Mersin Üniversitesi’nin “Akdeniz Kent Araştırmaları Kolokyumu”
etkinliğinden önce İSK’nin, daha sonra Vahap Kokulu’nun gönderdiği
mail nedeniyle haberim oldu. Etkinliğe saatler kala da MEÜ’nin daveti
geldi.
MEÜ de yapılan etkinliklere gitmeme eğilimime rağmen, burada bazı
Mersinli dostlarımın adı geçtiğinden ve Mersinle ilgili katkı sağlayacak
bazı bilgiler olabilir ümidiyle gitmeye karar verdim.
Vahap Kokulu’dan “Üniversite kapısında girişte güvenlikçilerle sorun”
yaşanmayacağı izlenimini alıp yola koyuldum.
Herhalde çok kalabalık olur ve 450 kişilik Üniversite salonunda yer
bulunmaz, en azından öğrenciler salonu doldurur diye düşünsem de
yine yanılmıştım.
Salonda genelde Mersin’den ödül alacaklar ve onların dostları vardı.
Neyse gecikmeyle de olsa program başladı.
Tabii önce modern Üniversitemizin klasik müzik konseri ile...
Elimizdeki programda sırasıyla konuşmacılar yazılıydı. Listeden takip
ettik.
*Tolga Ünlü
*Tamer Gök
*Cana Birsel
*Yüksel Mutlu
*Neşet Tarhan; oradaydılar ve konuştular.
Listede konuşmacı olarak yazılmış olan
*Şerafettin Aşut
*Cihat Lokmanoğlu
*İbrahim Genç
*Burhanettin Kocamaz
*Özdemir Çakacak; yoktular, yani konuşmadılar.
Önceden teyit alınmalıydı, Ya da şüpheli olanlar programda
belirtilmeliydi. Bu sayıda bir protokolün tümünde de mazeret olamaz
ki. Çok açık ve kaba bir düzenleme hatası, iki tarafa da saygısızlık.
Üniversitenin Mersin’den ne kadar kopuk olduğunu sunucunun
takdimlerinde de gördük: Valimiz anons edildi, Yenişehir Belediye
Başkanı sahneye davet edildi... Belli ki sunucu gelenleri tanımıyordu.
Yönetenler ve görevliler de kent yöneticilerini tanımıyordu. Sunucu
öylesine anons ediyor ve çağırdığı kent yöneticisi konuğun “ sesine
gelmesini ! “ bekliyordu. Tipik kasaba kafası!
Dışa dönük bu ciddiyetsizlik bir yana; daha da üzücü bir tablo :
Üniversite Rektörü, Rektör Yardımcılarından hiçbiri bu etkinlikte
yoktu!
Açılış töreninden sonra ara verildi.
İkinci bölümde konuşmacıları dinlemek için tekrar salona girdim.
Katılanlar daha da azalmıştı...
Bu defada konuşmaların yabancı dilde yapıldığı sürprizi ile karşılaştık.
Salonda ancak 5 yabancı sayabildim. Acaba bilimsel bir konuşmayı bu
salonda yabancı dilde anlayabilecek kaç kişi var? diye düşündüm.
Tabii İngilizce sunum yapılıp, 5 de yabancı konuk olunca etkinlik
“uluslararası” oluyordu. Hele bir de klasik müzik dinletisi araya
konunca, ünvan tamamlanıyordu; üstelik de çağdaş oluyorduk.
Tabii ikinci günkü oturumlara katılmadım; fakat ikinci gün bazı
oturumlarda izleyici sayısının 5 kişiye kadar düştüğünü öğrendim.
Her zamanki gibi formalite, sıradan, sırf yapmış olmak için yapılan
göstermelik işlerden, Rektörlük seçimleri öncesi tipik Mersin
Üniversitesi etkinliklerden biriydi.
Etkinliği düzenleyen Üniversite bünyesinde “Akdeniz Kent
Araştırmaları Merkezi”nin de şimdiye kadar kente ne katkı verdiğini,
neler yapabilecekken yapmadığını anlatacak olsak uzun sürer ve boşa
geçirilen yıllar bizleri üzecektir. MTSO için hazırladıkları fotoğraflarla
ve kopya yazılarla dolu “İstasyondan Fenere” kitabını eleştiren birçok
yazı yazmıştım.
* * *
Yazımın, olanları anlattığım buraya kadar olan gereksiz bölümüyle
zamanınızı aldığım için özür dilerim.
Gelelim bana göre etkinliğin tek sevindirici konusuna:
Bu etkinliği İngiliz Kraliyet donanmasından Amiral Beaufort’un
kurtardığını söyleyebilirim. Kendisi, 1811 – 1812 yıllarında Anadolu
kıyılarını gemisiyle dolaşmış, yöremizi de içine alan “Karamania”
kitabını yazmış ve bu bölgelerle ilgili bazı kıyı haritaları çıkarmış bir
denizci...
Daha önce Amiral Beaufort ve Karamania kitabına bazı yazılarımda
yer vermiştim.
Araştırmacı Mersin sevdalısı değerli Nihat Taner, Beaufort’un
haritalarını büyük bir uğraşla İngiltere’den getirtmiş.
Haritalar bu etkinliğin girişinde sergilendi.
Tabii bu değerli haritaların böyle bir başarısız etkinlikte sergilenerek
gerçek değerinin verilememesi üzücüydü.
Umarım Mersin tarihi konusunda en bilgili kişilerden değerli Nihat
Taner bu değerli haritaların anlamlarına yakışır bir düzen içinde
daha yaygın izlenebileceği bir mekânda sergilenebilmesini sağlar ve
Karamania kitabını kendi bilgileriyle bizlere anlatır.
Bunu kısa zamanda mutlaka yapmalıdır.
Yalnızca bu bile “Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi”nin bir on yıllık
çalışmasından daha değerli olacaktır.
Amiral Beaufort’a ve Nihat Taner’e Mersin adına teşekkürler...
Harun Arslan