Saygıdeğer Okuyucularım ;

Ülkemizde yaşanan son gelişmelerden sonra bir iki satır nostalji ile sizleri demlemek istedik. Bu güne kadar sizi hep demlediler.Alet ettiler,kullandılar ve açlığa sefalete sürüklediler.

Hep Ekmek kavgası yapacak değiliz ya, Bugün sizlerle birlikte eskilerin kervanına katılalım dedik.
İşte o günler BAMBAŞKAYDI ÜSTADIM...
İşte o günler ;
Bazen bir şarkı, bazen bir türkü alır götürür bizi hiç ummadığımız bir yerlere;
 
O gittiğimiz yerlerde, aşıkların dili çözülür. Sevenlerin sevdiklerine acısı diner, üzerine merhem çalınmışcasına. 

Ve bazen de hiç haberi olmaz bu sevenlerin! Yaralar gizli gizli sızlamaya devam eder..
Bazen “Gözler doğar gecelerin üstüne” bazen “Akşam olur gizli gizli ağlarız” hep birlikte.
Halbuki “Çileli doğmuşuzdur zaten ezelden” Diye başlayan yürek isyanı, hasret şarkılarına karışır “O gizli gizli buluştuğunuz yerler’de” 
“Sormayın ne haldeyiz'dir” Ah bu şarkıların gözü kör olsun diye devam eder bu isyan.
 Elbet bir gün buluşacaklardır, kah yeryüzünde bulutların üstünde, kah rüyalarda. Ama muhakkak ki buluşacaklardır. Bir sevgi asla yarım kalmayacaktır.

Kimler buluşup kavuşmadı ki; Ferhat-Şirine, Aslı-Kereme, Leyla Mecnuna, İkisinin de saçları ak olsa da buluşurlar bir gün.Ya mezarda, ya cennet yada cehennemde, 

Şarkılar ''Baharı bekleyen kumru gibidirler'' Şarkıların bu yüzünü hep severim, içten içe gizlice, pazarlık yapıp, sahte sevdalara yelken açmazlar nedense. 

Zeki Müren bir daha gelir mi? Yıldırım Gürses, Alaattin Yavaşça, ismini bile sayamadığım niceleri kaldı mı yeryüzünde? Ya benden bir kaç yaş büyüklerin iyi bildiği, çakır keyiflerin içki masalarına, peynirsiz kavun suz rakılarına eşlik ettikleri, sofilerin kısık sesle, gizli gizli dinledikleri Esengül. Bir daha geri gelir mi?

Bizim kuşağın “Acılarını iç çekerek gözyaşı döktükleri, sevdiklerinin arkasından söyledikleri, dillerde tadı kalan Bergen’imiz” bir daha döner mi acep. Bizim; “Acılarımızın kadını” olur mu yeniden?

Dinledikçe dinlenmeye ihtiyacı olan yüreklerimiz, susadıkları güzelliği bir daha dindirebilirler mi? Hep bu sorular dolaşıyor kafamda. Cevabı yok, aslında var da yok. Söylemeye dilimizin varmadığı, kabullenemediğimiz.

Şarkı anladığınız kadar, yaşadığınız kadar hissettiğiniz kadar güzeldir. Kimi şarkıda ayaklanıp alayına isyan bayrağı diktiğimiz, kimi türküde ayağa kalkıp “Böyle olur buraların sevdası” nidalarıyla horon çekip, mendil salladığımız,
Okul sıralarında tohumunu saçıp, okul arkalarında yaşadığımız kaçamak aşkların, masaların sıraların üstüne kazınan resmidir şarkılarımız.

Hayatta kalma telaşının, yaşayabilmenin mutluluğun resmidir şarkılarımız.

“Şarkılara sordum söylemediler” diyen şaire inat, şarkıya inat. Ben Kamuran Akkor dinlemeye devam edeceğim. 

Zeki Müren, Orhan Gencebay dinleyeceğim ne kadar taşıyan varsa sevda şarkılarını geçmişten geleceğe. Ben onları dinlemeye devam edeceğim.

Saygı ve Sevgilerimle.