Geçtiğimiz dönem tüm İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi
toplantılarını takip ettim.
İl Genel Meclisi toplantıları tam bir komedi idi; toplantı sonuna
doğru neredeyse tüm üyelerin ayrıldığı, 10 – 12 kişinin kaldığı,
toplantı esnasında çay servisinin yapıldığı, Meclis üyelerinin Özel
İdare çalışanlarını azarladığı, koridorlarda sigara içildiği, koalisyon
kurularak koalisyon üyelerinin diğer partinin tüm önerilerine karşı
çıktığı verimsiz toplantılar yapıldı.
Gelelim Belediye Meclis toplantılarına: Özcan’ın nadir olarak katıldığı
toplantılar genelde içeriksiz, tartışmasız, önerisiz, düzensiz ve verimsiz
geçti. Toplantılar hiçbir zaman ciddiye alınmadı.
Yeni dönemde bilindiği gibi İl Genel Meclisi kapandı.
Yeni Belediye Meclis toplantıları Kongre Merkezi’nde yapılmaya
başlandı. İlk toplantılar eski dönemden kalma alışkanlıklarla yine
aynı düzensizlikte olmasına rağmen, yeni yönetim kısa zamanda tüm
eksikleri tamamlayarak toplantıların düzenli geçmesini sağladı.
Geçtiğimiz hafta yapılan son Belediye Meclis toplantısını artık yeni
“Kent Estetiği” anlayışı ile “Belediye Meclisi Estetiği” açısından
inceleyelim.
Sahnede düzgün bir çalışma masası, masada Belediye Başkanı ve iki
Meclis üyesi takım elbiseli, kravatlı, arkadaki masada görevli bayan
memur gayet düzgün bir şekilde siyah ceket ve etek giymiş.
Arkada perdede toplantı metni net bir şekilde yayımlanıyor.
Yan tarafta konuşmacı kürsüsü ve mikrofon.
Ses sistemi, ışık sitemi, klima sistemi; hepsi son derece düzgün ve iyi
çalışıyor.
Sahnenin iki tarafında çekim yapan ikişer kameraman.
Kameramanlardan Başkana 6 metre uzaklıkta aynı kareye giren
kameramana bakalım: Üzerinde bir kısa pantolon ve tişört, ayağında
bir beyaz lastik ayakkabı... Yani plaj kıyafeti ile sahnede!
Görüntünün bir parçası olarak sahnenin bütün estetiğini bozdu.
Gelelim salon kısmına:
Telsiz mikrofonu konuşacak kişilere taşıyan görevliler düzgün giyimli,
hızlı ve gayretli.
Önden üç sırada MHP li Meclis Üyeleri oturuyor. 4. Sıradan itibaren
de CHP li ve Ak Partili Meclis üyeleri bulunuyor.
Salon bir protokol toplantısı gibi düşünülerek en ön sıradakiler için
masa, peçete ve su konmuş.
Arkadaki sıralarda oturan ve öndekilerle aynı yetkideki Meclis
üyelerine bu ikram yok.
Burada istemeden de olsa dikkatsizlikten kaynaklı bir ayrımcılık
hissediliyor.
Ön sıraya önceden gelen Meclis üyeleri oturunca, Belediye Başkanları
yer bulamıyor. Belki Başkanların yerleri belirlenebilir.
Dinleyicilerin bazıları Meclis üyelerinin oturduğu bölüme oturuyor ve
oy kullanımında bazen kargaşalıklar oluyor.
Bunun için dinleyiciler için ayrılan bölüm belirtilmeli. Bir kişi oturma
düzenini sağlamada görevli olmalı.
Bir de bazen dinleyicilerden dilek ve temenniler bölümünde söz
almak isteyenler oluyor ki dinleyicilerin Meclis toplantılarında
konuşma hakları yoktur ve bu konuda bir şekilde bilgilendirilmeliler.
Tabii dilek ve temenniler bölümünde mutlaka Meclis üyelerinin
kentle ilgili söyleyecek bir şeyleri olmalıdır. Yok ise, bu da bir “Meclis
Estetiği” eksikliği olarak görülmelidir; değerli Meclis üyeleri kentle ve
kentin sorunları ile ilgili bilgi sahibi olmalılar. Soli’nin, Yumuktepe’nin
tarihini okumalılar, Mersin’i tanımaya çalışmalılar ki söyleyecek
sözleri olsun...
Geçtiğimiz dönemlerin İl Genel Meclisi’nin olmadığının, onun da
işlevini gören şimdiki tek Meclis’in çok daha fazla önem kazandığının
bilincinde olarak, bu Meclis’in ne kadar önemli olduğu ve kente ne
kadar büyük katkı vereceği bilinmelidir.
Kent Estetiğinin ve kente sahip çıkma bilincinin bir modeli olarak
çalışmalıdır Belediye Meclisi’miz. Hem görüntü olarak, hem
çalışma yöntemi olarak... Ama asıl önemlisi de kent sorunlarıyla
ilgili belgelere, araştırmalara dayalı dosyalı meclis üyeleri görmek
istiyoruz. Dar politik hesapların ötesinde, kentin ve kent insanının
yararına her çalışmayı desteklemek, yapıcı eleştirilerle yönetime katkı
vermek gerekir. Sadece muhalefet olsun diye anlamsız direnişler,
ittifaklar her şeyden öte kente zarar verecektir.
Bu anlamda, Meclis çalışmalarının kent televizyonlarından canlı
yayımlanması çok olumlu bir estetik olgudur ve meclis çalışmalarını
da bütün bir kentin izleme imkanı sağlanması daha da özenli
olunmasını gerektiriyor.
HARUN ARSLAN