Büyük Şair Orhan Veli Kanık bir şiirinde:
“Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.”
Diyor ya, biz de bunun yeni versiyonunu şöyle söylüyoruz:
“Neler toplamadık şu vatan için!
Kimimiz para topladık, kimimiz kapak.”
İşte mavi kapak olayını bundan daha iyi anlatmak mümkün değil.
Doğaya ve insana çok büyük zararları olan pet şişelerin, üreticileri
tarafından toplanması gerekiyordu. Bu toplama işi zor ve masraflı olunca,
yönetmelikte bir değişiklik yaptılar ve kapak toplamayı yeterli saydılar. Kapağı
olduğuna göre, onun ucunda olan şişenin de toplanmış olacağını varsaydılar.
İşin bu kısmını halleden sermaye ve işbirlikçileri için bir sorun kalmıştı.
Kapağı kim toplayacaktı?
Bunun da kolayını buldular. Belli sayıda kapak getirilmesi halinde
engellilere tekerlekli iskemle verilecekti.
Bir iyilik yapma isteği ile dolu olan halk, sokaklara döküldü. Biriktirilen
mavi kapaklar belli merkezlerde toplandı. Bunları alan üretici/işadamı kapakları
göstererek bu kadar atık şişe topladığını söyledi, cezadan kurtuldu ve üstelik
övgü aldı.
Oysa ortada tek bir şişe bile yoktu.
Bunun karşılığında, basın huzurunda, reklam mahiyetinde çakma
iskemleler verildi. Engelli vatandaşlar da kullanıldı.
Bu olayı anlatan yazım üzerine, gazi-yazar Fikret Gökçe’den bir açıklama
aldım. Sayın Gökçe, bu olayın ilk olmadığını; bundan otuz sene önce Marlboro,
Tekel 2000 sigaraları ve Coca Cola kutu halkalarının toplanması işinde de aynı
oyunun oynandığını yazıyordu.
Bunları hatırlamak için yaşımın müsait olmadığını söylemek isterdim ama
durum öyle değil. Olan şey; değişen zaman sürecinde,insanların
unutkanlığından yararlanarak benzer oyunların sergilenmesinde.
Sayın Fikret Gökçe’nin anlatımından özetle;
MARLBORO KAMPANYASI
“Amerikan Marlboro sigarası bundan otuz yıl önce Türk piyasasına
girerken büyük bir şirket ile ortaklık yaptı ve bir kampanya haberi yayınlandı.
Buna göre 1000 adet boş Marlboro sigarası paketi getirenler adına, bir adet
tekerlekli iskemle verilecekti. O dönemde Türkiye’de tekerlekli iskemle
üretilmediğinden insanlar buna ihtiyacı olanlara yardımcı olmak için büyük bir
yarışa girişti. Harıl harıl sigara paketi toplanmaya başlandı. Toplanan çuvallarla
paketin nereye verileceği sorulup duruyordu. Bir süre sonra şirketten “Bizim
böyle bir kampanyamız yoktur” açıklaması geldi. Bu yanıt büyük bir öfke ve
üzüntü yarattı. İstanbul’da toplanan paketler Taksim Meydanında piramit
şeklinde yığılarak ateşe verildi. Ama olan olmuştu. Marlboro sigarası, yabancı
tütün ve tiryakiliği yerleşmişti.
TEKEL 2000
Bu yetmedi peşinden 1993 tarihli gazetelerde “2000 tiryakisinden
özürlülere yardım” başlıklı bir haber yayınlandı. Habere göre; -halen çalışan- bir
Kargo Şirketi ile işbirliği yapılarak, her iki bin adet boş sigara paketi karşılığı,
bir iskemle verilecekti. Yine benzer bir süreç başladı. Toplanan paketlerin
nereye teslim edileceği bilinmiyordu. Sabah Gazetesinden Yasemin Erdoğan
bunu iş edindi. Tekel idaresi ve adı geçen kargo şirketi yaptıkları açıklamada bu
kampanya ile bir ilgileri olmadığını söylediler, taraflar birbirini suçladı ve olay
bir süre sonra unutuldu gitti.
KAPAK AÇMA HALKASI
Sömürü bununla da kalmadı. Türkiye’nin en çok satan gazetesi 1995
tarihinde “Cola halkalarını ne yapalım” diye soruyordu. Habere göre metal kutu
Coca Cola kapak açma halkalarından 10 bin adet toplanması karşılığında
tekerlekli iskemle verilecekti. Posta Gazetesinden Rıfat Ababay haberin peşine
düştü, Araştırdı, soruşturdu, kimse bu olaya sahip çıkmadı. On binlerce metal
halka toplayanların elinde kalmıştı. Ama o güzelim gazoz, şurup ve
şerbetlerimizin yerini bir yabancı ve zararlı ürün olan kolalar almıştı. Bu
kampanyalar sonucu milyonlarca kişi sigara ve kola içicisi olmuştu.”
İşte böyle. Gelelim işin özetine:
Alet edilenler; engelliler, kullanılanlar; halk, aracılık eden ve göz
yumanlar; siyasi iktidarlar-bürokratlar, kar edenler; yabancı ve yerli işbirlikçi
sermaye idi.
Gelecek yazılarımızda bu ekonomik ve siyasi sömürünün devamını
yazacağız.
“Neler yapmadık bu vatan için...”
“Neler toplamadık bu vatan için...”
Av.A.Erdem Akyüz