durum değildir. Hiç kimse insanlar karşısında gülünç duruma düşmek istemez. Yalan söyleyen utanır mı? Bir miktar onur varsa elbette utanır. Bu durumda yalanı değil dürüst bir şekilde kaybetmeyi göze almalısın. Evet, bu durum elbette daha iyi…

Bugünkü üstünlüğüne fazla güvenme; keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.
Üstün; benzerlerine göre daha yukarı bir seviyede olan, benzerlerini geri bırakan. Bir başka karşılığı ise, birine veya bir şeye göre nitelik(vasıf) bakımından yüksek, daha elverişli olan demektir.
Herkesin, yaptığı haksızlığı er ya da geç ödeyeceğini anlatan bir söz. Gün gelir, kişinin bulunduğu konum karşısındaki ile yer değiştirir, yüzü kızaran olunur. Zaman değişir, şartlar değişir ve bir bakarsın ki hiçbir şey eskisi gibi değildir. Bugünkü gücüne, şartların iyiliğine, işlerin yolunda gitmesine güvenip rastgele işler yapan insana bir uyarıdır. Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli şeklinde de açıklanabilir. Bu söz tam tersi olarak da kullanılabilir. Şu an zayıfız, güçsüzüz, eziliyoruz ama öyle bir gün gelecek ki işler bambaşka olacak, şeklinde ümit edercesine kullanımda mümkündür.

Bu sözde, keser sapı nedir diye sorarsak; bana göre, sapın zamanla yıpranması, gevşemesi ve yuvasında sağa sola dönmesi ve sapın düzgünlüğünün kaybolması şeklinde açıklanabilir.
Kısaca; yanlış yapılan hesap aradan uzun amanlar bile geçse mutlaka yanlış olduğu ortaya çıkar, fark edilir. Bu devir böyle kalmaz, bugün iyi durumda olanlar yarın kötü, kötü durumda olanlar ise, yarın iyi duruma gelebilirler.

Kişi yaptığı bir kötülüğe karşılık, o gün herhangi bir zarar görmese bile, gün olur zararını görür/çeker. Herkes yaptıklarını mutlaka yaşar/yaşayacaktır. Diğer bir anlamı ise, bu gün zor durumda olan, maddi sıkıntılar çeken bir kimse, gün gelir çok iyi refaha kavuşabilir. Bu gün çok zengin, varlıklı olan bir kimse iken, gün gelir elindeki tüm varlığını kaybedebilir. Çünkü hiçbir şey her zaman olduğu gibi kalamaz, garantisi yoktur.

Yarın kime, nerde, ne olacağı belli değildir. Onun için bu hayatta çok şımarmamak gerekir. Ya da başaramıyorum diyerek üzülmemek gerekir. Yaptıklarımızın karşılığını anında alamasak bile bir gün gelip alacağızdır. Bu dünyada herkes ektiğini mutlaka biçecektir. Tarlamıza buğday ekmiş isek arpa biçmeyeceğiz. Buğday biçeceğiz, zira biz tarlamıza buğday ektik. Garibanların hakkını yiyen, dolandıran, onları küçük gören bir kişi yaptıklarının karşılığı geç de olsa karşısına çıkacaktır. Yaptıklarını, yaşattıklarını bu dünyada yaşamadan ayrılmayacaktır. Bundan dolayı iyi bir insan olalım, kimseyi kırıp incitip, toplum içinde küçük düşürmemeliyiz.

Hiçbir şey umduğumuz gibi olmayabilir, her şeyin tam tersi de olabilir. Bundan dolayı her şeye hazırlıklı olmakta fayda var. Ne ekersek onu biçeriz. Adalet geç de olsa tecelli edecektir. Sana yapılan ya da senin yaptıkların geç de olsa karşına çıkacaktır.
Hoş kalın. 22 Kasım 2018, Anamur. İsmet Kadıoğlu.

SELAM OLSUN ÖĞRETMENLERE
Selam olsun tüm öğretmenlere. Selam olsun öğretmenleri olduğum tüm öğretmen öğrencilerime…

Torun sahibi olmuş, anneanne, babaanne ve dedeler benim öğrencilerimsiniz. Ne mutlu bana; torun sahibi öğrencileri olan öğretmenlerden biriyim. Ne mutlu benim gibi olan öğretmenlere…

Nedir öğretmen olmak hiç düşündünüz mü? Bir sevdadır öğretmen olmak… Gözü başka bir şey görmeyen bir sevda… Bir kara sevda. Hiç düşündünüz mü neyin sevdasıdır bu? Ne ile açıklanabilir almadan vermek, verdikçe çoğalmak, çoğaldıkça yaşamı kucaklayıp mutlu olmak. Bir damla suya hasret bir çöl susuzu gibi bilgi bekleyen, annelerini bekleyen kuş yavruları gibi ağzına açan binlerce, on binlerce çocuğa her şeyinizi sunmak neyin karşılığıdır? Bir tek sözcükle anlatabiliriz bütün bunları, bir tek sözcük sizi geleceğe çevirir: Öğretmen.

İçimizi aydınlatan, bizi doğruya götüren, bize dünyayı tanıtan, gerçekleri anlatan, karşılık beklemeden veren öğretmen… Çocukları analar doğurur, öğretmenler yoğurup yetiştirir; duygularına, ruhuna, fikirlerine ve hayatına en güzel renkleri verir öğretmen…
Alın terinin, sabrın, özverinin, erdemin, dürüstlüğün, saygınlığın simgesi öğretmenlerimizin günü kutlu olsun…
Hoş kalın. 24 Kasım 2018. Anamur. İsmet Kadıoğlu.